Descartes diyor ki, düşünüyorum o halde varım o kadar kesin bir bilgidir ki bu konuda kimse beni şüpheye düşüremez. Tanrı bile bu alanda bana müdahale edemez diyor. Bunu dikkate aldığınızda zaman Descartes’ın, Tanrının bile müdahale edemediği bir bilgi alanı, muhkem bir alan, sadece insana ait bir alan kurduğunu ve sonra bu alanı bir usule bağlı […]
‘Olgun ve medenî insanların en değerli zihnî karakteri, hoşgörüdür. Hoşgörü, başkalarının görüş ve düşüncelerini, dinî, siyasî her türlü inançlarını saygı ile karşılamaktır. Başkaları bizden başka türlü düşünebilirler, bize gülünç görünen örflere bağlanabilirler, bizim küçük gördüğümüz değerleri yaşatabilirler. Bizim insanlık görevimiz, bunların hepsini saygı ile karşılamaktır. Hoşgörüye sahip olmayışın doğurduğu hamlığa taassup adı verilir. Taassup, düşüncenin […]
Sahası geniş ve hâkimiyeti büyük hanedanlıklar din esasına dayanır. Din de ya nübüvvet veya Hakk’a davet şeklinde olur… Bunun sebebi şudur. Mülk, sadece tagallüble hasıl olur. Tagallüb de sadece asabiyete ve arzuların mutalebe (hak isteme) üzerinde birleşmesine dayanır. Kalpleri bir noktada toplama ve kaynaştırma sadece, dinini tesis hususunda Allah’tan gelen bir yardımla mümkün olur. Hakk […]
0 Yorumlar