Hâfız-ı Şirazi – Hâfız Divanı
Türkçesi:Hicabi Kırlangıç
Bahçede güle dadılık edince seher yeli
Gülü süsledi bir gelin süsleyici gibi
Eğer gölgeden güneşe emanın varsa
Bir güneş yüzlü bul, bir de gül gölgesi
—————————————————-
Dostlardan hiçbirini göremiyorum yerinde
Gönlüm kan oldu hüzünden, sâki nerdesin
—————————————————-
Hâfız, git işine, vaktin padişahına kulluk
Herkes ediyor da sen bir kez etmiyorsun
—————————————————-
Şu toprak âlemde bir âdem geçmiyor ele
Başka bir âlem yapmak lâzım, yeniden bir âdem
—————————————————-
Ay gibi yüzünün aydınlığına hasretim
Bu yüzden her gece yıldızlarla işim gücüm, alışverişim var.
—————————————————-
Yoktur dünyanın vefası, iki gözümün nuru
Sakın mümkün mertebe incitme nazar ehlini
—————————————————-
Ay tutulmasına sebep yârin ayva tüyleri
Güzel bir halkadır, lâkin ondan çıkış yok
Sevgilinin kaşı devlet mihrabının köşesidir
Oraya yüzünü sür, ondan hacet dile
—————————————————-
Senin ay görünümlü yüzün güzelliğin ilkbaharı
Benin güzelliğin merkezi, yanağın güzelliğin medarı
Senin humar dolu gözlerinde sihir hileleri gizli
Kararsız saçlarında aşikardır güzelliğin kararı
Senin gibi bir ay doğmadı güzellik burcundan
Boyun gibi bir servi görmedi güzelliğin ırmağı
Dilberliğin çağı güzelliğinle neşelendi
Senin letafetinle sevindi güzelliğin zamanı
—————————————————-
Bahar ve gül neşe verip tövbe bozar hale gelmişken
Gül yüzün neşesiyle hüznün kökünü kazı gönülden
Sabâ rüzgârı geldi, gonca buna sevinip de
Gömleğini paraladı geçerek kendinden
Gönlün berrak suyundan öğren sadakat yolunu
Doğrulukla azadelik talep et bahçedeki serviden
Sabânın gül çevresindeki yaprakları dağıtışına bak
Yaseminin yüzündeki kıvrımlı sümbül saçı bir görsen
—————————————————-
Neşenin kökü kurudu, harabat yolu nere
O iklimde yeniden yeşerip filizlenelim
A gönül rintlerin hatırından medet iste, yoksa
İşimiz zor, sakın bir hata etmeyelim
Tahammülsüz kuşun gölgesi bir işe yaramaz
Hümanın kutlu gölgesinden isteyelim
Gönlüm perdeden çıktı, hoş deyişli
Hâfiz nerde Sözüyle gazeliyle kendimize gelelim
—————————————————-
Dostlardan dostluk umardık biz
Zaten yanlıştı bizim düşüncemiz
Bakalım dostluk ağacı ne zaman meyve verir
Şimdi gidip bir tohum ektik biz
Dervişlik adeti değildir dedikodu etmek
Yoksa seninle vardır maceralarımız
Gözünün işvesi savaş hilesiymiş
Biz yanlışlıkla barış zannetmişiz
Kendiliğinden alımlı olmadı güzellik fidanın
Ona özen gösterdi himmet nefesimiz
Ne olaylar oldu da şikayet etmedi kimse
Yine de hurmeti elden bırakmadık biz
—————————————————-
Sanma ki ihtişam ve mevki için bu kapıya geldik
Biz kötü hadiseden buraya sığınmaya geldik
Aşk menzilinin yolcusuyuz, yokluk sınırından
Bunca yol yürüyüp varlık yurduna geldik
Yüzündeki yeşilliği gördük de cennet bahçesinden
O sevgi bahçesini arayıp bulmaya geldik
Haznedarı Ruhu”l-emin olan böyle hazineye rağmen
Dilencilik etmeye şahın kapısına geldik
Ey tevfik gemisi senin hilim limanın neresi
Bu kerem denizine, günaha battık da geldik
—————————————————-
Şimdi vaktin gereği olarak şunu görüyorum:
Gideyim meyhaneye bir güzel kurulayım
Şarap kadehi alıp uzaklaşayım riya ehlinden
Yani dünya ehlinden temiz kalpli birini seçeyim
Sahtekârları dünyada daha az göreyim diye
Sürahi ve kitaptan başka yoktur yârim, nedimim
—————————————————-
Sen bana kötü söz de söylesen, beddua da etsen ben sana dua ederim. Zira bal akıtan lal dudağa acı cevap yaraşır.
