Prof.Dr.Zekeriya Güler – Hadis Günlüğü ”Alıntılar”

Bir İhtisas Dalı Olarak Hadis İçinde bulunduğumuz asırda, ihtisaslaşma hızla yayılmış ve “ihtisâsa hürmet esastır” anlayışı saygınlık kazanmıştır. Şüphesiz bu durumun bir takım avantajlar yanında dezavantajlar yaşadığı ve yaşattığı görülmüştür, görülmektedir. Araştırma sâhası dışına çıkarak konuşan veya yazan eski-yeni nice âlimlerin müşkil ve gülünç duruma düştükleri çok olmuştur. “Adam, ihtisâsı dışına çıkıp konuştuğu zaman işte […]

Daha fazla oku
Dilaver Selvi – İçimizdeki Dünya

Yüce Allah’ı tanımaya mârifet dedik. Mârifet, muhabbeti; muhabbet, teslimiyeti; teslimiyet, sevdiğine karşı edep ve itaati gerektirir. Bu itaat; özde, sözde, görünür görünmez bütün hallerde gerçekleşince insan vefa ve sefa sahibi olur. Bu hal, hayatın gayesidir. Dinimiz, Rabb’imize karşı edepten ibarettir. Edep, yüce Allah’ın razı olduğu halde olmak ve onun isteklerine uymaktır. Mârifet, mü’minin ana sermeyesi, […]

Daha fazla oku
Kalplerin Makamları

Ebu Hüseyin Nuri(ö.908) (Makâmâtü’l-kulûb) Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla, Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a aittir. Onun sela­mı seçilmiş kullarının üzerine, salâtı ise Efendi­miz Muhammed’e ve bütün ailesine olsun. Allah kendisine rahmetiyle muamele etsin Mu­hakkik Şeyh Ebû Hüseyin Nûrî şöyle demiştir: Kalplerin makamları dörttür. Zira Allah (cc) kalbi dört isimle anmıştır: sadr, kalp, fuâd, lübb. Sadr, Allah’ın […]

Daha fazla oku
Ariflerin Lügatçesi

Ebu Said Harraz(ö.899) (Kitâbü ’l-hakâik)  Ebû Saîd (rh) şöyle demiştir: Kalpleri minnet bahçelerine dönüştürülmüş, kerem ağaçlarının gölgesinde hoşça vakit geçiren, nimet semere­leri arasında cemâl ile nimetlendirilmiş kişinin övgüsüyle Allah’a hamd olsun. O’nun dostları (evliya), nimetinin serbest bırakılmayan tut­sakları, seçkin kulları (asfiya) cömertliğinin ay­rılmaz rehinleri, sevdikleri (ehibbâ) ise kudreti tahtında nimetlerden azat olmayan köleleridir. Kulluk edenler […]

Daha fazla oku
İnsanın Yaratılmasındaki Gaye

Zariyat 56:Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Kıraat imamlarından Yakub, âyetin sonundaki “li ya’budûn” kelimesini, sonuna bir yâ eklemek suretiyle “li ya’budûnî” şeklinde okumuştur. İbâdet, ubûdiyetten daha üstün bir husûsiyete sâhiptir. Zira ubûdiyet, tezellülün/emre boyun eğip itâat etmenin ortaya konulmasıdır. İbâdet ise tezellülün nihâî noktasıdır. Buna en çok hak sâhibi olan, […]

Daha fazla oku
Bedîüzzaman Said Nursi’nin Tasavvuf Anlayışı

Yazar: Vasfı ARSLAN * Bedîüzzaman’ın Tasavvuf Anlayışı a. Tasavvuf ve Tarikatlara Bakışı Bedîüzzaman Said Nursî XX. yüzyılda yetişen önemli ilim ve fikir adamlarından birisidir. Tefsir, Hadis, Kelam gibi temel islamî ilimlerin yanı sıra dil, felsefe ve tasavvuf gibi birçok ilim dalında kendisini yetiştirmiştir.[1] Yetiştiği çevrede birçok mutasavvıfın bulunması sosyal ve kültürel açıdan onun tasavvufla olan ilişkisine olumlu […]

Daha fazla oku
İlahi Nur Güneşten Üstündür

Sonra biz deriz ki: Göğsün genişletilmesi demek olan bu manevi nûr, şu sebeblerden ötürü güneşin nûrdan daha üstündür: 1) Güneşin nurunu bulut engelleyebilir. Halbuki marifet güneşinin nurunu yedi kat pek bile engelleyemez. Çünkü Hak Teâlâ, “Güzel kelimeler ancak O’na yükselir” (Fatır. 1o) buyurmuştur. 2) Güneş geceleri batar, gündüzleri çıkar. Nitekim Hz. İbrahim (a.s), “Ben batanları […]

Daha fazla oku