Chp ve Demokrasi

images3 Chp ve DemokrasiZekeriya Sertel’e göre, Cumhuriyet ilan edilmişti ama memlekette hürriyet ve demokrasiye gidildiğine dair hiç bir işaret yoktu. Halka hiç önem verilmiyordu. Halk yine sefaletle başbaşa idi. Ankara Rejimi halka ait sorun ve talebleri parti mutemetleri aracılığıyla takip etmekteydi. Ancak mutemetlerin halka yakınlığı, Ankara egemenlerinin yakınlığından daha öte değildi. “Kendisine vazifesi icabı yaklaşan bir mutemetten kaçan köylünün ‘Üç ekmeğim vardı elimden ikisini aldı, üçüncüsünü de almasından korktum”(1) şeklindeki cevabı hâdisenin hududunu gösteren çok anlamlı bir tepkiydi.

Ünlü romancı Kemal Tahir’in Yol Ayrımı’isimli romanında dramatik bir şekilde anlattığı üzere, “halkın 1930 yılında kurulan Serbest Fırka idarecilerine ‘Kurtarın bizi bunlardan(2) şeklinde yalvarırken, hangi ruh haleti içersinde oldukları açıktı. Millet, kendisini yabancı işgalciden 7 yıl önce kurtaran kahramanlarından şimdi kurtulmak istemekteydi

….Bunda yaşanılan bazı canlı örneklerin de önemli hissesi vardır.’Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ sloganıyla yola çıkan bir hareketin “Meclisinde birkaç yıl sonra kürsünün arkasında bulunan ‘Hakimiyet Milletindir tabelasının artık lüzumu kalmadığı(43 mülahazasıyla yerinden indirilip depoya kaldırılması seçkinlerin neyi, nasıl yapmak istediklerine dair önemli bir ipucu teşkil etmiştir.

….1923 sonbaharında kurulan Halk Fırkası, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın ismindeki yaklaşımdan geri kalmanın endişesiyle 10 Kasım 1924’te adının başına Cumhuriyeti eklemişti.

Ne garipti ki, bütün milleti tepeden tırnağa dönüştürmeyi hedefleyen “Halk Fırkası’nın bir parti programı dahi henüz yoktu.”(4)

Esasen CHP kurulduğu günden beri ruhsuz bir kalıptan ibaretti “Parti adeta bir mezhep hiyerarşisinin içinde kapalı bir hayat sürüp gidiyordu.”(5)

CHP’nin tepeden dayattığı değişiklikler sıradan insanların hayatında bir iyileşmeye yol açmıyor, aksine kitleleri Kemalist rejimden uzaklaştırıyordu.(6)

Herkes Ebedi Şef tarafından dağıtılan rolleri oynamayı milli bir vasif addediyordu. Demokrasi bütün müessese ve unsurlarıyla işletilmeyince ortaya Şeflik Devri’ne ait garip uygulamalar çıkıyordu,öncelikle kaydetmek gerekir ki, demokrasinin birinci basamağı olan seçimler, yani halkın iradesini özgürce idareye yansıtması şeklinde bir uygulama hiçbir zaman düşünülmediğinden gerçekleştirilememiştir

İnceleyin:  Bir Seküler Din Olarak Kemalizmin İnşası

O kadar ki, Kuvayı Milliye kahramanlarından Nureddin Paşa’nın 2. Dönem seçimlerinde Bursa’dan bağımsız aday olarak kazanması üzerine bölgedeki seçimler iptal edilmişti. Tek Parti devri boyunca yapılan seçimler, milletvekili adayı listelerinin halk tarafından onaylanmasından ibaretti. İktidarın kontrolü dışında milletvekilliğine aday olanların seçilme şansının asla bulunmadığı, sadece tasdik iradesinden müteşekkil bu seçimler daima hadisesiz ve sakin geçiyordu.

Zaman zaman ortaya çıkan ve sessizliği bozan bazı talebler CHP idaresince parti disiplini dahilinde çözülüyordu. Parti Genel Merkezi Atatürk’e ve Fırka Merkezi’ne saylavlık (Mebusluk) için başvuran bazı bayan ve bayların taleblerinden rahatsız olmuş olacak ki, bu çeşit müracaatların uygun düşmediği, iyi tesirler yaratmayacağı bildirildikten sonra, seçilmek isteyenlerin taleblerini usulü dairesinde Fırka’ya bildirmeleri gerektiği ikaz edilmişti.

Tabiî olarak bu şekilde Meclis’e gelen temsilciler, hiçbir zaman halkın temsilcisi olamadılar. Halk Partisi’nin koyduğu listeden tayin edilmiş mebuslar halkın değil, kendilerini tayin edenlerin mebusu oldular. Dolayısıyla Demokratik rejim kurulamadı. “Tek Parti, Tek Şef parolasıyla diktatörlük sistemi kuvvetlendirildi.(7)

 

(1)-H.Suphi Tanrıöver,Anılar,syf;316

(2)-Hikmet Özdemir,T.C,Syf;43

(3)-Sabiha Sertel,Roman Gibi,syf;71

(4)-Şükrü Karatepe,Tek Parti Devri,syf;43

(5)-Samet Ağaoğlu,SiyasiGünlük,sf;25

(6)-Hikmet Özdemir,age,syf;146

(7)-Sabiha Sertel,age,syf;68

 

Hüseyin Yürük,Türkiye Demokrasi Tarihi

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir