Dünyanın fanı olacağını bilen bir kişinin, fani olmayacak şeyleri bırakıp onunla uğraşması tuhaf şeydir.
———————
Nakledildiğine göre Sokrates, kendisini öldüren kralın huzuruna girince kral ona: “Sokrates!” dedi. “Sen bizi eleştiriyor ve putlara tapınmanın iyi olmadığını söylüyormuşsun, öyle mi?” Sokrates: “Ben putlara tapınmânın bazı insanlar için iyi olmadığını söylüyorum.” Dedi, Kral: ‘ Peki, bu kim için iyidir» kim için değildir?” diye sorunca Sokrates: ’‘Sokrates için iyi değil, kral için İyidir.” dedi. Kral: “Peki niye?” diye sordu. Sokrates: “Çünkü bu bilge olan kişi için iyi değildir; bilge olmayan içinse iyidir.” cevabını verdi. Kral: “Peki bu nasıl oluyor?” dedi. Sokrates şu cevabı verdi: “Bir kimse Allah’ı layıkıyla tanır, O’nu hoşnut edecek davranışları bilirse kendisini bağlayacak, günahlardan alıkoyup korkutacak başka şeylere gerek duymaz. Çünkü zaten kendisini yaratan ve rızık veren zâtın hakkını gözetir. Bu vasıfta olmayan kişi ise kendisini bağlayacak ve günah işlemekten alıkoyacak ‘Rab edindiği putlar’dan korkmaya gerek duyar. Onların tanrı olduğuna inandığı için onlar onu günahtan alıkoyan Gerçekte ise onlar ölü birer ceset olup tapanlara hiçbir fayda veremezler.”
———————
Nefis, çözemediği şey karşısında duraksıyor, açık ve sarih olanı kabul ediyorsa bu, onun zekâsının göstergesidir.
———————
Nefis her şeyin bedelidir, nefse ise bedel olacak hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla nefsini zayi eden kişi her şeyi kaybetmiş, koruyan ise her şeyi korumuş olur.
———————
Dünyadan göç edip gideceğini kesin olarak bilmesine rağmen durmadan onu bayındır etmeye uğraşan kişi ne gafildir!
———————
Aklı olan kişiye yaraşan, başkasına bırakacağı şey için kendini paralamak değildir. Aklı olan kişiye yaraşan, çok az bir süre kalacağı bir yere kendini alıştırmamaktır.
———————
Kim başkalarının kıskanacağı bir şeye sahip olmak isterse aynı şeyi isteyenler ona düşmanlık besler.İnsanların düşmanlık beslediği kişi ise çabucak yıkılmaya mahkûmdur.
———————
Değersiz dünyayı bayındır etmeye yönelerek tertemiz nefislerinizi gözden düşürmeyin. Gökyüzündeki kuşlar gibi olun. Onlar yuvalarından yiyecek bulmaktan başka hiçbir kaygıları olmadan ayrılırlar. Yiyeceği bulduklarında ise yuvalarına dönerler. Doyacaklarından daha fazla yiyecekle de hiç ilgilenmezler. Ya da yuvalarından ve yaşadıkları dağ başlarından aşağıya inen yabani hayvanlar gibi olun. Onlar da karınları doyunca inlerine dönerler. Ne ekerler, ne de biçerler. Bilirler ki yaratıcıları onların rızkını da yaratmıştır.
———————
Hata yapanın hatasını yüzüne vurma, çünkü böyle yaparsan hem senden bir şey öğrenir, hem de sana düşman olur.
———————
Göz önünde olan konularda bir sıkıntıya düşersen tanımadıklarınla konuş ki perde gibi olsun. Böylece söylediklerinden yararlanmasan bile hiç olmazsa zararın da olmaz. Üstelik kendilerine akıl danışıldığında onlar, en hayırlı görüş ne ise sana onu söylerler.
———————
Gereksiz yere iyilik yapmayın, hak etmeyene de bağışta bulunmayın. Çünkü cahillerin çoğu verilmeyecek zamanda verir, ihtiyaç anında ise vermeyecekleri tutar.