Canım! Öğüdümü dinle. Çünkü şanslı gençler, yaşlı bilgenin öğüdünü candan öte bilirler.
—————————————————-
Sabah kalkıp selamet aradıysam Hâfız gibi
Her ne ettimse Kur’an’ın devletiyle ettim
—————————————————-
Gönül levhamda sevgilinin elif boyundan başka harf yok
Ne yapayım hocam bana başka bir harf öğretmedi
—————————————————-
| Ey ayağı uğurlu, haberi kutlu kuş merhaba
Hoşgeldin, ne haber, sevgili nerede, yol hangisi
—————————————————-
Sevgiyi kokladım, vuslat kıvılcımını gördüm
Gel ey şimal rüzgârı, kurban olayım güzel kokuna
Sevgilinin güzelliğine özlem sabır bırakmadı bende
Ey sevgilinin develerini şarkı söyleyip götüren, durup konakla
Gösterdi yüzünü vuslat, en iyisi buna şükredelim de
Hicran gecesinin hikâyesini bırakalım bir yana
—————————————————-
Gülerek dedi ki Hâfız, yeteneğine hayranım
Bak, nasıl da aptal yerine koyuyor beni
—————————————————-
Güvenli bir yer, berrak bir şarap, şefkatli bir arkadaş
Bu imkânın hep varsa ne büyük bir başarı
Dünya da dünyanın işleri de hep hiç üstüne hiç
Ben bin defa tahkik edip gördüm bu inceliği
Ne yazık ki bu zamana kadar bilemedim
Arkadaşmış arkadaş mutluluğun iksiri
—————————————————-
Irmak kıyısında otur, ömrün geçişini seyret
Gelip geçen dünyadan bu işaret yeter bize
—————————————————-
Her an kanlı gözyaşıyla abdeste ne hacet
var,
Zira kaşının mihrabı olmadan cevaz yok namaz kilmama
—————————————————-
Ey nazlı güzellik servisi, ne güzel gidiyorsun naz içinde
Âşıkların her an yüz türlü niyazı vardır senin nazına
Güzel yüzün mübarek olsun ki ezelde
Naz elbisesi biçilmiş senin servi boyuna
Zülfünün amber kokusunu arzulayana söyle
Sevda ateşinde yansın da katlansın buna
Pervanenin yüreği mumdan yanar amma
Benim yüreğim erir senin yüzünden uzakta
—————————————————-
Kaybolan Yusuf Kenan’a döner üzülme
Hüzünler kulübesi bir gülistan olur üzülme
Gamlı gönül, düzelir halin karamsar olma
Bu perişan başın huzura erer üzülme
Ömrün baharı olursa yine çimlerin tahtında
Ey güzel ötüşlü kuş, güller şemsiyen olur üzülme
Dünya iki gün muradımızca varsın dönmesin
Devranın hali daima aynı olmaz üzülme
—————————————————-
Vefa istiyorsan cefaya katlan Hâfız
Kâr da zarar da vardır ticarette
—————————————————-
Dedim derdindeyim, dedi derdin biter
Dedim ay ol bana, dedi doğarsa tabii
Dedim âşıklardan vefa yordamı öğren
Dedi güzel yüzlüler pek yapmaz bu işi
Dedim göz yolunu kapatırım hayaline
Dedi gece yolcusudur, başka yoldan gelir
Dedim zülfünün kokusuyla âlemde yolumu kaybettim
Dedi bilirsen sana kılavuz olacak da odur
Seher yelinin getirdiği hava dedim ne güzel Dedi ne güzel esintidir dilberin semtinden gelen
Dedim bal dudağın arzudan öldürdü bizi
Dedi sen kulluk et ki o da gözetsin kulunu
Dedim merhametli kalbin ne zaman barışacak
Dedi vakti gelinceye dek bunu kimseye söyleme
Dedim işret zamanı gördün mü nasıl bitti
Dedi, sus Hâfız, bu keder de bitecek
—————————————————-
Her yandan dua oku gönderdim
Belki içlerinden biri etkili olur
Ey can, yaşadıklarımızı anlat sevgiliye
Fakat seher yelinin haberi olmasın bundan
Senin iksirinden yüzüm altın kesildi
