Genel
Uçuk Fikirlerin Sosyolojisi8 Haziran 2025
Gizliliğinize değer veriyoruz
Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar ya da içerikler sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Tümünü Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz.
Çerezleri, platformumuzda verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için kullanıyoruz. Aşağıda her bir izin kategorisi altında, tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulacaksınız.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerinin gerçekleştirilmesinde vazgeçilemez nitelikte olduklarından tarayıcınızda saklanır. ...
Gerekli çerezler, web sitesinin temel işlevleri için çok önemlidir ve web sitesi bunlar olmadan amaçlandığı şekilde çalışmayacaktır.Bu çerezler kişisel olarak tanımlanabilecek herhangi bir veriyi saklamaz.
Görüntülenecek çerez yok.
İşlevsel çerezler, web sitesinin içeriğini sosyal medya platformlarında paylaşmak, geri bildirim toplamak ve diğer üçüncü taraf özellikleri gibi belirli işlevlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Analitik çerezler, ziyaretçilerin web sitesiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullanılır. Bu çerezler, ziyaretçi sayısı, hemen çıkma oranı, trafik kaynağı vb. Gibi ölçümler hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Performans çerezleri, ziyaretçilere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaya yardımcı olan web sitesinin temel performans indekslerini anlamak ve analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Reklam çerezleri, ziyaretçilere daha önce ziyaret ettikleri sayfalara göre özelleştirilmiş reklamlar sunmak ve reklam kampanyasının etkinliğini analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Yusuf Aslan
15:56 - 9 Kasım 2014
1937 senesinde Mustafa Kemal’in en çok şikâyetçi olduğu rahatsızlık, vücudunun muhtelif yerlerindeki ve bilhassa ayaklarındaki kaşıntıdır. 1937 Ekim’inde bu kaşıntıların musebbibinin Çankaya köşkündeki “et yiyen cinsinden küçük kırmızı karıncalar” olduğu söylenince, bu defa adeta bir seferberlik ilan edildi. Genelkurmay zehirli gaz uzmanı Nuri Refet Korur’un tavsiyesi ile köşkün “Cyclon B” denen siyanidrik asit gazıyla dezenfekte […]
Yusuf Aslan
23:26 - 30 Ekim 2014
0 Yorumlar
Osmanlılar, Cihan Harbi adındaki 4 sene süren bir hengâmenin ardından, asırlardan beri uğramadıkları ve hiç beklemedikleri bir felâkete uğradılar. Pâyitaht İstanbul işgal edildi. O sıralar Osmanlı rejimi, taçlı demokrasi idi. Bu enkaz senesinde tahta çıkan Sultan Vahîdeddin, bu hâdiselerden mesul gördüğü Meclisi feshetti. İttihatçı ileri gelenler, müsait vasatta tekrar dönmek üzere yurt dışına kaçtılar. Geri […]
Yusuf Aslan
21:22 - 10 Ekim 2014
0 Yorumlar
Osmanlının sonlarında gelişen İslamcılık ve İslam kimliği aslında milli yönsemeler içeren gelişmeler olarak görülmelidir. Yani bir kimlik olarak İslamlık, dini bir kimlikten ziyade milli bir kimlik olarak ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet, milli içerik barındıran bu İslami kimliği, Türklüğü önceleyen bir milli kimliğe dönüştürmeye çalışmıştır. Özellikle Milli Mücadele döneminde halkta oluşan dini mensubiyet şuurunu, milli kimliğe tahvil […]
Yusuf Aslan
21:18 - 10 Ekim 2014
0 Yorumlar
