Yoksulluk İş ve Çalışma

Çalışmanın en yüksek erdem olduğu yönündeki önyargı, yer­yüzünde milyonlarca insanın hayatını karartan sonuçlara yol aç­mıştır. Bize daha çocukluğumuzdan itibaren, çevremizdeki çalış­kan insanların örnek gösterilmesi, sürekli onlara özenmemizin talep edilmesi, bıkkınlık veren bir durum değil midir? Zengin olmanın, bu dünyada iyi bir hayat sürrmenin, çalışmakla ve daha çok çalışmakla mümkün olduğu yönündeki kanı, insana ve do­ğaya […]

Daha fazla oku
Modern Toplum ve Dostluk

  Kapitalist modernizmin hayatımıza getirdiği iş bölümü, sa­dece belli bir iş süresiyle sınırlı olan ve ancak işin gerektirdiği biçim ve derinlikte ilişkiyi öngören bir arkadaşlık anlayışını da­yatmıştır. Sözümona özgür bireylerden oluşan bir toplum yarat­ma iddiasındaki kapitalizm, iş arkadaşlığı ve “tanıdık” kategori­leriyle sınırlı bir dostluk anlayışını öne çıkartıyor. Yarenlik, can yoldaşlığı, kan kardeşliği, asker, mapushane ve […]

Daha fazla oku
Ahlâkın ve Dilin Ölçülmesi

Eğer eğitim, ahlâk eğitimiyse. Ahlâkın başarıya endeksli bir ölçüm metodu yoktur. Dili ve ahlâkı ölçüm yoluyla değerlendirmek mümkün değildir. Bugün, dili ölçmek için uygulanan sözel yetenek sınavları, sadece belli standartlara indirgenerek formatlanmış bir dili ölçebilmektedirler. Buna göre: sözcük sayısı, sıfat ve fiiil tamlamaları, cümle tanzimi ve imlâ kurallarıyla, anlam ve ilgi kombinasyonlarının hepsini veya bunlardan […]

Daha fazla oku
Bilen Özne ve Olası Bildirimin Yabancılaşması

Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması*diyordu şair. İnsanın anlama ve ifade yetisi, bu yetinin sınırları ve imkânları, düşünce tarihinin önde gelen araştırmâ alanlarından birini oluşturuyor. Ancak anlam ve ifade etme süreçleri, günümüzde kendisini giderek daha sık dayatan bir sorun biçiminde karşımıza çıkıyor. Buna “yanlış anlama, yanlış anlaşılma veya hiç anlaşılamama” iddiası diyebiliriz. Bir şeyin […]

Daha fazla oku
Kayıp Kimlik

Yukardaki genel kuramların ışığında özel bir alana ya da özel bir örneğe yönelmek istediğimizde, “kendi durumumuz” en yakınımız olarak bizden ilgi bekliyor. İnsan kendi varlığını, duyuları aracılığıyla kavradığı dış dünyada yer alan öteki varlıklar üzerinden algılamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Henüz soyutlayıcı düşüncenin gelişmediği tarihi dönemlerde ve toplumlarda, insan kendisini ya da kimi özelliğini, doğadaki başka […]

Daha fazla oku
Işığın ve Görmenin Kapitalist -Toplumsal Verisi: Aydınlanma

İnsanın, dış dünya karşısında sergilediği binlerce yıllık varolma mücadelesiyle edindiği deneyim, onun dilinde, tarihinde ve kültüründe, görme duyusuna ilişkin belli soyutlamaların ortaya çıkmasını mümkün kılmıştır. Örneğin: Avrupa’nın “karanlık çağları veya “Ortaçağ karanlığı”, devamıyla Hümanizm ve Rönesans’ı izleyen “Aydınlanma Çağı” gibi tanımlar, insanın (veya tarihin belli bir döneminde, belli bir yörede yaşayan insanın) görme ve ışığa […]

Daha fazla oku
İdeal Olanın Toplumsal Karşılığı

Bireysel insan ruhunun hareket eğiliminin yukarıya doğru olması, toplumsal kolektif tin’in hareket yönünün de, ister istemez yukarıya doğru olmasını içerir. Toplum açısından bu ahlâki (etik) bir talep olmasının yanı sıra, aynı zamanda toplumsal varoluş (ontolojik) biçiminin bir gereği şeklinde de anlaşılabilir. Tıpkı bireyler gibi, toplumların, toplulukların da doğal eğilimi en azından ilke olarak yücelmek, yükselmek […]

Daha fazla oku
Aktarılabilen Veya Aktarılamayan Bilgi

Varlık hakkındaki bilginin mümkün olması, onun öğretilebilir, aktarılabilir olmasını doğrudan doğruya içerir mi? Yani bilmek veya bildiğini sanmak, bir şey bildirmeyi içerir mi? Veya şöyle de sorabiliriz: bilmeyen, bilmediği şeyi, bir bilenden / bildiğini iddia edenden öğrenebilir mi? Bilgi (bu örnekte erdemin bilgisi) mümkündür ve öğretilebilir. Ve öğrenen insan her gün, bir önceki günden daha […]

Daha fazla oku
Oktay Taftalı – Ben Merkezci İnsan “Alıntılar”

Görünen o ki, Protagoras’ın dahi hayal edemeyeceği tarzda bir öznellik, bütün Sokratesçi öğretileri ve ahlâkı aşıp, insanı her şey “bana” göre ve “ben” içindir yargısının meşruiyetine ikna etmiştir. 20. Yüzyıldan 21’e girildiğinde, gerçeklik bütünüyle metalaşmış veya içinde yaşadığımız nesneler dünyası salt meta’ya indirgenmiştir. İnsanın yeryüzünde varolduğu günden beri fiziki ve ruhsal varlığının sürekliliğini temin edebilmek […]

Daha fazla oku