İstanbul Sözleşmesi’ne Ruhunu Veren İdeoloji

Hukukçu Muharrem Balcı Pınar Yayınları arasında çıkan İstanbul Sözleşmesinden İnsanı ve Aileyi Korumak kitabında küresel bir ifsâd projesi olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin izini sürüyor ve bu kavramın, şaşırtıcı biçimde İstanbul Sözleşmesi’nin temelini oluşturduğunu ortaya koyuyor. Küresel bir proje olarak toplumsal cinsiyet eşitliği söyleminden YÖK Tutum Belgesi’ne, anne-baba yerine ebeveyn kavramının tercih edilmesinden cinsel tercih/yönelim ifadesine, […]

Daha fazla oku
Kültürel Kapitülasyona Hayır – İstanbul Sözleşmesine Reddiye

TAKDİM “Kadınlara karşı şiddetin önlenmesi” gibi bir başlık, muhtevasından bağımsız olarak ele alındığında çok masumdur. Hem dünyada hem de ülkemizde böyle bir meselenin olduğu aşikârdır. Bu meselenin üzerinde tetkik ve tefekkür faaliyetlerinin sürdürülmesi, “içtimai meseleler” üst başlığı altında lüzumlu ve faydalıdır. Fakat unutulmamalıdır ki tüm ifsat teşebbüsleri, meşru ve makul meseleler üzerinden sürdürülmekte, özellikle meşru […]

Daha fazla oku
Toplumsal Cinsiyet

Cins kelimesi, Türk Dil Kurumu lügatinde “tür, çeşit, soy, kök, asıl” gibi manalara gelirken ıstılahta “birbirine benze­yen ve ortak pek çok özellikleri olan türler topluluğu” ola­rak tanımlanmaktadır. Cinsiyet de ferde üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren yaradılış özelliği, eşey, seks olarak tanımlanır. Buna göre cinsiyet kelimesi bi­yolojik olarak kadın ve […]

Daha fazla oku
Aile:Modern Çağın Son Kalesi

Bugün aileyi konuşuyoruz. Konuşmamız da lazım. Batının herşeyi bizi etkilediği gibi aile anlayışı da daha doğrusu ailesizlik anlayışı da bizi etkiliyor. Batıda aile çökmüştür. Aile yüksek ahlakî değerlerin üretildiği, yaşandığı ve aktarıldığı yerdir. Batıda ailenin anlamı dönüşmüştür. Aile kapitalizme payanda olacak şekilde dizayn edilmektedir. Belki de kapitalizmin önünde en büyük engel geleneksel aile yapılanmasıdır. Batının […]

Daha fazla oku
Tuğyana Entelektüel Kılıf: Feminizm, Bio-Politika ve Toplumsal Cinsiyet

Kamil Ergenç İnsanın özgürlüğü sorunu, düşünce tarihinin esaslı meselelerinden biridir. Yapıp etmelerimizin sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini hep merak etmişizdir. Yaptığımız şeyi neden öyle yaptığımız ile uzak durduğumuzdan hangi sebepten ötürü teberri ettiğimiz hususu bütün bir düşünce tarihi boyunca, özellikle ahlak felsefesi bağlamında, tartışılagelmiştir. İnsan, bir otorite tarafından “belirlenen” olmaktan genel olarak hazzetmez. Bu durumu […]

Daha fazla oku
Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Özgürleşmesi

Zygmunt Bauman, Hıristiyanlığın “Baba, Oğul, Ruh’ul Kudüs’ten” müteşekkil teslisinin, Aydınlanma ile “Akıl, Bireysellik ve Özgürlüğe” evrildiğini, Modernite ile “Bilim, Ulus ve Devlet/Vatan”ın oturduğu kutsal teslis tahtına, Postmodern dönemde “Vücud, Haz ve Karışılmazlığın (özgürlük)” oturduğunu söyler. Sonuncuları olan Postmodernite, tıpkı kendinden öncekilerin daha öncekilerle dalga geçtiği gibi Modernitenin kutsallarına (kahramanlık, fedakârlık, şehitlik ve benzeri ütopyacı kutsallarına) […]

Daha fazla oku