Dua, bir çocuğun babasından bir şeyler tırtıklamak istemesi türünden bir olgu değildir. Dua, Allah’a sığınmak ve Onun rızasını talep etmektir. Aslında dünyevî veya uhrevî taleplerin tümü, O’nun rızasında içkin bulunmaktadır. Onun rızasını talep eden ve O’nun rızasından başka bir niyeti içinde barındırmayan birisi için, somut ve özgül taleplerin her biri sefil, gülünç,’maskara şeyler olarak görünür. Dua, Allah’a sığınmak, onun rızasını talep etmek, daha da ileriye giderek Allah’la beraber olmak ve O’nunla bütünleşmek ise, bu, aynı zamanda, kişinin Allah’ın rahmetine gark olma anlamım da tazammun eder, demeye gelir.
Rahmetin içinde yaşamayı istemekse, akla gelebilecek duaların en yücesi olmalıdır. Yunus Emre: “İsteyene ver sen onu (Cenneti), bana seni gerek, seni” derken, Cemalullahı talep ediyordu. Yani Cennetten daha fazlasına talipti: Cennet ve onun bütün makamları zaten Cemalullahta mündemiç değil miydi? Rahmet de içinde olarak… .
Rasim Özdenören-Eşikte Duran İnsan
0 Yorumlar