Mes’ûdî dedi ki: Salih ibn Ali el-Hâşimi anlattı ve dedi ki: Günlerden bir gün zulüm ve haksızlıkları görüşmek için halife el-Muhtedi’nin(1) huzurunda bulundum. Benim de hoşuma gidecek şekilde onun kendisine yapılan şikayetleri kolayca çözüme kavuşturduğunu ve o konulardaki mektuplarının bölgelere ulaştığını gördüm. O haberleri incelediği zaman ben kendisini göz ucuyla izliyordum. Bakışını bana çevirdiği zaman hemen […]
İnsan ilimleri geliştikten sonra romanın sahası kalmamış, muhtevası kalmamış. Roman sadece sinema gibi aylak tecessüsleri avlayan bir nevidir. İslâmiyetin romana karşı gösterdiği alâkasızlık sebepsiz değildir. Bizde roman doğmayışı sebepsiz değildir. Çok daha ciddi işlerle uğraşan Türk İslâm aydınları, romanla uğraşmak ihtiyacını duymamışlardır. Zaten Doğu’da ve Batı’da en büyük hazine olan Binbir Gece yetmiştir. Kıssalar, hikâyeler […]
Menkıbe, Şark toplumlarının en önemli hikâye anlatım biçimlerinden biridir. Menkıbeler, tasavvuf anlayışının bir yansıması olarak velilerin kerametlerinin, İslâm’ın iyilik, doğruluk, hakikat mesajlarının, din büyüklerinin hikmetlerinin “hikâye” edildiği kısa, öz, hikmetli anekdotlar, fıkralar, hikâyeciklerdir. Sözlü menkıbeler, yazılı hâle gelince menakıpname olarak adlandırılırlar. Menakıpname, İslâm coğrafyasında tasavvufi hareketin gelişmesine, yaygınlaşmasına paralel olarak bazen yoğunlaşmış, bazen azalmış, günümüzde […]
Hasanali Yıldırım (…)Günümüzde de dünyanın bütün çocuklarının masal dinleyerek büyüdüğünü mü umanlardansınız yoksa? Hangi çocuk ruhu, en çok gereksindiği evrede hayalimi kışkırtan ve onu insan-toplum-nesne ilişkilerine farkettirmeden hazırlayan, zihnini dünyaya ayarlamasını kolaylaştıran masalların yokluğunun bıraktığı boşluğu bir benzeriyle doldurabilir? Hangi şey, varolmayan tiplemelerle dolu bir olay örgüsü üzerin- den varolanlar dünyasına özgü gerçekleri işaret eden […]
0 Yorumlar