(St. Anselm) SÖYLEV BÖLÜM II-IV 1077’de, Normandiya’da Bec Manastırı başrahibiyken Anselm, Hristiyan Tanrı anlayışına dair geniş bir meditasyon olan Monologion’u yazdı. Fakat bu eserin mantıksal karmaşıklığından memnun değildi ve Hristiyanların Tann’nın gerçekliğine dair bütün inançlarının, “tek bir argümanla”, yani tek bir öncülün çıkarımlarını geliştiren bir akıl yürütme yoluyla kanıtlanıp kanıtlanamayaca- ğını araştırmaya başladı. Oldukça ciddi, […]
Peygamberlik, vücûb ve mantıkî zorunluluk ifade eden bir delile dayanmamakla birlikte, çağdaşların bilimsel delil kabul ettikleri tecrübeye dayanan bir vâkıadır. Ancak, peygamberliği sadece peygamberin kendisi tecrübe eder. Başkaları ise onu Peygamber’in (sav) mucizesiyle tecrübe eder ve mucizeleri tecrübe etmek peygamberliğin tecrübe edilmesinin yerine geçer. Bu noktadan anlaşılıyor ki mucize peygamberlikten asla ayrılmaz. Aynı zamanda bundan […]
Allah Teâlâ zâtı ile mevcuttur, vücüd (var olma sıfatı) ile değil. Diğer varlıklar ise böyle değildir, onlar vücüd ile mevcutturlar. Binaenaleyh, Hak Teâlâ var olma konusunda Vücüda muhtaç değildir ki, gayrıya ihtiyacı olmasın diye “Onun vücüdu zâtının aynısıdır, zâid değildir” desinler. Böyle olursa vücüdun zât ile aynı olduğunu ispat konusunda birçok delillere ihtiyacımız olur ve […]
0 Yorumlar