Tarihselcilik:Bir Sömürü İdeolojisi

  Tarihselcilik, Batı Avrupa’da ortaya çıkan ve daha sonra yaygınlaşan; mahiyeti herhangi bir öze sahip olmayış olan, an­cak farklı şekillerde zuhur ederek farklı isimlerle anılan genel bir hali ifade eder. Bu hâl bir cihetten pozitivizm iken başka bir ci­hetten tarihsel materyalizm adım alırken, duruma göre idealizm ve materyalizm olarak da isimlendirilmektedir. Tarihselciliğin başka bir adı […]

Daha fazla oku
Medeniyeti ve Ötekileri Yeniden Düşünmek (Tarihsel Aşamalar ve Toplumsal Sınıflandırmalar)

Lütfi Sunar Medeniyet Tartışması: Medeniyeti Asli Bir Kategori Olarak Tanımlamak Medeniyet kavramı etrafındaki çağdaş tartışmaları çerçeveye otur­tan filozoflardan Arnold Toynbee (1935, s. 455) medeniyetleri “en yüksek nizamın kurumlan, kavranmadan kavrayan kurumlar” olarak tanımlar. Onu takip ederek söyleyecek olursak medeniyet bugün genellikle komplike bir toplum durumu olarak tanımlan­maktadır. Toplumlar kendilerine has bazı aşamalardan geçerek bu duruma […]

Daha fazla oku
Mustafa Sabri Efendi – Gaybın Önünde ”Alıntılar”

Peygamberlik, vücûb ve mantıkî zorunluluk ifade eden bir delile dayanmamakla birlikte, çağdaşların bilimsel delil kabul ettikleri tecrübeye dayanan bir vâkıadır. Ancak, peygamberliği sadece peygamberin kendisi tecrübe eder. Başkaları ise onu Peygamber’in (sav) mucizesiyle tecrübe eder ve mucizeleri tecrübe etmek peygamberliğin tecrübe edilmesinin yerine geçer. Bu noktadan anlaşılıyor ki mucize peygamberlikten asla ayrılmaz. Aynı zamanda bundan […]

Daha fazla oku
Adalet ve sömürgeci Batı’nın bilinçdışı

Adaletin kökeninde kamu yararının olduğunu ileri süren David Hume (1711-1776), bu görüşünü ispatlamak için ilginç bir yöntem seçer. Ona göre aşağıdaki beş halden birinin sağlanması durumunda, adalete lüzum kalmayacak, pekâlâ adalet olmadan da yaşanabilecektir. Beş halden birincisi, “mutlak bolluk” durumudur. Herkesin dilediğini dilediğince alabileceği bir toplum olmuş olsaydı, adalete de lüzum kalmazdı. Mülkiyet ihlali, hırsızlık […]

Daha fazla oku