Buhari’nin ‘600.000 hadis bildiği yalandır’ İddiasına Cevap

sahihi-buhari-1024x341 Buhari’nin '600.000 hadis bildiği yalandır' İddiasına Cevap

Soru Detayı:Buhari’nin kitabında bildiğini iddia ettiği hadis sayısı 600.000 -Bir hadise vakıf olma süresi minimum 1 saat (imkansız bir süre olsa da aşırı iyimser olalım) -Toplam süre 600.000 saat -Bir günde çalışma süresi: 25 saat (imkansız olsa da aşırı iyimser olalım) -Gereken süre: 25.000 gün yani 68 yıl Buhari 61 yıl yaşamıştır. Aşırı iyimser davransak da bir insanın 25 saat çalışması ve o koşullarda 1 saati bırakın 10 saatte bir hadise vakıf olması mümkün değildir. Mümkün olduğunu düşünsek bile yine de tutarlı olunamamaktadır.

– Aklınızı kullanmaz mısınız, diye bir de ayet mealleriyle İslam alimlerine saldıran reformistlere nasıl cevap verebiliriz?

– Bu gibi iddialarla Buhari’nin hadis uydurduğunu söyleyenlerin bu iddialarını nasıl çürütürsünüz; bu hesaba ne dersiniz?

Cevap:

Değerli kardeşimiz,

– Buhari, Kur’an-ı Kerim’den sonra en güvenilir kitap kabul edilen “el-Camiu’s-Sahih” adlı eseriyle tanınmış büyük muhaddistir. Kendisinden nakledilen haberlerden anlaşıldığına göre“el-Camiu’s-Sahih”i, toplamış olduğu 600.000 hadis içerisinden titizlikle seçip ayırdığı sahih hadislerden meydana getirmiştir.

el-Camiu’s-Sahih’te naklettiği hadis sayısı ise, muallak, mütabi’, şahid ve mevkuf olanlar dışında mükerrerlerle beraber 7.397’dir.

– Sorudaki hesap kökten yanlıştır. Hadis öğrencileri hadis alimlerinin ders halkalarında otururlar. Hadis alimi bir saatte bazen yirmiden fazla hadis rivayetini aktarır ve onlar da bunu ezberlerler ve daha sonra da yazarlar.

Buhari gibi ilim dünyasında hafızası çok kuvvetli olan zeki bir talebenin değişik hocalardan aldığı hadisleri de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Şu bilinen bir gerçektir ki, hadis talebeleri bazen bir günde farklı ilim meclislerine gider ve oradaki alimlerden farklı hadis alırlar. Buna göre, şayet İmam Buhari bir günde -bazen vuku bulduğu üzere- üç hocanın ders halkasına girmiş ve her birisinden yirmi hadis almışsa, bu toplam üç saatte altmış hadisi ezberine almış demektir.

– Bir hadsin daha uzun bir zaman zarfında elde edilmesine dair düşünce, ilk hadis toplama zamanına ait olabilir. Çünkü onlar dolaşıyor, araştırıyor ve bazen bir günde ancak bir hadisi bulabilirlerdi.

İmam Buhari ve diğer Kütübü Sitte ve daha meşhur başka hadis alimleri devrinde, bu işi daha önce yapılan uzun zaman zarfında hadisleri ezberlemek yerine, bunları -ezberlemekle beraber- ezber yoluyla da olsa hadisleri bir araya getiren alimlerden ders alıyorlardı.

Buna göre, eski alimlerin bir saatte bir hadis öğrenmelerine karşılık Buhari bir saatte yirmiden fazla hadisi bulabilir ve ezberleyebilirdi.

– Ayrıca muhaddislerin hafızalarında ya da ellerinde bulunan nüsha-eserlerde var olduğu belirtilen yüz binlerce hadis konusu, Peygamber Efendimiz (asm)’in bu kadar sözü olduğu anlamına gelmediği gibi, bunların çok uzun araştırmasını gerektirecek bir zamana da ihtiyaç yoktur.

Hadisçilere göre, birden fazla sened ile gelen hadisler, ayrı bir hadis olarak değerlendirilmiştir. Sahabe sonrası senedleri çoğalan hadisler olduğu gibi, sahabe tariklerinin çokluğu ile de meşhur olmuş bir hayli hadis bulunmaktadır.