———————
Bilmeyen bilmediği konuda susuverseydi ortada anlaşmazlık diye bir şey kalmazdı. Kötü evde oturulmadıkça iyi ev bilinemedigi gibi; doğrunun kendisi ile de hata bilinmez. Serti bilmeyen yumuşağı bilemez.Elde edildiğinde sevinilen şey,kaybedildiğinde üzüntü veren şeydir.
———————
Sokrates öğrencilerine şöyle demiştir: “Oğlum! Kimin koruması altında olduğunuzu düşünün. Düşünemiyorsanız dünyadan sakının. Sakınamıyorsanız bastığınız yere dikkat edin ve nefsinizin arzuladığı şeyleri yemekten sakının. Çünkü dünyevi arzulara bağlı olan kalplerle Allah arasında perde vardır.”
———————
Delikanlılıktan kaynaklanan arzulara, onları körelterek karşı koy; çünkü bu senin giyebileceğin en güzel elbisedir. Böylelikle küçüklüğün renkten renge girme hâlinden kurtulursun. Gizlice bir kötülük yapar ve bunun üzerinin örtüleceğini sanıyorsan onun yüzünden kendi kendini suçlayıp dururken bu insanlara gizli kalmaz, bunu iyi bil. Bundan dolayi Allahtan kork, insanlardan utan, nasihate uy, bilgelere kulak ver, ilim öğren ve güzel bir isim bırakıncaya kadar yürümeye devam et. İyi arzu ne güzel,kötü arzu ise ne çirkindir.
———————
Doğruda olsa laf taşımaktan uzak dur, çünkü insanların çoğu gerçeğin ne olduğunu bilmez ama her söylenene kulak verir.
———————
Dünyayı isteyen kişi her iki durumda da üzüntüden kurtulamaz: Kaçırdığı şeyler için nasıl elde edemedim diye üzülür. Elde ettiği şeyler içinse “aman biri bunu benim elimden alır” diye korkusundan üzülür, öldükten sonra başkasının eline geçeceğini biliyor olması da bir bakıma o şeyin onun elinden alınması sayılır. Bundan dolayı o, her hâliyle üzgündür.
———————
Dünya, kendisini terk edene nasihat eder, elde etmeye çalışanı ise aldatır. Terk edene nasihati, dünya ehline karşı nasıl değiştiğini göstermesidir. Elde etmeye çalışanı aldatması ise kısa süreli bir haz gösterdikten sonra değişerek acısını göstermesidir.
———————
Ölüm her hâlükârda hem iyiler, hem de kötüler açısından iyi bir şeydir.Çünkü İyiler ölünce dünyada iken yapıp (öte dünyaya) gönderdikleri iyiliklerine kavuşur ve sevdikleri kardeşleriyle buluşurlar. Kötü bir kişinin ölümüyle ise insanlar onun kötülüklerinden kurtulurlar, o da ölerek günahlarına yeni günahlar ekleme imkânını kaybetmiş olur.
———————
Bir şeyden korkan kişi kendisini ondan kurtaracak bir şey yapar. Şu hâlde ölümden korkan kişi ölümün şerrinden kurtulmayı umut ettirecek şeyler yapsın.
———————
Elde ettiğin bir iyiliği veya nail olduğun dünyevi bir hazzı, yüz suyunu dökerek ve kendini alçaltarak elde ettiysen kendini kârlı sayma. Çünkü şahsiyet kaybın, dünyevi kaybından daha büyüktür. Şahsiyetinden harcadığın şeyin değeri, nefsinin ihtiyacını gidermekten çok daha büyüktür.
———————
Dinlediği söylediğinden daha çok olsun diye insana bir dil ve iki kulak verilmiştir.
———————
Susan kişinin tek kazancı tartışmanın acısını çekip yorgun düşmekten kurtulmak olsa bu dahi yeterdi. Kaldı ki o, susarak öte dünyanın güzelliğini ve rahatını da elde eder.
