Bu işleyişi iyi anlayabilmek için müşrik aklın faaliyetine şöyle bir bakmak yeterlidir. Miladi ll. asırda Pavlus, Saint Paule ve Petrus denilen azizler, Hristiyanlığa tevhid inancının yerine eski Yunan’ın ve Roma’nın putperest şirk inancını yani üçlü ilahanlayışını yerleştirdiler. Daha sonra M.S. 3213’te İznik Konsülü’nde yüz yir. miden fazla İncil nüshası arasından ancak dördü daha sıhhatli görülerek […]
Max Weber, yeni putlar ve Rönesan Rönesans’a kadar bu üçlü ilah anlayışı gelmekle beraber Rönesans’tan itibaren eski Yunan ilahlarımn hortlatılmasıyla insanın Allah ile münasebeti kesilerek politeist, panteist, ateist ve deist anlayışlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Meşhur Alman sosyologu Max Weber (ö.1923), modern bilim anlayışının insana ahlaki sorunlar ve değer hükümleri vermek gerektiğinde pratik meseleler karşısında ona […]
Aydınlanma, kiliseye ait cemaatin kendi içindeki Tanrı referanslı kapalılığına karşı tasarladığı toplumu; sosyal ilişkilerin dünyasına aklın kurallarını hâkim kılıp insanları cemaatin “büyülü” dünyasından arındırarak şeffaflaştırmak, yani “transparent” hale getirerek kurmak istemişti. Toplum dediğimiz bu sosyal dünya, müzakerenin, yeniden inşanın mümkünlüğünün, hesap sorabilirliğin açık dünyası olarak tasarlandı; bu, sorunlarını Tanrıya referansta bulunmadan çözeceği varsayılan aydınlanmanın sivil […]
0 Yorumlar