Örneğin, “Men kezebe aleyye … kim benim adıma yalan söylerse” diye başlayan hadisin, seksen dokuz ayrı sahabiden rivayet edildiği tesbit edilmiş ve her biri ayrı bir hadis sayılmıştır.

Aynı şekilde “Ameller ancak niyetlere göredir.” Hadisinin Yahya b. Said el-Ensari (ö.143/760)’den yedi yüz kişi tarafından rivayet edildiği söylenmektedir. Böylece söz konusu hadis, Yahya b. Said’den sonra yüzlerce hadis olarak kayda geçmiştir.

Dolayısıyla aynı anlamı taşıdığı halde iki ayrı isnadı olan bir hadis, muhaddisler tarafından farklı iki ayrı hadis kabul edilmiştir. Bu itibarla, muhaddislere nispet edilen bu yüksek rakamları hadislerin hakiki sayısını değil, rivayetlerin kaynağını ve isnadlarını kastettikleri şeklinde anlamak yerinde olacaktır.

– Burada önemli bir nokta şudur:

İslam aleminin en büyük alimleri ve evliyalarının harika ilimleri yanında fevkalade takva sahibi olduklarını ve asla yalana tenezzül etmediklerini kabul ettiği Buhari gibi şahısları yalancılıkla itham etmektir. Çünkü bu iddiaya göre Buhari’de bulunan hadislerin hepsi İmam Buhari tarafından ezberlenen hadisler değildir. Buna göre:

İnceleyin:  Hadislerin Doğru Anlaşılmasında ve Yorumlanmasında Takip Edilecek Yöntem

– Ya bu hadislerin bir kısmını Buhari’ye isnat eden alimler söz konusudur. -Ki böyle bir iddia hiçbir zaman varit olmamış ve ispatı da mümkün değildir. Zira hiçbir delili yoktur.

– Yahut da Buhari işitmediği bazı hadisleri işitmiş gibi kabul etmiş ve bilerek Resulullah’a iftirada bulunmuştur. -Ki bu iddia öncekinden daha beterdir. Buhari’yi tanıyanlardan hiçbiri böyle bir ihtimale ihtimal vermemiştir. İlim ve din namına böyle bir iftirada bulunmak en alçakça bir bühtandır.

İslam alimlerinin büyük çoğunluğu tarafından Kur’an’dan sonra en sahih kaynak olarak kabul ettikleri Buhari’ye çamur atanlar, bu kuruntu çamurunda boğulmaya mahkum olacaklardır. Zira Allah nurunu tamamlayacaktır.(1)

 

İlave bilgi

Buhari’nin 17. 000 hadisi hiç ara vermeden okuması nasıl mümkün olur?

Soru Detayı:Buhari’nin kendi ağzıyla söylediğine göre, bir gün öğrencileri onun neden kendilerine yazdırdıkları hadisleri bir yere yazmadığını ve aklında tuttuğunu sordu. Buhari ise “Demek bunları uydurduğumu düşünüyorsunuz?” diyerek, talebelerin yazdığı 17.000 hadisi ezberden okumuştur. Her bir hadisin o dille ortalama otuz saniye sürdüğünü varsayarsak yaklaşık on altı saat hiç durmadan, namaz vs. kılmadan bunları saydığı ortaya çıkar.

– Dahası yine bazı hesaplamalara göre 600.000 hadis incelemek yirmi dört saat boyunca altmış sekiz yıl çalışmakla mümkün olur. Ki İmam-ı Buhari elli dokuz veya altmış üç yaşlarında öldüğüne göre, bu nasıl gerçek olur? (Matematik hesaplarını malum video sitesinden ”Buhari Analizi” yazarak izleyebilirsiniz.)

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

– Ne Buhari’de ne de başka kaynaklarda “17.000 hadisi hiç ara vermeden okuması”şeklinde bir bilgiye rastlayamadık ve bunun doğru olduğunu da düşünemiyoruz. Yine bu işi velveleye veren bazı yalancı ateistlerdir. Eğer bu dedikleri doğru ise, düzgün bir şeklide kaynağını versinler, konuşalım…

– Kuvvetli bir ihtimalle, bu uydurmayı, şu anekdottan esinlenerek yapmışlar:

“İmam Buhârî Bağdat’a geldiğinde, buradaki hadis âlimlerinden bazıları toplanıp, İmam Buhârî’yi imtihân etmek istediler. Yüz tane hadis metin (Peygamber Efendimizin mübarek sözleri) ve senet (bir hadis nakleden zatların isim silsilesi) kısımlarının yerlerini değiştirdiler. Bu şekilde değiştirdikleri hadîs-i şerîflerden, her bir kişiye on hadis vererek, on kişiyi İmam Buhârî’ye gönderdiler. Bu kimseler, İmam Buhârî’nin bulunduğu meclise gelip, her birisi yanlarında bulunan hadîs-i şerîfleri okuyup; “Bu hadisi biliyor musunuz?”diye sordular.