———————
Sokrates bir öğrencisine şöyle demiştir: “(Her bir) sözün senin aleyhine kayda geçer. Bundan dolayı doğru şeyler söylemeye çalış. Aksi hâlde susmak senin için daha güzeldir.”
———————
Bütün insanlardan sahip oldukları bütün özellikleri almayın. Bütün özellikleri övgüye değer olan insanlardan tüm özelliklerini almalısınız. Sadece bir özelliği övgüye değer olandan sadece o özelliğini almalısınız. Elmadan sadece koklayarak değil, yiyerek de faydalanılır. Bazı çiçekler vardır ki sadece kokusundan faydalanılır, zambak gibi bazı çiçeklerden ise bakarak faydalanılır. Hurmanın meyvesinden faydalanılır. Gül ağacının ise çiçeğinden faydalanılırken dikeninden sakınılır. Şu hâlde hem akıllı olan, hem de güzel şeyler konuşan insandan sahip olduğu bütün özellikleri almalısın. Sadece güzel konuşandan, konuştuğu güzel şeyleri almalısın.Bunun yanında kendi yeteneğine de bir bakmalı ve onu almaya gücünün yetip yetmeyeceğini düşünmelisin. Çünkü çiçekten bal almak insanın değil, arının işidir.
———————
Günahkâra lütufta bulunmak, günah işlemek için onu daha da güçlendirmek demektir. Nanköre iyilik etmek nimeti zayi etmektir. Cahile İlim öğretmek onun cehaletini daha artirmaktır. Cimriden bir şey istemek onuru ayakaltına almaktır.
———————
Başkası seni ayıpladığında kızacağın şeyi yapmak sana yakışmaz, çünkü onu yaparsan kendi kendine kötü söz söylemiş gibi olursun.
———————
Başkasında bulunan bir şeyi yadırgarsan dikkat et de bir benzeri sende olmasın. Çünkü kişinin kendisinde bulunan bir kusuru başkasında görüp eleştirmesi kadar çirkin bir şey yoktur.
———————
Bir iyilik yapıyorsan ve bunu sadece başkalarının övgüsünü kazanmak amacıyla yapıyorsan bu durumda başkalarının övgüsünü kazanmak için kötülük yapan kişiden daha üstün değilsin demektir. Çünkü insanların çoğu işlediği kötülükleri insanların övgüsünü kazanmak için yaparlar.
———————
Musibetlerde kullanılabilecek en iyi araç sabırdır. Çünkü gerçekleşecek olan şeyden kaçan kişi, önünde sonunda kendisini arayanın eline düşecektir.
———————
Özgür ile köle arasındaki fark şudur: özgür olan, hakkı sırf hak olduğu için korur. Bu, sevgiye dayalı bir korumadır. Köle ise hakkı korkudan dolayı korur.
———————
Huyu güzel olanın yaşantısı yolunda gider, esenliği sürekli olur ve halk arasındaki sevgisi güçlü olur. Huyu kötü olanın ise yaşantısı zor olur, her zaman binleri ona kinle bakar ve insanlar ondan kaçar.
———————
“Yalan ile doğru birbirine ne kadar uzaktır?” diye sorulunca Sokrates: “Göz ile kulak kadar.” demiştir.
———————
Sokrates öğrencilerinden birine şöyle demiştir: “Oğul! Gençliğine ve sağlığına aldanma; çünkü sağlığın sonu hastalık, hastalığın sonu ise ölümdür. Oğul! Dünyanın afetlerinden ve zamanın şerlerinden kurtulmaya bak; çünkü her sevinç ile birlikte bir tasa, her durulukla birlikte bir bulanıklık, her nimet ile birlikte bir külfet, her birliktelikle birlikte bir dağılma ve her vuslat ile birlikte bir ayrılış vardır.”
———————
Nefsinin tutkuları konusunda aşırı gitme; çünkü zaman içinde seni de bekleyen olaylar vardır. Sen zamanın sana ne getireceğine bak. Zira sen geçmişlerin maddesinden geldin, ölüp gidenlerin yerinde oturuyorsun ve yine kendisinden var olduğun maddeye (toprağa) döneceksin.