Lozan’da ele alınan önemli konulardan birisi de, Hilafet gibi uluslararası bir etkiye sahip bulunan Patrikhane (Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi) meselesiydi. Türk tarafı bir hıyanet ocağı olarak tavsif ettiği bu kurumun Türkiye’den çıkarılması taraftarıydı. Türk heyeti müzakereler sırasında özetle, Patrikhane’nin Fatih’ten beri kendisine tanınan yetkileri, sonradan siyasal amaçlarla kullandığım, son savaşta da düşmanla işbirliği yaptığım ileri […]
Yusuf Aslan
21:13 - 10 Ekim 2014
0 Yorumlar
Karabekir’in anılarında anlattığına göre, kendisi de dâhil olmak üzere birçok mebus, M. Kemal’in Hilafet ve Saltanat’ı, en azından Hilafet’i kendi uhdesine alacağından endişe ediyordu. Yine Karabekir’in anlattığına göre, M. Kemal’in Saltanat’ın ilgasına yönelik olarak hazırladığı ilk metinde, “Hanedan-ı Al-i Osman madum ve tarihe müntekildir.” hükmü yazılıydı. Yani “Osmanlı Hanedanı yok olmuştur.” K. Karabekir bu ifadeden […]
Yusuf Aslan
19:54 - 10 Ekim 2014
0 Yorumlar
Harf devriminin ardından kesin bir yasaklama, baskı ve hatta cezalandırma süreci gelmemiş olsaydı bu kadar tahripkâr sonuçlar doğurmayacak, belki tamir edilebilecekti. Ancak yasaklama o kadar katı bir şekilde uygulandı ki, nefes alacak bir delik bırakılmadı. Bir başka deyişle olan sadece bir alfabe değişimi değil, bir alfabeyi tutundurabilmek için diğerini barbarca yok etme operasyonuydu. Ne yasaklama […]
Yusuf Aslan
22:56 - 17 Eylül 2014
0 Yorumlar
Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. yüzyılda başka hiçbir dilin maruz kalmadığı bir kıyım ve kırıma uğradı. Bin yıllık, kendisiyle yüzbinlerce kitap yazılmış alfabesi yasaklandı. Osmanlı bürokrasisinde Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar Uygur alfabesiyle yazan bitikçiler olduğu söylenir. 1929 yılından itibaren Türkiye bürokrasisi kendi yazısını unuttu, Latin harfleri ile ifade-i merama mecbur kaldı. “Eski” alfabe ile […]
Yusuf Aslan
21:39 - 11 Eylül 2014
0 Yorumlar
Zamanımızda hemen her ülkede eğitim devletlerin kontrolü ve manipülasyonu altında. Devletlerin eğitime el atmasının asıl sebebi, deklare edilen, ortalama eğitim seviyesini yükseltmek, fakirlere yardımcı olmak, amatör velilerin yapamayacağını yaparak çocukları iyi eğitmek değil; genç vatandaşlara doğru değerleri ve davranış kalıplarını belletmek. Bu yüzden, devlet güdümünde eğitim toplumların doğal çoğulluğuna zıt, çünkü bir eğitimi birden fazla […]
Muhammed Ali
21:05 - 10 Eylül 2014
0 Yorumlar
Laisizm,toplumumuzu etkilemesi, beyinleri değiştirmesi bir anda olmamıştır. Batıya ayak uydurmaya başlamamızla birlikle yavaş yavaş. adım adım bastığı yeri bilerek gelmiştir laisizm. Batı karşısında apışan, şaşıran Tanzimat aydını, “ne yardan ne serden” geçiyor, hem batılılaşmayı şart görüyor, hem de manevi değerlerimizin korunmasını istiyordu. İslam ahlak ve faziletinin savu-nusudur Tanzimatçı. Ama bununla birlikle Batılı bir düzen anlayışından […]
Yusuf Aslan
09:39 - 15 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Bugünlerde Mustafa Kemal’in serveti ve bunun kaynakları açıklanıyor. Çok tartışma konusu olan Yahudiliği konusunda Bediüzzaman’ın neşredilmemiş SIRR-I İNNA A’TAYNA adlı eserinde, ilgi çekici tesbitler var. Açıkça Mustafa Kemal’in Yahudi olduğu aktarılıyor. Bu Risale Eskişehir Mahkemesinde gündeme gelmiş ve ancak Bediüzzaman beraat eylemiştir. Ceza başka sebeplerle verilmiştir. “Ma’lum büyüğe karşı birden hiddete geldi ve def’aten yazıldı: Ey […]
0 Yorumlar