Cuma Geceniz Mübarek Olsun

Bilcümle Sartre’lara ve de Camus’lerin alayına karşı biz okur-yazar Müslümanları Cuma geceleri savunmuş gibi geliyor şimdilerde. Cuma dediysek, Perşembe aslında. Ya da bizim bugün Perşembe gecesi diye adlandırdığımız ve fakat “Müslüman Saati” hesabına göre Cuma gecesi olan Perşembe. Müslüman gününün, akşamla birlikte bittiğini babalarımız bilirdi. Yatsıyla birlikte de ertesi günün gecesi başlamış olurdu. Bu sebeple […]

Daha fazla oku
Allah Bereket Versin

“Allah bereket versin” sözü, esnaf görgüsünde ilk öğrenilecek şeylerden biridir. Esnaf, paracığını harcayan müşteriyi teselli etmeyi behemehal öğrenmeli, onun, harcadığı parayla usulünce vedalaşmasını, aklının o parada kalmamasını sağlamalıdır. Bereket sözcüğünde, kapitalist aklın almayacağı bir şey bulunur. Bereket sayesinde az çoktur, uzak yakındır. İki kişinin doyduğuyla üç kişi doyabilir. Az söz, çok etki doğurabilir. Bu o […]

Daha fazla oku
Anlamlı Tedirginlik

Mineraller ve taşlar seyahat etmez. Bitkiler kökleriyle toprağa sabitlenmiştir. E hayvanlar göç eder ama bildik bir yerden, yine bildik başka bir yere giderler ya da bilinçli bir seyahat diyemeyeceğimiz yer değiştirmeler yaparlar. Buna mukabil, sadece insandır ki, gider, terk eder, bir yeri bilinçli olarak ve geri dönülmeyecek biçimde arkada bırakabilir. Bunları Jean-Luc Nancy’den, şu filozof […]

Daha fazla oku
Hayat ve Provası

Bu hayatı, bir test sürüşü gibi yaşıyoruz. Beğenirsek alacağız, beğenmezsek kalacak. Henüz bizimmiş gibi sahiplenmiş değiliz onu. Bedelini ödeyerek, onunla artık dönüşü olmayan bir ilişkiye girdiğimizi düşünmüyoruz. Belki de vaz geçeriz gibi duruyor. Belki de diğer dükkanda daha iyisini buluruz. Aklımız, tanımadığımız, başka ve daha güzel bir hayatta. Hayatı deniyoruz. Ama hayatı hayatta deniyoruz. Bu […]

Daha fazla oku
Kıyamet kopuyor elinde fidan var ve sen

Sokrates’in, kendisini öldürecek olan baldıran zehri hazırlanırken flütle yeni bir ezgi öğrenmeye çalıştığı söylenir. “Ne işe yarayacak ki bu?” diye ümitsizce sorarlar. “Yeni bir ezgi öğrenmeye.” der filozof. Filmin ilk beş dakikasında kahramanımız mutlu, başarılı, gürbüz bir beyaz yakalıdır. Küçük, kesik öksürükler, tatsız kırmızı lekeler, yolunda gitmeyen uykular derken, soğukkanlı doğrucu tabip gerçeği söyleyiverir: “Üç […]

Daha fazla oku
Niçin kınadığımız şey başımıza gelir?

Hatta kınadığınız o şey başınıza gelmeden ölmezsiniz, buyuruyor Allah’ın Kutlu Elçisi. Bir yanıyla kınadığımız şey, o fiil, o nitelik, o hususiyet, bizim hassasiyetle kaçındığımız bir şeyken, nasıl oluyor da kendimizi tam da onu işlerken buluyoruz? O şeyi kınamakla, ona olan soğukluğumuzu, antipatimizi, giderek nefretimizi göstermişken, nasıl oluyor da o şeye bulaşıyoruz? Aslında bu meselenin tam […]

Daha fazla oku