Buhârî “Bu söylediğiniz şekilde bir hadis bilmiyorum.” dedi. On kişi, onar hadîs-i şerîfi okuyup bitirdikleri zaman, İmam Buhârî birinci kimseye dönüp; “Senin okuduğun birinci hadisin metni böyle, isnadı da şöyledir.” diyerek, onların okudukları sıra ile birden yüze kadar hadîs-i şerîfleri, senet ve metinlerini doğru olarak okudu.

Bunun üzerine oradakilerin hepsi, Buhârî’nin hafızasının kuvvetliliğini, hadis ilmindeki yüksekliğini anlayıp kabul ettiler. (bk. Zehebî, Siyretu Âlâmi’n-Nubelâ, 12/408-409; el-Irakî, Fethu’l-Muğis, 1/139-140; İbn Hacer, en-Nüket, 2/645-647)

Cevap 2:

Muhaddislerin hafızalarında ve ellerindeki yazılı vesikalarda bulunduğu belirtilen yüz binlerce hadis konusu, Peygamber Efendimiz (asm)’in bu kadar sözü olduğu anlamına gelmediği gibi, bunların çok uzun araştırmasını gerektirecek bir zamana da ihtiyaç yoktur. Konuya yabancı olanlar, soruda geçen benzer hatalara düşebiliyorlar.

Hadis sayımındaki bu ifadeler, tarihi süreç içerisinde hadislerin sayımına etki eden bazı nedenlerden kaynaklanmaktadır: Tariklerin ve tabakaların artması, hadis kitaplarında bir takım fayda ve zaruretlerden dolayı hadislerin tekrar edilmesi gibi sebeplerin yanı sıra,tamamen izafilik arzeden hadis sayımındaki farklı metotlardan da kaynaklanmaktadır.

Demek ki, hadislerin tanımı ve sayımında farklı ölçülerin kullanılmış olması, sonuçta hadislerin sayısını da etkilemiştir. Bir hadis sened ve metinden oluştuğuna göre, hadis sayımında her ikisi de vazgeçilmez unsurdur. Senedi aynı olduğu halde metinleri farklı hadisler bulunabileceği gibi, metinleri aynı olduğu halde senedleri farklı hadisler de bulunmaktadır. Hatta kimi zaman metni aynı olan bir hadisin birbirinden farklı pek çok senedinin olduğu görülmektedir.

İnceleyin:  İslam Toplumu Ve Sünnet

İşte bu gibi durumlarda hadis sayımı konusunda farklı değerlendirmeler yapılmakta ve değişik sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu konuyu bazı örneklerle açıklamaya çalışalım:

Senedin Farklı Olması

Birden fazla sened ile gelen hadislerin her senedi, ayrı bir hadis olarak değerlendirilmiştir. Sahabe sonrası senedleri çoğalan hadisler olduğu gibi, sahabe tariklerinin çokluğu ile de meşhur olmuş bir hayli hadis bulunmaktadır. Örneğin, “Men kezebe aleyye … / Kim benim adıma yalan söylerse…” diye başlayan hadisin, seksen dokuz ayrı sahabiden rivayet edildiği tesbit edilmiş ve her biri ayrı bir hadis sayılmıştır.

Ahmed b. Hanbel’in bir milyon, Ebu Zür’a er-Razi’nin yedi yüz elli bin hadis ezbere bildikleri hakkındaki rivayetlere rağmen, bugün elimizde bu sayılara nisbetle çok az hadisin bulunduğunu söyleyerek itiraz edenlere karşı Abdülhay el-Kettani’nin verdiği cevap, farklı hadis tariklerinin, hadislerin sayısına etkisini ortaya koymaktadır:

“Bu büyük rakamlardan maksatları, sünnetin, sahabe ve tabiinin asrını kapsayan rivayetleridir. Yahut da onlar bununla hadisin çeşitli rivayet yollarını kastediyorlar ve her bir tariki bir hadis sayıyorlardı. Bazen hadis bir tane olur da rivayet yolları, lafızlarının farklılığı ve onu rivayet edenlerin çokluğu bakımından bir tek hadis yüz hadis sayılır.