Erkeğin acizliği üç şey ile bilinir:
a) Kendi maslahatına çok önem vermemek,
b) Nefsinin tutkularına karşı koymamak,
c) Bildiği ve bilmediği konularda eşinin dediği her şeyi kabul etmek.
———————
Sokrates bir gün öğrencilerine “Size bütün şerlerden kurtulmanın yolunu göstereyim mi?” diye sormuş, öğrencileri: “Evet, ey bilge! Senin bizim üzerimizde emeğin çoktur.” deyince Sokrates: “Ne bildiği, ne de bilmediği konularda bir kadına asla itaat etmeyin. Böyle yaparsanız esenlik bulursunuz.” dedi, öğrencilerden biri: “Bizim şefkatli bir annemiz ve öz kız kardeşlerimiz var. Şimdi onlara karşı mı çıkalım?” deyince Sokrates: “Benim sözüm izahı gerektirmeyecek kadar açık, şer şerre benzer.” dedi.
———————
Senden sadır olan söz ve eylemi geri çeviremezsin. Şu hâlde bir sözü söylemeden veya bir şeyi yapmadan önce tedbirini al.
———————
Sokrates Öğrencisine şöyle demiştir: “Oğul! Dünyanın süsü olan fani bir şeyden dolayı (başkalarını) kıskanma. Sen (başkalarıyla) kalıcı ve devamlı olan şeylerde yarış. Oğul! Yüzün güzelse yüz güzelliğine yaraşan güzel işler yapman gerekir. Yüzün çirkinse o zaman da hiç olmazsa çirkin yüzünle çirkin işleri birleştirme. Oğul! iyiliğe ve iyilik sahiplerine arkadaşlık ederek kötülükten ve kötülerden uzak dur. Oğul! Âlimlerle hemhal ol ki onlara eşlik ederek erdem sahibi olasın. Onlara saygıda kusur etme ki seni sırlarının mekânı etsinler. Oğul! Sağlığın uzamasına rağmen gaflete dalıp gitmek aldanmak demektir. Kimseden sana bir şer ulaşmasın istiyorsan kalbinle şerre inanma ve sırrında şer saklama. Oğul! İnsanların kusurlarını araştırma ki insanlar da senin kusurlarını araştırmasın. Bütün işlerinde aklının ardından git ki ona tâbi olarak doğru yolu bulasın.”
———————
Sahibini aşağılanmaktan koruyacak kadar bir şeye sahip olmak, sahibini hor hakir kılan çok mala sahip olmaktan daha iyidir.
———————
Eşyanın varlığının devamı adalete, yokluğu ise zulümle olur. Çünkü mutedil olan, yok olmayandır.
———————
Bedendeki hârici arızalar, hastalıklara ve anormal sebeplere tâbi olarak ortaya çıktığı gibi kaba söz ve yakışıksız fiiller de nefisteki bir hastalık veya anormal bir şey sebebiyle ortaya çıkar. Dolayısıyla kendisinden kaba bir söz veya yakışıksız bir fiil sadır olduğu hâlde içinde hiçbir kötülük bulunmadığını söyleyen kişinin bu sözüne inanılmaması gerekir.Çünkü bedeninde hastalık olan kişi bunu, hastalık aktif hâle geldiği zaman hissettiği gibi nefsin! bir problemi olan kişi de bunu sadece aktifleşince hisseder. Nefis doktoru ise bunu hem aktifken, hem de pasifken hissedebilir.
Kaynak:
İbn Fatik-Hikmetli Sözler
———————
“Dokuz, birden daha mükemmel değildir.” Yani on, sayılardan toplanmış olup dokuzdan çoktur. Dokuz, on olabilmek için bir ile
tamamlanır. Aynı şekilde dokuz erdem de Allah korkusu, muhabbeti ve murakabesi ile tamamlanır ve kemâle ulaşır.
