İslam Tarih
Sıffîn Savaşı -Hakem Olayı ve Hakemlerin Durumu18 Ocak 2025
Muhammed Ali
10:41 - 4 Kasım 2019
Çalışmanın en yüksek erdem olduğu yönündeki önyargı, yeryüzünde milyonlarca insanın hayatını karartan sonuçlara yol açmıştır. Bize daha çocukluğumuzdan itibaren, çevremizdeki çalışkan insanların örnek gösterilmesi, sürekli onlara özenmemizin talep edilmesi, bıkkınlık veren bir durum değil midir? Zengin olmanın, bu dünyada iyi bir hayat sürrmenin, çalışmakla ve daha çok çalışmakla mümkün olduğu yönündeki kanı, insana ve doğaya […]
Muhammed Ali
10:38 - 4 Kasım 2019
0 Yorumlar
Kapitalist modernizmin hayatımıza getirdiği iş bölümü, sadece belli bir iş süresiyle sınırlı olan ve ancak işin gerektirdiği biçim ve derinlikte ilişkiyi öngören bir arkadaşlık anlayışını dayatmıştır. Sözümona özgür bireylerden oluşan bir toplum yaratma iddiasındaki kapitalizm, iş arkadaşlığı ve “tanıdık” kategorileriyle sınırlı bir dostluk anlayışını öne çıkartıyor. Yarenlik, can yoldaşlığı, kan kardeşliği, asker, mapushane ve […]
Muhammed Ali
11:36 - 3 Ekim 2019
0 Yorumlar
Eğer eğitim, ahlâk eğitimiyse. Ahlâkın başarıya endeksli bir ölçüm metodu yoktur. Dili ve ahlâkı ölçüm yoluyla değerlendirmek mümkün değildir. Bugün, dili ölçmek için uygulanan sözel yetenek sınavları, sadece belli standartlara indirgenerek formatlanmış bir dili ölçebilmektedirler. Buna göre: sözcük sayısı, sıfat ve fiiil tamlamaları, cümle tanzimi ve imlâ kurallarıyla, anlam ve ilgi kombinasyonlarının hepsini veya bunlardan […]
Muhammed Ali
16:38 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması*diyordu şair. İnsanın anlama ve ifade yetisi, bu yetinin sınırları ve imkânları, düşünce tarihinin önde gelen araştırmâ alanlarından birini oluşturuyor. Ancak anlam ve ifade etme süreçleri, günümüzde kendisini giderek daha sık dayatan bir sorun biçiminde karşımıza çıkıyor. Buna “yanlış anlama, yanlış anlaşılma veya hiç anlaşılamama” iddiası diyebiliriz. Bir şeyin […]
Muhammed Ali
16:34 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
Yukardaki genel kuramların ışığında özel bir alana ya da özel bir örneğe yönelmek istediğimizde, “kendi durumumuz” en yakınımız olarak bizden ilgi bekliyor. İnsan kendi varlığını, duyuları aracılığıyla kavradığı dış dünyada yer alan öteki varlıklar üzerinden algılamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Henüz soyutlayıcı düşüncenin gelişmediği tarihi dönemlerde ve toplumlarda, insan kendisini ya da kimi özelliğini, doğadaki başka […]
Muhammed Ali
16:34 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
İnsanın, dış dünya karşısında sergilediği binlerce yıllık varolma mücadelesiyle edindiği deneyim, onun dilinde, tarihinde ve kültüründe, görme duyusuna ilişkin belli soyutlamaların ortaya çıkmasını mümkün kılmıştır. Örneğin: Avrupa’nın “karanlık çağları veya “Ortaçağ karanlığı”, devamıyla Hümanizm ve Rönesans’ı izleyen “Aydınlanma Çağı” gibi tanımlar, insanın (veya tarihin belli bir döneminde, belli bir yörede yaşayan insanın) görme ve ışığa […]
Muhammed Ali
16:23 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
Bireysel insan ruhunun hareket eğiliminin yukarıya doğru olması, toplumsal kolektif tin’in hareket yönünün de, ister istemez yukarıya doğru olmasını içerir. Toplum açısından bu ahlâki (etik) bir talep olmasının yanı sıra, aynı zamanda toplumsal varoluş (ontolojik) biçiminin bir gereği şeklinde de anlaşılabilir. Tıpkı bireyler gibi, toplumların, toplulukların da doğal eğilimi en azından ilke olarak yücelmek, yükselmek […]
Muhammed Ali
16:18 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
Varlık hakkındaki bilginin mümkün olması, onun öğretilebilir, aktarılabilir olmasını doğrudan doğruya içerir mi? Yani bilmek veya bildiğini sanmak, bir şey bildirmeyi içerir mi? Veya şöyle de sorabiliriz: bilmeyen, bilmediği şeyi, bir bilenden / bildiğini iddia edenden öğrenebilir mi? Bilgi (bu örnekte erdemin bilgisi) mümkündür ve öğretilebilir. Ve öğrenen insan her gün, bir önceki günden daha […]
Muhammed Ali
16:10 - 23 Nisan 2019
0 Yorumlar
Görünen o ki, Protagoras’ın dahi hayal edemeyeceği tarzda bir öznellik, bütün Sokratesçi öğretileri ve ahlâkı aşıp, insanı her şey “bana” göre ve “ben” içindir yargısının meşruiyetine ikna etmiştir. 20. Yüzyıldan 21’e girildiğinde, gerçeklik bütünüyle metalaşmış veya içinde yaşadığımız nesneler dünyası salt meta’ya indirgenmiştir. İnsanın yeryüzünde varolduğu günden beri fiziki ve ruhsal varlığının sürekliliğini temin edebilmek […]
0 Yorumlar