Basileus şöyle demiştir: “Bir sözün maksadı zarar vermekse onun güzelliğine ve tatlılığına aldanma. Çünkü insanları zehirleyenler zehire tadı katarlar. Bir söz ile kastedilen şey faydalı olduğunda ise onun sertliği senin zoruna gitmesin. Çünkü insanı sağlığına kavuşturan ilaçların çoğu acı, tatları da kötüdür.
———————
Her bilginin sıhhatini tespit etmek için ikna olacağımız deliller ararken, söz konusu Allah’a yaklaştıracak şeylerin bilgisi olunca sahih olup olmadığını hiç araştırmadan bunları kabul etmemiz doğru değildir.
———————
Nefsimiz manevî pisliklere bulanmış iken bedenin dışarıdan süslerle bezenmesi,beden kirli iken üzerine temiz elbiseler giyinerek onu güzel göstermekten daha da çirkindir.
———————
Kangren olan bir uzvu kesmek konusunda bedenine acımazsın, acısan bile sana müşfik demezler. Şehveti iyice kabarınca nefis konusunda da böyle yapmalı ve arzuladığı şeyi terk ederek ona acı vermelisin. Nitekim denilmiştir ki: “Kırbacına şefkat eden kişi oğlunu sevmiyor demektir. Oğlunu seven kişi onu terbiye etmek için gayret eder.”
———————
Birini düzeltmek istediğinde o kişiye karşı sanki düşmanından intikam almak istiyormuş gibi bir tavır takınmamalısın. Ona, kötü bir hastalığı tedavi edecek veya yarayı dağlayacak bir doktor edasıyla yaklaşmalısın. Kendi hatanın düzeltilmesini istediğinde de, hasta biri doktoruna karşı nasıl davranırsa sen de öyle davranmalısın.Beden rahatsızlıklarında doktorun hastalığa sebep olan şeyi tespit edip onu ortadan kaldırmaya çalışması gibi nefsin hastalıklarında da hastalığı kökünden kurutmaya ve onu ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmaya gayret etmek gerekir. Dolayısıyla ne zaman yanlış yaptığım fark eder ve yanlışına bir daha dönmemek istersen bu yanlışı meydana getiren temel sebebin ne olduğunu düşün ve onu ortadan kaldırmaya çalış. O zaman kalbin aynı hatayı işleme korkusundan felâha erer.
Kaynak:
İbn Fatik-Hikmetli Sözler
0 Yorumlar