Batı dillerinde karşılığı olmayan bir mefhum: Çağdaşlaşmak; cıvık, korkak, murdar… Bu habis kelimeyi, lugat hâzinemizden tardetmedikçe, düşünce selâmetine ulaşamayız. Gerçi Avrupa da şuurumuzu bulandırmak için, nice lâfızlar icad etmiş. Ama hiç bir emperyalizm, çağı tek başına temsil etmek gibi abes bir iddiaya kalkışmamıştır. Hıristiyan dünyanın son keşfi, «azgelişmişlik». Asırlık hezimetlerin öcünü almak için uydurulmuşa benzeyen […]
Bütün rüyaların kanatlandığı ülke, bütün rüyaların ve kâbusların… Müphemin ve meçhulün vatanı… Kin, öfke, hayal kırıklığı ve sonsuz ümidler: Doğu, duyguların aksettiği perde. Kâh yakın, kâh uzak… Bazan Afrika, bazan Okyanusya, bazan İspanya veya Rusya… Arzı iki bloka bölen ilk topluluk: Roma… Kendi dünyasını hudutları belirsiz bir Asya’dan ayırmak istemiş. Sonra, gururun, bağnazlığın veya bilgisizliğin […]
Demek ki, Avrupa’nın Asya’yı hâkimiyeti altına almak temâyülü tek kelimede billurlaşır: Avrupalılaşma. Bu emeli gerçekleştirmek için önce silâha baş vurulur. Asya’nın, daha doğrusu İslâm – Türk’ün mukabil taarruzu haçlı emellerini akâmete uğratınca açık savaşın yerini soğuk savaş alır. Emperyalizmler Asya’ya dostça hulûle çalışırlar. Bunun için her vâsıta meşrû görülür. Yalan, desîse, riyâ… Kapitalizm Osmanlı’yı hiç […]
0 Yorumlar