Evet lütfünüzün bereketiyle toprak altın olur
Rakibin kibrinden hayret darboğazındayım Rabbim, dilenci muteber olmasın sakın
—————————————————-
Dünyanın işvesiyle yoldan çıkma, zira
Bu kocakari hilekar oturur, düzenbaz kalkar
—————————————————-
Ne mutlu o gönle ki gördüğünün ardınca gitmez
Ve çağrıldığı her kapıya habersizce gitmez
O tatlı dudağa tamah etmesem daha iyi
Fakat sinek nasıl şekerin ardı sıra gitmez
Hüzünlü gözümün karasını gözyaşıyla yıkama
Beninin izi gözümden asla gitmez
Seher yeli gibi benden kokunu esirgeme
Zülfünün ucu olmadan hayatım sürmez
Gönül, böyle serseri ve hercai olma
—————————————————-
Gönlümde senin gam yükünden başka ne varsa
Hepsi çıksın gönlümden, bir tek gam yükün kalsın
Sevgin gönlüme, canıma öyle yerleşti ki
Başım gitse bile gönlümden, canımdan gitmez
Gonlum güzellerin peşinden giderse mazurdur
Derdi vardır, derman peşinde gezmesin de ne yapsın
Hafiz gibi şaşkına dönmek istemeyen
Gönül vermesin güzellere, düşmesin onların peşine
—————————————————-
Zulfüne el sürsem kızıp küser
Barışmak istesem azarlamaya başlar
Seyreden zavallıların yolunu yeni ay gibi
Kaşının köşesiyle kesip peçeye gizlenir
Şarap gecesi uyanık tutup beni harap eder
Gündüz şikayet etsem uykuya dalar
Aşk yolu kargaşa ve fitne doludur gönül
Bu yolda aceleyle giden takılıp düşer
—————————————————-
Gül rüzgara binince Süleyman gibi
Kuşlar Davudî nağmeye başlar seherde
—————————————————-
İyi ad istiyorsan a gönül, kötülerle arkadaşlık etme
A canım, kendini beğenmişlik cahilliğin delilidir.
—————————————————-
Hüner yoktur mahrumiyet kusuru olmayan
Benden daha mahrum bir yoksul hiç olmuş mudur
Bu perişan cana merhamet edin
Çünkü bir zamanlar kâmil bir iş bilirdi
Aşk bana söz söylemeyi öğrettiğinden beri
Oldu sözlerim her mahfilin nüktesi
Hâfiz nüktedandır deme artık
Biz gördük, düpedüz cahildi
—————————————————-
Sevgi tohumu ekmeyip iyilik gülü dermeyen
Rüzgarın güzergahına bekler lâle bitsin diye
—————————————————-
Ey hicran ateşi öyle şeyler çektim ki senden, mum gibi
Sana karşı kendimi yok etmekten başka tedbir yoktu
Sensiz Hâfiz’ın hüznünün azabı öyle bir âyetti ki
.Hiç kimse için tefsire ihtiyaç yoktu
—————————————————-
Gönlümde dosttan asla ayrı düşmemek vardı
Ne yapalım, benim ve gönlün çabası boşunaydı
Dün gece dostları anarak meyhaneye gittim
Küpü gördüm, gönlü kandı, ayağı çamurdaydı
Ayrılık derdini sormak için çok dolaştım
Akıl müftüsünün bu meseleyi aklı almadı
Doğrusu, Ebu İshak*ın firuze taşlı yüzüğü
Güzel parladı, fakat gelip geçici devletti
Hâfız, gördün o nazlı kekliğin kahkahasını
Kader şahininin pençesinden nasıl da gafildi
—————————————————-
Senin misk kokulu kalemin bir gün bizi anınca
İki yüz köle azat etmiş gibi ecir kazanır
Selamette olası Selmâ’nın menzilinden gelen haberci
Ne olur bir selam getirip sevindirse kalbimizi
Bir dene, sana nice murat hazinesi verirler Senin lütfun abat etse benim gibi viraneyi
Rabbim, o şirin şahın kalbine ilham ver de
Merhametle bir kez uğrasın Ferhad’a
—————————————————-
Karanlık gece, dalga korkusu ve böyle korkunç bir girdap
