Ölümün Kabirdeki Durumu
Ebu Kılabe el-Basri (r.a) anlatıyor:
Şamdan Basra’ya dönmüştüm.İhtiyaç hasıl oldu,kuytu bir yere girdim ve gusül abdesti aldım,iki rekat namaz kıldım,ardından oradaki bir mezarın tümseğine başımı koyup uyudum.Bir ara uyandım,bir de baktım ki kabrin sahibi başımda dikilmiş şöyle diyor:
Bütün gece bana eziyet ettin durdun.Sizler amel ediyorsunuz,fakat onların ne kadar kıymetli olduğunu bilmiyorsunuz.İşte biz bunu anladık,ancak ne çare! Amel edecek imkanımız yok.O kıldığın iki rekat namaz var ya,dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.Allah(c.c.) dünyadaki kardeşlerimize bol mükafatlar ihsan etsin.Onlara selamlarımızı söyle.Zira onların duaları bereketiyle kabrimize dağlar gibi nur yağmaktadır”dedi.(Gazali,İhya,5/244-245)
Hz. Peygamber(s.a.v.)Efendimiz buyurur ki:
“Ölünün kabirdeki durumu,suda boğulmakta olan kimsenin durumuna benzer.Suya düşen kimse ne bulsa kurtulmak için ona yapışır.Kabre konan kimse de böyledir;o kabrinde anne babasından,herhangi bir kardeşinden dua bekler.Dirilerin yaptığı dualar,ölülere dağlar büyüklüğünde nurlar halinde arzedilir”(Beyhaki,Şuabü’l-İman,nr:795)
Dilaver Selvi,Ateşin Yakamadığı Aşık