Nesefî * çev. Fadıl Ayğan Ebu’l-Muin en-Nesefî (ö. 508/1115) Tebsıratü’l-edille isimli eseriyle Sünnî bir kelam ekolü olarak Mâtürîdîliğin sistemleşmesinde önemli bir role sahiptir. Bu eserinde Nesefî, genelde peygamberliğin özelde ise Hz. Peygamber’in risâ- letinin ispatına genişçe yer ayırmıştır. Eserin ilgili bölümlerinde peygamberliğin imkânı ve gerekliliği, peygamberliği ispat yöntemleri ve bu bağlamda mucize ve türleri konularını […]
Mâtürîdî [*] çev. Bekir Topaloğlu Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) Kitâbü’t-Tevhîd’inden iktibas edilen aşağıdaki metin, peygamberliğin gerçekliğine ilişkin kavrayışla Tann’nın varlığının ispat edilmesi arasında bağ kurması ve konuyu dinî bilginin gerekliliği bağlamında şeriatların varlığıyla irtibatlandırması açısından dikkat çekicidir. Tanrılık (ulûhiyyet) ve peygamberliğin (nübüvvet) ispatı noktasında mucizenin konumuna kısaca atıf yapmakla yetinerek konuya başlangıç yapan […]
I Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet dinlerinde peygamberlerin merkezcil bir önemi vardır, çünkü peygamberler vahye muhatap olan ye Tanrı’dan haber (Kitap) getiren kişi durumundadırlar, dolayısıyla peygamberlik meselesi ye- rine oturtulmadan kitaplı dinlerin anlaşılması ve kabulü mümkün değildir. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki Tanrı’nın insanları yarattıktan sonra evren ve insanlarla ilişkisini tamamen kestiğini düşünmek hiç de makul […]
Peygamberlik, vücûb ve mantıkî zorunluluk ifade eden bir delile dayanmamakla birlikte, çağdaşların bilimsel delil kabul ettikleri tecrübeye dayanan bir vâkıadır. Ancak, peygamberliği sadece peygamberin kendisi tecrübe eder. Başkaları ise onu Peygamber’in (sav) mucizesiyle tecrübe eder ve mucizeleri tecrübe etmek peygamberliğin tecrübe edilmesinin yerine geçer. Bu noktadan anlaşılıyor ki mucize peygamberlikten asla ayrılmaz. Aynı zamanda bundan […]
0 Yorumlar