Hz. Aişe anlatıyor: Yahudi bir kadın kendisinden dilenmek için gelmiş ve kabir azabından bahsettikten sonra “Allah seni kabir azabından korusun” demişti. Hz. Aişe Allah Resûlü’ne (s.a.v.) “İnsanlara kabirlerinde azap olunur mu?” diye sordu. Allah Resulü (s.a.v.) “Evet, kabir azabı (vardır)” buyurdu. Ardından Hz. Aişe şöyle demiştir: Bundan sonra Allah Resûlü’nün (s.a.v.), sonunda kabir azabından Allah’a […]
Kabir, ahiret âleminin, doğrusu ebedî hayatın ilk kapısıdır. Bu kapıdan sonraki olaylar hakkında akıl yürütme imkanı yoktur. Kabir âlemi ve kabirden sonra haşir, neşir, cennet, cehennem, nimet ve azaba inanmak, sadece teslimledir. Allah Teâlâ Zülcelal Hazretleri nebilerine bildirip, nebileri de ümmetlerine bildirdikleri gibi, akıl yürütmeksizin âhirete inanmak farzdır. Allah Teâlâ dünyayı bir imtihan, ahireti de […]
Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz TASAVVUFUN GENELİYLE İLGİLİ SORULAR – Sağlam bir tasavvuf çizgisinde hangi özellikler bulunmalıdır? – Bu sorunun tasavvuf konusundaki belirsizlikleri gidermek amacıyla sorulduğu anlaşılmaktadır. Bugün tasavvuf konusunda sapla saman birbirine karıştığı, şeyhlerin sahtesi ile gerçeği yaygın bir biçimde her yanda bulunduğu için bunları birbirinden tefrik etmek zordur. Bunların doğrularını tanımak için […]
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Tevhidin aslı, buna îman etmenin en doğru yolu şudur: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, hesap, mizan, cennet ve cehenneme inandım, bunların hepsi de haktır, demek gerekir. Yüce Allah, sayı yönüyle değil, ortağı olmaması yönüyle birdir. O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. O’na hiçbir […]
0 Yorumlar