Imâm-ı Rabbânî Ehl-i sünnet kimliğini belirlemekte kendisinden Önceki âlimlerinin ölçüsünü takip eder. Onlara göre temel çizgi, ifrat ve tefritten uzak durmak; yeme, içme ve giyme de dâhil her türlü inanç ve davranışta orta yolu takip etmektir(456). Dolayısıyla İmâm-ı Rabbânî’nin gözettiği alametleri tek madde altında toplamak mümkündür: ifrat veya tefrite kaçmadan orta yolu takip etmek. Ancak […]
İmâm-ı Rabbânî’nin sahabe-i kiram hakkındaki görüşlerinin temelini Kuran-ı Kerim’in ve Hz. Peygamber’in onlar hakkındaki tarif ve yönlendirmeleri oluşturur. Her şeyden önce o, sahabeyi şu ayetin çerçevesine yerleştirir: Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’e “Bunun için sizden yakınlarımı sevmekten başka bir ücret beklemiyorum’ de”(555) demiştir. Sonra İmâm-ı Rabbânî, bu sevgi çerçevesinin boyutlarım be lirlemek üzere Hz. Rasül-ü Ekrem’in […]
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla… Allah Teâlâ’nm gazabını teskin hususunda “lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilâh yoktur)” sözünden daha faydalı bir şey yoktur. Bu söz, cehenneme girmeye sebep olan İlâhî gazabın teskin olmasını sağlıyorsa, başka gazapların teskinine haydi haydi sebep olur. Zira diğer gazaplar, cehennem azabım doğuran gazaptan çok daha aşağı derecededir. Nasıl teskin […]
İlâhî hakikatlerden nasiplenmek ahirete mahsustur. Bunlardan dünyada nasiplenmek ise ancak müminin miracı olan namazda olur. Bu miraçta sanki dünyadan çıkıp ahirete varılır ve ahirette verilecek olanlardan faydalanılır. Sanıyorum bu büyük nimete namazda ulaşmanın sebebi, namaz kılan kimsenin, ilâhı hakikatlerin zuhur ettiği yer olan Kâbe’ye dönmesidir. Kâbe şaşılacak bir yerdir. Zira o, sûreti ile dünyaya, hakikati […]
Şimdi kısaca Ehl-i sünnet’in inanç esaslarını açıklayalım. Daha sonra inançlarımızı buna göre düzeltip bizi bu çizgi üzerine sabit kılması için Allah Subhânehû’ya yalvaralım. Allah’ın Varlığı ve Sıfatları Allah (c.c) zâtıyla mevcuttur ve varlığının başlangıcı yoktur (kadîmdir). O’nun dışındaki her şey onun yaratmasıyla mevcut olmuş ve bu sayede yokluktan varlık sahnesine çıkmıştır. Allah Sübhânehû’nun varlığının sonu […]
0 Yorumlar