Metin Tenkidi Meselesi

unnamed-1 Metin Tenkidi Meselesi

Soru 22: “Hadîs tarihinde metin tenkidi ihmal edilmiştir.” yargısı doğru mudur?

Bu iddianın oryantalist bir dayatma olduğunu söylemeye gerek yok-tur. Burada meseleyi irdelemek gerekir. O zaman ihmal meselesi metin tenkidine yüklediğiniz anlama bağlıdır. Metin tenkidinden maksat illâ hadîslere uydurma etiketi vurnlak ise hali hazırdaki eserlerimize baktığımızda mevzû’ hadîs oranının sahîh olanlara göre oldukça az olduğu görülür. Bu, bir açıdan doğrudur. Ancak metin tenkidi uydurma hadîs tespit etmekle sınırlı değildir. Yine de şu hususu burada vurgulamak gerekir: Mevzû’ hadîsler böyle az olduğuna göre mevzû’ hadîs tespit etme anlamında metin tenkidi demek ki yeterince uygulanmamıştır. Bu yaklaşım oldukça isabetsizdir. Çünkü mevzû’ hadîsler sadece kitaplara geçenlerden ibaret değildir. Bilindiği gibi muhaddisler eserlerini oluştururken yüz binleri bulan hadîsleri elemişler, bir anlamda seç- meci davranmışlardır. Dolayısıyla belki de epey bir mevzû’ hadîsin de kitaplara geçmesine izin verilmemiştir.Metin tenkidinden maksat hadîslerin Kur’ân’a, akla tarihe vs. uyumunu denetlemek ise tarihen bunlar bihakkın yerine getirilmiştir. Ancak tabii bugün Kur’ân’a aykırı hadîslerin reddedilmesini isteyenlerin anladığı tarzda bir metin tenkidi gerçekleşmemiştir.

Tarihte Kur’ân da göz önünde bulundurulmuş ve bugün Kur’ân’a aykırıdır denilen pek çok hadîsin öyle olmadığı kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla hadîsler Kur’ân, akıl, tarih vs. göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Hadîsleri illâ da reddetmek için onların Kur’ân’a vs. arzedilmedi- ğini belirtip metin tenkidinin ihmal edildiğini söylemek olsa olsa kendimize bu faaliyette yol açmak anlamına gelir. Oysa hadîsleri reddetmek için “Metin tenkidi yapılmadı.” iddiasına sığınmaya gerek yoktur. . Yapılması gereken bir şey varsa o yerine getirilir. Tarihte insanlar metin tenkidi yaparken “metin tenkidi ihmal edilmiştir” gibi bir önyargıdan yola çıkmamıştır.Metin tenkidinden maksat hadîslerdeki hataları, illet ve kusurları tespit ise bu faaliyet tarihte oldukça üzerinde durulan mesele olmuştur. En sahîh kabul edilen eserler bile bu açılardan tenkide tâbi tutulmuş ve tek tek hadîslerin hesabı sorulmuştur.

İnceleyin:  Peygamber bırakın emretmeyi, tavsiyede dahi bulunamaz!

Bu durum tarihte metin tenkidinin hakkıyla yerine getirildiğini gösterir. Onun için metin tenkidi bir anlamda metnin tamiridir, inşasıdır. Bir metinde hata oluştuğunda onun toptan inkârı gerekmez. Vakıaya uygun olarak hataların onarılması sûretiyle inşası gerçekleştirilir. İşte bu anlamda metin tenkidi asla ihmal edilmemiştir. Bunlarla birlikte yine de ifade etmek gerekir ki, bütün bu çabalar her şeyin bittiğini göstermez. Bizim de yapabileceğimiz şeyler vardır. Bunun İçin tarihi suçlamak yerine, kendi sorumluluğumuzu kuşanmak daha yerinde olacaktır.Bunların yanında bırakınız metin tenkidi yapılıp yapılmadığını metinden yola çıkarak râvilerin taz’îfi bile gerçekleştirilmiştir. Burada özellikle mütekaddim âlimlerin bazı tavırlarından bahsetmek gerekir. Zira özellikle önceki âlimlerin hadîs tenkidlerinde metnin önemli oranda etkisi vardır. Bir anlamda râvileri değerlendirmede, onların cerhinde metin de etkili olabilmiştir. Metinden yola çıkılarak râviler taz’îf edilebilmiştir. Konu oldukça orijinal olup geniş araştırmalara muhtaçtır. Mü- tekaddim dönemde söz konusu olan bazı anlayışlar sonraki dönemlerde nasıl değişmiş veya dönüşmüştür, kronolojik olarak takip edilmelidir. Şimdilik şu kadarını söyleyelim ki, ilk tenkid faaliyetlerine baktığımızda üç noktada metin tenkidinin râvileri değerlendirmede etkili olduğunu görürüz:

a. Metin Kur’ân’a, sabit sünnete, icmâ’a, daha sika râvilerin hadîsine aykırı olduğunda;

b. Hadîste teferrüd söz konusu olduğunda;

c. Hadîste ihtilâf olduğunda, yani râvi birbirine muhalif hadîs naklettiğinde bizzat kendisinin taz’îf edildiğine dair örnekler vardır. Bu durumdaki râvilere genelde “zayıf’ denmiş ve rivâyetleri merdûd kabul edilmiştir.

Son olarak söylemek gerekirse “Tarihte metin tenkidi ihmal edilmiştir.” derken sadece muhaddisleri hesaba katmamalıdır. Hadîsler muhaddislerin tekelinde değildir. Hadîslerin anlamı, ilgilisi olan herkese açıktır. Bu açıdan bakıldığında fıkıhçısıyla, kelâmcısıyla vs. hadîslere yönelik epey bir tenkidde bulunulmuştur. Bunun da muhakkak göz önünde bulundurulması gerekir.

İnceleyin:  Şefaat Kuran'a Aykırı Mı ?

Yavuz Köktaş- Günümüz Hadis Problemleri,syf.78,80

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir