İslam
Kadınla İlgili Ayetleri Değerlendirmede Usul15 Ocak 2025
Muhammed Ali
22:48 - 5 Ağustos 2014
Kendini Allah’a teslim etmeyen zekâ gerçekten korkunçtur. Kendini ebedî, hür, bir, sonsuz ve mutlak olan Allah’a adamayan zekânın açlığı korkunç bir ihtiras halindedir. İnsan zekâsını, fânî, esir parçacıkları kemmiyeti ile doyurmak mümkün değildir. Bizce bütün mesele, insan zekâsını Allah’a teslim etmenin çaresini bulmaktır, istismarın en korkunç vasıtası Allah’a teslim olmayan yüksek zekâdır. Bu zekâ, insanlığı […]
Muhammed Ali
22:46 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Her “nizamın” insan anlayışı başkadır. Yahut, her “nizam” insanı başka türlü tanımlamaya çalışır. İnsan, kendini bulamadıkça, “nizamını” da bulamayacaktır. İşte, bunun için, problemlerin problemi “kendini bilmektir”. İnsan, kendinin ve kendi iradesi ile ilgili çilesinin etrafında dolaşan bin bir düğümlü soru yumağını tek tek çözümlemek durumundadır. İnsan neyin ıstırabını çekmekte ve nelerden şikâyet etmektedir? İnsan, insanca […]
Muhammed Ali
22:30 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Etrafımızdaki varlıkları idrak etmekle kalmayıp onların da en az bizim kadar âciz ve zavallı durumda olduklarını görürüz. Güneşler ve yıldızlar bile sınırlı ve esir birer parçacık durumundadırlar, işin garibi,imandan başkası da bu sınırlılığın, esirliliğin, fâniliğin, eksikliğin farkında da değil. Pırıl pırıl yanan güneş bile, insan şuurundaki bu aydınlıktan mahrumdur. Ancak, insandır ki, sonsuzluğun,hürriyetin,ebediyetin, mükemmelliğin özlemini […]
Muhammed Ali
22:27 - 5 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Çağdaş Batı sanatı, İslâm sanatından çok önemli farklar göstermektedir. Gerçi, Islâm sanatı, abstre, nonfigüratit sübjektif olmak, irreele kaçmak bakımından Batı sanatına öncülük etmiş ise de İslâm sanatında, Batı sanatında gördüğümüz, bunalım, huzursuzluk yoktur. Islâm sanatı modern olduğu kadar, dengeli ve huzurludur. Kaos yerine “tevhid” şuuru hâkimdir. Batılı sanatkâr, yaratma hamlesine teslim olmak, bu hamle içinde […]
Muhammed Ali
18:05 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Asla unutulmamalıdır ki, “İlkel insan” terimi ile kastedilen ne ilk insandır, ne de ilk insanlardır. İlk insan ve O’na inananlar “Cennet”te İlâhi terbiyeden geçen Hz. Adem, Hz. Havva ve çocukları “medenî” idiler. İnsanlık, onların tebliğlerinden uzaklaştıkça, “somut”a tapınan bir idrâke mahkûm oldukça ilkelleşti. “İlkel” kafaya, idrâke sahip insanlar, her devirde mevcuttur. 20. yüzyılda, ilk feza […]
Muhammed Ali
18:04 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Kitabımızın başından beri savunageldiğimiz üzere, tekrar edelim ki, organizmamız ve duyularımız sınırlılığı, esirliği, fâniliği, izafiliği telkin ettiği halde; iç idrâkimizi teşkil eden şuurumuzda, bunların zıddı özlemler buluyoruz. Şuurumuz sınırlı,fani,esir ve izafi bir organizmanın içine hapsedilmiş ebedîlik, sonsuzluk, hürriyet ve mutlaklık gibi durmaktadır. Bizim organizmamızda sanki sonsuzluk sınırlılığa,hürriyet esarete, ebediyet fâniliğe, mutlaklık izafîliğe teslim edilmiş gibidir. […]
Muhammed Ali
18:03 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Sanatkar, kendi dramında yaşarken daima ebediyete, sonsuzluğa, yaratıcıya, bir’e ve mutlak’a doğru hamle yaptığını hissederse ve bunda başarı bulursa,büyük bir saadete doğru yürüdüğünü adeta görür. Aksi halde, bunalır ve elem meyveleri verir, eserleri acı ve buruk bir tad verir. Sanat Allah’ı özletirse ve ona dogru götürürse insanı mutlu kılar. Ondan uzaklaştırırsa ıstırap verir, mutsuz eder. […]
Muhammed Ali
18:00 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsan duyularına göre, insan yüksek bir idrâk seviyesi ile doğar.Bu idrak doğduğumuzda henüz Var’ın içinde uyumaktadır, içine dolduğu âleme duyu organları ile açılan idrâkimiz ilk duyumlarla irkilmeye ve yavaş yavaş uyanmaya başlar. Vücudumuz büyüyüp geliştikçe, duyu organlarımız güçlendikçe bu uyanış hızlanır. İdrâkimiz uykudan kaosa, kaostan düzenli objeler dünyasına geçerek uyanır. Hareketi, sesi, rengi, şekli, sayıyı, […]
Muhammed Ali
17:59 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsandaki açlığı içgüdüsel bir anlam içinde ele almak, onu, o suretle doyurmaya ve tatmine çalışmak hem beyhûdedir,hem de insanı anlamamaktır.İnsan, karnı doymakla doyduğunu kabul etmeyeceğine göre onun ebediyetlere acıkan şuurunu tanımak lâzımdır. Biz, çağımızın insanının ıstırabını sadece içgüdüsel ve fizyolojik açlıklardan doğmuş zannetmekle gerçekten çok yanılıyoruz. S.Ahmed Arvasi
Muhammed Ali
17:51 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsan sonsuzluğa, ebediyete, hürriyete ve mutlaklığa hasrettir. Bu konuda tatmin aramaktadır. Aksi halde fânilik, esaret, manasızlık ve izafilik bizi bunaltır. Duyular dünyası bir ıstırap dünyası haline gelir. Birçok canlılar varlığın duyumuna varıyor, ancak onu kaostan düzene, düzenden hürriyete doğru idraklerinde yüceltemiyorlar. Ancak insan idrâkidir ki bu merhaleleri aşabilmektedir. Dr. S.Freud, insanın bu realitesini marazîlikle damgalamaya […]
0 Yorumlar