Nerden bilecek halimizi sahildeki yeğniler
—————————————————-
Kimsede dostluk göremiyorum, dostlara ne oldu
Sevgi ne zaman tükendi, sevenlere ne oldu
Abıhayat bulandı, ayağı uğurlu Hızır nerede
Gül dalından kan damladı, bahar yeline ne oldu
Dostun dostluk hakkı vardır demiyor kimse
Hakkı gözetenler nerede, dostlara ne oldu
Mürüvvet madeninden yıllardır lâl çıkmadı
Güneşin ışığına, rüzgârla yağmurun çabasına ne oldu
—————————————————-
Sevenlerin vuslat günü yâd olsun
Yâd olsun ah o demler yâd olsun
Ağzım acılardan zehir kesildi
Neşeyle içenlerin sesleri yâd olsun
Gerçi dostlar anmaktan uzaklar
Benden onlara binlerce yâd olsun
—————————————————-
Git işine ey vâiz, ne bağırıyorsun
Yoldan çıkan benim gönlüm, sana ne oluyor
Allah’ın hiçten yarattığı belinde sevgilinin
Bir incelik var ki hiçbir kul çözemedi
—————————————————-
Uyan ey gözlerim, güvende kalmak imkânsız
Bu uyku konağında durmadan akan selden
Sevgili apaçık geçiyor senin yanından amma Yabancılar görecek diye nikaba bürünmüş
Gül senin al yanağında terin lütfunu görünce Özlem ateşiyle yanıp yüreği gülsuyuna gark oldu
Kırlar ovalar yemyeşil gel de çıkarmayalım Sudan elimizi, çünkü dünya hepten seraptır
Beynimin köşesinde nasihate yer arama Çünkü doludur bu köşe çeng ve rebap sesiyle
Hâfız âşık ve rintse, güzele bakıyorsa ne olmuş Tuhaf halleri olmak gençlik çağının gereğidir
—————————————————-
Mutluluk makamı sıkıntısız ele geçmez
Evet, elest sözleşmesi hükme bağladı belâyı
Vara yoğa üzülme gönlünü hoş tut
Var olan her kemalin sonu yokluktur
—————————————————-
Hâfız, feleğin bahçesinde hazan rüzgârından incinme
Makul düşün dikensiz gül nerede
—————————————————-
Sâki, bayramın gelişi sana mübarek olsun
Çıkmasın aklından verdiğin sözler
Şaşkınlık içindeyim, bu ayrılık günlerinde Dostları çıkardın gönlünden, buna gönlün nasıl elverdi
—————————————————-
Dedim ey güzeller sultanı bu garibe merhamet et
Dedi gönlün peşinde miskin garip yolunu kaybeder
Ona dedim bir an olsun gitme dur, dedi beni mazur gör
Naz içinde büyüyen, nasıl tahammül eder bunca garibin derdine
—————————————————-
Gönlüm harap oluyor sevgiliye haber verin
Aman ey dostlar, benim canım sizin canınız
Rabbim bu maksat ne zaman hâsıl olur da birlik olur
Derli toplu gönlümüzle sizin dağınık zülfünüz
—————————————————-
Güzelliğin ay ışığı parlak yüzünüzdendir Güzelliğin yüzsuyu çenenizdeki kuyudandır
Dudağa kadar gelmiş can seni görmek ister
Geri dönsün mü çıksın mı nedir fermanınız
—————————————————-
O gümüş endamlı sevgiliyi gören, artık çayırdaki selviye bakamaz.
Hafız, nihayet günün birinde mutlaka muradına erişmek istersen, gece gündüz şiddetlere, mihnetlere sabret.
—————————————————-
Ey rüzgâr, yolun dostların bahçesine uğrarsa, sevgiliye selamımızı arz et,sakın unutma ve tarafımızdan
De ki: Adımızı niçin anmıyor, neden bizi kasten hatırdan çıkarıyorsun?
Zaten anılmayacağımız bir zaman gelecek!
—————————————————-
Ey kerem sahibi sağlığa şükran olarak
Şu zavallı fakiri bir gün olsun taltif et
İki dünya huzuru şu sözün tefsiridir:
Dostlarla mürüvvet düşmanlarla mudara