———————
“On iki ile on ikiyi elde et.” Yani kendisiyle iyilik ve kötülük işlediğin on iki organ vasıtasıyla erdemler kazan. Bunlar iki göz, iki kulak, iki burun deliği, dil, iki el, iki ayak ve cinsel organ. Yine on iki ay boyunca bu dünyada insanı tedbirinde ve marifetinde kemâle erdiren övgüye değer şeyler yap.
———————
“Akıllı kişi, dünyadaki vakitlerini şu iki şeyden biri için ganimet bilir: ya ahirette semeresi nimetler olan bir sebep veya dünyada semeresi övgü olan bir sebep.”’
———————
‘“Sarhoşluk, açgözlülük, yalan ve öfke gibi nefsi mağlup eden helak edici arzulara karşı koy ki onları yenesin. İnsanların sana karşı nasıl olmasını istiyorsan sen de onlara karşı öyle ol.”
———————
“Nefsini insanların cehaletine sabredebilecek bir şekilde yöneten kişi yönetici olabilir; hem seçkinlere hem kamuya hizmet edebilir.”
———————
‘ Sokrates bir öğrencisine şöyle demiştir: “Ey Oğlum! Dünyadan açlığını giderecek kadarın sana ulaşmasıyla yetin; susuzluğunu kıracak miktarda içecekle iktifa et; seni örtecek kadar giysiye rıza göster; barınabildiğin bir ev ile idare et ve kendi kendinin hizmetçisi ol ki kalbin huzur bulsun ve başkalarını idare edip iyi geçinmek zorunluluğundan müstağni olasın. Ayakkabılarını bineğin yap, yeryüzünü döşeğin; ayı ve yıldızları ise kandilin. Talebin ilim, uygulamak âdetin, hikmet öğrenmek şanın olsun. O zaman çağdaşlarının en faziletlilerinden olursun ve önceki övülen kardeşlerine katılırsın. Yeryüzünde kadınlar tarafından erkekler için kurulmuş olan tuzağa dikkat et; çünkü o hikmeti ifsat eder, rütbeyi düşürür, intikamı miras bırakır ve himmetin eksilmesine sebep olur.”
———————
‘“Doğru olandan başkasına iman yoktur. Helal olandan başkasıyla amel yoktur. Akıbetinin güzel olduğuna kani olunan dışında bir şeye başlamak yoktur.”
———————
‘Ölüm zillet âleminden izzet âlemine, yokluk âleminden bekâ âlemine, cehalet âleminden akıl âlemine, yorgunluk âleminden huzur alemine geçiş için bir sebep olduğuna göre onun fazileti ne kadar da açıktır!”
———————
“ölüm sonrasından emin olan kimse için ölüm ne kadar kolaydır! Ölüm sonrasından kuşku duyan kimse için ölüm ne kadar zordur!” “Hayatı temiz olanın olanın ölümü de güzeldir.
———————
“Mazlum olarak öldürülene ağlamak ne çirkindir! Zalim olarak öldürülene ağlansa yeridir! Çünkü mazluma ulaşacağı güzel şeylerden dolayı sevinmek; zalimin başına gelecek azaptan dolayı ise üzülmek gerekir.”
———————
“Gençlere lazım olan en değerli şey edeptir. Edepli olmanın onlara en az faydası, onları düşük şeylerden alıkoymaktır.”
———————
Sokrates birinin “Sükût daha esenliklidir. Çünkü çok sözde çok hata bulunur.” dediğini işitince “Bu, sadece ne konuştuğunu bilen kimseye ilişir, fakat cahil kişi az da konuşsa, çok da konuşsa hata eder” dedi.
———————
Arsızlığı ve aşırılığı ile bilinen bir alüfte Sokrates’e “İhtiyar! Yüzün amma da çirkin!” deyince Sokrates, “Keşke paslı aynalardan olmasaydın, yüzümün güzelliği sende de aksederdi.” dedi.
