Bilmelisin ki insan toplulukları iki sınıftır, doğal olanlar ve doğal olmayanlar. Doğal olanların kaynağı sevgidir ki bu, doğal bir birliği gerektirir ve yapay bir birlik olan adalete gereksinim duymaz. Zira sevgi fertler arasında daim olduğunda onların hiçbiri zulüm ve baskıya meyletmez ve böylece hakkı almaya da hakkı gözetmeye de ihtiyaç duymazlar. Hatta bütün var olanlar sevgi ile vardır, çünkü onların yapıları birlik temeline dayanır ve birlik için sevgiden başka bir sebep yoktur. Verme cihetinden sevginin en erdemli, en yüce ve ilk olanı Yaratıcı’nın kuluna olan sevgisidir, sonra hocanın talebesine, sonra babanın çocuğuna, sonra da iyilik edenin iyilik ettiği kimseye olan sevgisi gelir. Adaletin hâsıl olması için sevgiyi alma cihetinde de durumun bunun gibi olması gerekir.
Ayrıca şirkin olmaması ve Allah’a ortaklar koşulmaması için herhangi bir sevginin Allah sevgisine tercih edilmemesi gerekir. Böyle hakikî bir sevgi ise ancak rabbanilik derecesindeki âlimlerde olur, bunlardan başkasından sâdır oluyorsa bu, aslı olmayan hayalî bir sevgidir. Allah dışında hiçbir sevgi kişinin hocasına olan sevgisine tercih edilmez, çünkü bu sevgi insanın yetkinleşmesi, bâkîliğinin sebebi olması ve nefsi terbiye etmesi cihetlerinden birinci sevgiye benzer ki, bunun ayrıntısı daha önce geçmişti.
Önde gelenlere ve büyüklere olan sevgi, ebeveyn sevgisine tercih edilmez, çünkü baba sevgisi, hocaya olan sevgiye benzer. Zira nefsin ve bedenin varlığının esası Allah’tandır, Allah hoca ve babayı nefsin ve bedenin varlığının yakın sebepleri yapmıştır. Hoca ruhanî rab, baba ise cismânî rabdir. Nefsin bedenden üstünlüğü miktarınca hocaya olan sevgi, baba sevgisinden üstündür. Hocanın öğrencisine olan sevgisi ile babanın çocuğuna olan sevgisinin durumu da böyledir. Bazı yakınlara yönelik sevgi, öğrenciye ve çocuğa olan sevgiye, başkasına yönelik sevgi de dosta yönelik sevgiye tercih edilemez.
Şerhu-l Ahlak-i Adudiyye – Taşköprülüzade Ahmed Efendi
Müellif:Adudüddin el-Îcî’
0 Yorumlar