Üniversitenin ortaya koyduğu ahlâk ideali nedir? Bu Epikür ahlâkı mıdır? Vazife ahlâkı mıdır? Hıristiyan veya İslâm ahlâkı mıdır? Bu nokta tamamen meçhul. Çünkü böyle bir şey yoktur. Gençliğin sahipsizliği denince ilk akla gelen işte bu dâvanın perişan manzarasıdır. Bu perişan sahne de tekmelenen geleneklerin yerini, büyük şehirlerde azar azar yabancı kültürlerin şekil ve hayat kazandırdığı yabancı akıllarla ahlâklar doldurmaktadır.
Milletin kaniyle kazanılan zaferin pek büyük hissesini düşmana iâde eden Lozan Muâhedesi’nin maarifte kapitülasyonları kabul eden maddesiyle kalp ve kafalarımız yabancı ruhlara teslim edildi. Bütün dünya ile münasebetlerin gitgide kuvvetlenmesi, millet hayatı içinde sıkıntı duyanlara ferahlık getirdi. Onlar şimdi her çeşit medenî vasıtalara, neşriyatla, sinema ve tiyatro ile, radyo ile yabancı dünyaların içgüdülerini bizim ahlâkımızın prensipleri hâline getiriyorlar… Ve üniversiteden bir inilti bile çıkmıyor.
Nurettin Topçu – Kültür ve Medeniyet
0 Yorumlar