..Nihayet “Kitabların Anası”(Zuhruf,4) olarak Kur’an bütün “kitabların”, yani her bilginin prototipidir. İslâm bakış açısına göre her bilgi, kendisi gerçekliğin tüm basamaklarının bilgisi olan Kur’an’da öz olarak mevcuttur. Fakat bu bilgi Kur’an’- da bilfiil değil, potansiyel olarak veya bir tohum gibi ve prensip halinde bulunur. Kur’an her ilmin prensiplerini içerir, fakat bize belli bir kıtada bulunan bitkilerin veya kimyasal çizelgede mevcut elementlerin sayısını açıklamaya çalışmaz.
Bazı modern tefsircilerin yaptığı gibi, Kur’an’da detaylı bilimsel bir malûmat bulmaya çalışmak faydasız ve gerçekte saçma bir şeydir. Bu, aynı zamanda, bilimsel buluşlarla Kitab-ı Mukaddes’in metni arasında ilişki kurmak hususunda Batı’da yapılan girişim gibi anlamsızdır. Belli bir bilimin buluşlarıyla Kutsal Kitap’ın metni arasında bir ilişki kurulduğunda, bu bilimin değişikliğe uğraması halinde ebedî bir mesaj ile artık kendisine doğru gözüyle bakılmayan geçici bir bilgi şekli arasında bağıntı kurmuş olmanın sıkıntılı durumuyla karşılaşılır. Kur’an’ın içerdiği, kozmoloji ve tabiat bilimleri dahil her bilginin prensibidir. Fakat bu prensipleri anlamak için, “Kitabların Anası” nın anlamına nüfuz etmek ve buradan ilimlerin detaylı içeriklerini değil, temel ve esasını keşfetmek gerekir.
Şu halde Kur’an, İslâm’da yalnız dinî ve metafizik alanlarda değil, bilginin özel dallarıyla ilgili alanlarda da bilgi kaynağıdır. Her ne kadar modern bilginlerce çoğu kez ihmal edilmişse de, metafizik, ahlâk ve hukuk bilimleri bir tarafa, İslâm bilim ve felsefesinin gelişmesinde Kur’an’ın rolü çok büyük olmuştur. O, aynı zamanda, her İslâmî entellektüel gayretin içinde yer aldığı çerçeve olarak rehber de oldu.’
Seyyid Hüseyin Nasr,İdealler ve Gerçekler
0 Yorumlar