———————
Sokrates öğrencilerine tavsiyede bulunup şöyle dedi: “Nefislerizi kanaate alıştırın ve çokluk durumunda neyin fazlalık olduğunu bilin ki yaşantınız sizin için hoş olsun. Sırlarınızı başkalarına emanet etmeyin; zira zamanın tasarrufundan asla emin olamazsınız Nemalanmaya elverişli bir şekilde size gelen küçük şeyleri, asla değersiz görmeyin. Arkadaşlarınızı sevgi ve lütufla terbiye edin ve içinizdeki sevginizi onlara birden göstermeyin.”
———————
“Kanaat yeterliliğin önderidir. Nefs muhasebesini yapmaya devam eden kişi nefsini dalkavukluktan emin kılar.”.
———————
Sokrates bir öğrencisine şöyle demiştir: “Ey oğul! Dünyanın süsü olan fani bir şeyi kıskanma. Sen kalıcı ve devamlı olan şeyler için rekabete tutuş. Oğul! Kötülükten ve kötülerden uzak dur ki iyilik ve iyiler sana ülfet duysun. Ey oğul! Âlimlerle oturup kalk ki onların sohbetiyle erdem sahibi olasın. Onların değerlerini yücelt ki seni sırlarının mekânı kılsınlar. Ey oğul! Sağlıklı bir ömür sürerken gaflete dalıp gitmek aldanmaktır. Bir kimseden sana hiç bir kötülüğün ulaşmamasını istiyorsan kalbinle kötülüğe inanma ve sırrına onu dürme. Ey oğul! İnsanların ayıplarını araştırmayı terk et ki insanlar da senin ayıplarını araştırmayı terk etsinler. Bütün işlerinde aklını öne geçir ki ona tabi olmakla doğru yolu bulasın. Nimeti inkâr edenin nankörlüğü, seni ihsan etmekten uzaklaştırmasın.”
———————
“Talep edilen şeyler teenni ile kolaylaşır. Sevgi sosyal hayatta yumuşak söz ile süreklilik kazanır. Nefisler alçakgönüllülükle huzur bulur.Hayat kişinin ahlâkının güzelliği ile hoş olur. Saygınlık çok susmakla kazanılır. Büyüklük adaletle zorunlu olur. Vuslat insafla olur. Kişinin değeri ihsanda bulunmakla artar. Nimetler tevazu ile tamamlanır. Ameller iyi huylarla arınır. Hâkimiyet külfetlere tahammül ile gelir. Düşman adil bir yönetimle kahrolur. Yumuşak davranmakla aptala karşı destekçilerin artar. Asalet unvanına yumuşaklık ve sevecenlikle layık olursun. Akranlar vakar, doğruluk ve vefa ile seni büyüklükle birlikte düşünürler. Gururu yok ederek hasetten güvende olursun. Seni ilgilendirmeyen şeyleri terk etmekle erdemin tamamlanır.”
———————
“İbret alacaklar için zamanın getirdikleri yeterlidir. Her gün sana kendisi hakkında yeni bir bilgiyle gelir.”
———————
Bârı Teâlâ için bir sınır ve son yoktur. Sonu olmayanın şahıs ve sûreti de yoktur. Diğer mevcudatta sonsuzluk gerçekleşmiş olsaydı, onların yine de sûreti, konum ve düzeni olurdu. Sûreti, konumu ve düzeni gerçekleşen ise sonlu olur. Buna göre mevcutlar sonsuz değildir, ilk yaratan sonlu değildir, hayal ve vehmin onu hayal ettiği gibi o, sonsuz olarak yönlerde uzamaz, hayal onu sonlu ya da sonsuz olarak niteleme derecesine dahi ulaşamaz ki onu sonlulukla ve sonsuzlukla nitelesin. Öyleyse akıl yönünden onun sonu yoktur, çünkü akıl onu sınırlayamaz. Duyu cihetinden de sonu yoktur çünkü duyu da onu sınırlayamaz. O halde onun sonu yoktur. Sonuç olarak onun şahsı ve sûreti yoktur. Onun ne duyusal sûreti ne hayalî sûreti ne de aklî sûreti vardır.”
Kaynak:Şemseddin Şehrezuri – Nüzhetü-l Ervah
T.C Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı
0 Yorumlar