Görüldüğü gibi birden fazla senedle gelen hadislerin sayımına farklı açılardan yaklaşılması, sayım sonucunu etkilemiştir.

Konu ve Metnin Farklı Olması

Konuları ve metinleri birbirinden farklı olan iki hadisin, iki ayrı hadis sayılacağı muhakkaktır. Ancak aynı konu ile ilgili değişik hadis metinlerinin bir hadis mi, yoksa farklı birer hadis mi sayılacağı alimler arasında tartışmaya yol açmıştır.

Alimlerden bir kısmı, aynı konudaki farklı rivayetleri konu aynı olduğu için tek bir hadis kabul ederken, bir başka kısmı ise hadisin metninde manaya etki eden en ufak bir ziyade veya noksanlık bulunduğunda onu ayrı bir hadis saymaktadır. Bu sebeple metin açısından hadislerin sayımı da hadis sayısını etkilemektedir.

Örneğin “teşehhüd hadisi – namazda otururken okunacak dua”nın birbirinden farklı yedi ayrı metni tespit edilmiş, cenaze namazında okunan cenaze duası ile ilgili Taberani (ö. 360/970) yaklaşık kırk kadar hadis derlemiştir. Bu metinlerin her biri ayrı birer hadis sayılmıştır.

Demek ki, hadisçiler, hadislerin sayısı hususunda yüksek rakam verdiklerinde, hadislerin hakiki sayısını değil, rivayetlerin kaynağını ve isnadlarını kastettikleri şeklinde anlamak gerekir.

Diğer taraftan, aynı hadislerin değişik rivayetlerine ait farklı lafızları, özellikle hadisçiler açısından önem arzetmektedir. Hadisçiler, bir harf dahi olsa manaya tesir ettiği müddetçe bu farklılıkları göstermek ve nakletmek durumundadırlar. Çünkü aynı konuda değişik rivayetlerin bulunması, o konuda verilecek hükümleri etkilediği gibi, hadis rivayet ilmi bakımından da birtakım faydaları beraberinde getirmektedir. Bu gibi sebepler aynı konuda olmasına rağmen farklı lafızları içeren hadislerin ayrı birer hadis sayılmasını gerekli kılmıştır.

Görüldüğü gibi hadislerin sayımına farklı açılardan yaklaşılması, sayım sonucunu etkilediği gibi, sahabe ve tabiin sözlerinin hadis kapsamına dahil edilmesi veya edilmemeside sayımda etkili olmaktadır.

Özetle, hadislerin sayısı ile ilgili yüksek rakamlarla karşılaşıldığında, hadislerin her bir farklı varyantının ve tarikierinin de bu sayılara dahil edildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla muhaddislere nisbet edilen veya hadis eserlerinde yer alan on binlerce rivayetin, sadece birkaç bin hadisin değişik varyantları olduğu ortaya çıkmaktadır.

Geniş bilgi ve belgeler için bk. Mustafa Karataş, Hadis Sayım Metotlarının Hadislerin Sayısına Etkisi, İLAM Araştırma Dergisi c. III, sy. 2 (Temmuz-Aralık 1998) (2)

Yazının alındığı yer:

(1)-https://sorularlaislamiyet.com/buharinin-600-000-hadis-bildigi-yalandir-iddiasina-ne-dersiniz

(2)-https://sorularlaislamiyet.com/buharinin-17-000-hadisi-hic-ara-vermeden-okumasi-nasil-mumkun-olur

Muhammed Ali

One thought on “Buhari’nin ‘600.000 hadis bildiği yalandır’ İddiasına Cevap

  1. şayet talebelerle ekip olarak çaışılıp çoğaltılmayada muvafak ounmuşsa sorun yok demektir! ispanyollar endülüsten kalma miliyonlarca eseri nehirlerinde imha ettiklerinde aylarca suyun siyah aktığına akıl getiriyorlarda bu durumda niçin acizler?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir