Rene Guenon – Modern Dünyanın Bunalımından Bir Alıntı
Bilimin ulaştığı kısmî ve eksik sonuçlar için araştırma yapmaktan daha çok salt araştırma yapmak için araştırma yapılıyor. Bu alanda gittikçe artan temelsiz kuramlar ve varsayımlar art arda gelmektedir. Daha kurulur kurulmaz bu kuramların yerleri kendileri kadar kısa ömürlü olan başka kuramlarca doldurulmaktadır. Böylece içinde kesinlikle elde edilmiş birtakım öğeleri bulmanın olanaksız olduğu tam bir kaos oluşuyor, çünkü bunlar hiçbir şey kanıtlamayan, ve hiçbir şey ifade etmeyen korkunç bir olaylar ve ayrıntılar yığınından öteye geçmiyor.
Kuşkusuz burada, hâlâ var olduğu oranda, spekülatif görüş noktasını ilgilendiren bilimden söz ediyoruz. Pratik uygulamalar konusu için ise, aksine tartışma götürmez sonuçlar vardır. Bu sonuçlar kolayca görülebilir çünkü bu uygulamalar doğrudan doğruya maddi alanla ilgilidir ve gene çünkü bu alan modern insanın gerçek bir üstünlükle övünebileceği tek alandır .O halde keşiflerin ve özellikle mekanik ve sınai icatlarin daha da gelişerek ve çoğalarak gittikçe artan hızla bu çağın sonuna dek ilerleyeceği beklenebilir.Bizzat kendilerinde taşıdıkları yıkım bunların son felaketin temel etkenlerinden biri olup olmayacağını ve bu yüzden olayların önlenemeyecek bir noktaya gelip gelmeyeceğini kim bilebilir?
Her halükarda güncel durumda, artık hiçbir istikrarın olmadığı izlenimi çok genel bir şekilde hissediliyor; ama kimileri tehlikeyi hissedip tepki göstermeye çalışırlarken, çağdaşlarımızın çoğu da, kendi öz zihniyetlerinin dışa vurmuş bir yansıması olarak gördükleri bu karışıklık içinde hayatın tadını çıkarmaya çalışıyorlar. Her şeyin saf bir «oluşum» halinde gözüktüğü, «değişmez» ve «daimi» olana hiçbir yer verilmediği bir dünya ile, her gerçeği yine bu oluşum içinde olup bitiren insanların kafa yapısı arasında gerçekten tam bir uyum vardır.
Bu da gerçek bilgiyi olduğu kadar bu bilginin nesnesini de,— aşkın ve evrensel ilkeleri kasdediyoruz —, inkar etme anlamına gelir. Daha da ileri giderek şunu söyleyebiliriz: Bu hangi düzeyde olursa olsun, isterse nisbî düzeyde olsun, tüm gerçek bilgilerin inkarı demek olur, çünkü, yukarıda açıkça söylediğimiz gibi «mutlak» olmadan «nisbî», «zorunlu» olmadan «olağan», «değişmez» olmadan «değişme», «birlik» olmadan «çokluk- anlaşılamaz ve imkansızdır. «Nisbilik» haddizatında bir çelişki içermektedir. İnsan her şeyi değişime indirgemek istediği zaman mantıksal olarak değişimin bile varlığını inkara gidecektir.
Rene Guenon,Modern Dünyanın Bunalımı