Ameli Hakk’a Taşımak ve Amelle Hakk’a Yaklaşmak

Zühd ile çok istedik hiç müyesser olmadı Terk idübetı küllisin gümânt yağmaya verdik Yunus Emre İslam düşüncesi geleneğinde sûfiler ve işrâkî filozofların, kelamcılardan ve Meşşâî filozoflardan farklı olarak amelle yet­kinleşmeyi savunduğu belirtilir. Amelle yetkinleşmek ise genel olarak riyazet kapsamına giren uygulamalar sayesinde metafi­zik idrake ulaşmak demektir. Bilhassa tasavvuf geleneği, “Hz. Peygamber’in (sav) sünnetine ittiba ederek […]

Daha fazla oku
Turan Koç – Zamanın Gözleri ”Alıntılar”

‘İslam sanatı” dediğiniz külliyat ya da başarılar bütününü, bir başka açıdan, nihaî anlamda Kur’an’a dayanan âlem, insan ve hayat telakkisinin belli bir dehanın kavrayışından süzülmüş ifadesi olarak da yorumlayabiliriz. Yani ”sanat” dediğimiz olay/eser, bir yerde İslam imanının artistik dildeki ifadesidir. Bu sanatta gayb ile şehâdet âlemi, tenzih ile teşbih, bir yolunu bulup, birlikte mükemmel bir […]

Daha fazla oku
İslam Düşüncesinin Eşsizliğinin Özellikleri

İslam düşüncesinin eşsiz olması ona cevherî bir özellik vermiştir, o da; tabiat ve metafizik konuları ve problemleriyle muamelesinde -bu konuların değişkenleri ve sabitelerinde- tenakuzun pençelerine yakalanmadan ve çelişkiye düşmeden problemleri çözme yeteneğidir. Bu,beşeri sistemlerle eski ve yeni felsefenin gerçekleştirmekten aciz kaldığı bir iştir. İnsanın dünyasında ve kâinattaki sabiteler ve değişkenlerin,görülen alem ve ğayb aleminin, madde […]

Daha fazla oku
“İki asırdır düşünmediğimiz” Yargısı Hakkında

Âfâk: Müslümanların iki asırlık yaşadığı tecrübenin belki en ağır kaybı ‘düşünmenin imkânını’ yitirmesidir. Bu yitirmişlik Müslümanlara, korka korka nassa sarılmaktan başka bir imkân bırakmadı. Sizce Müslümanlar/Dindârlar düşünmeye ne zaman muhtâç olacaklar? İhsan Fazlıoğlu: “İki asırdır düşünmediğimiz” yargısı bir yanılsamadır. Kimilerine göre bu bin yıldır böyle… Tarihî tecrübe bilinmiyor; malumât eksikliği var; ama öncüller olmadan kolayca […]

Daha fazla oku
Gelenek’te Müslüman Kendini Nasıl Tanımlıyordu?

İslâm dininin kurucusu ve vaz’ edicisi olan Hz. Muhammed Mustafa’nın(sav) mesajı, kendisinden çıktıktan sonra artık ümme­tin malı olmuştur ve o ümmetin içerisinden anlayış, kavrayış, idrak seviyelerine doğru orantılı olarak O’nun mesajı üzerinde yorum ekolleri gelişmiştir. Onun bir sözünü birisi şu şekilde, bir diğeri başka bir şekilde algılayabilmiştir. Bu durum, bizim düşünce akımları, ekolleri ya da […]

Daha fazla oku