Yaşar Nuri-Deizm Güzellemeleri ve Caner Taslaman

https://www.youtube.com/watch?v=JFfN0Ks1Dro

 

Caner Taslaman: Yaşar Nuri Öztürk hocaya tekrar Allah’tan rahmet dilerken birkaç açıklama yapmayı zaruri buluyorum:

1- Hoca, hiçbir zaman dinlere inanmayıp Allah’a inanma manasına gelen deizmi benimsemedi. Sadece uydurmalarla dolu din anlayışlarına deizmi tercih ettiğini söylemek istiyordu. (Bence, Kuran merkezli savunduğu ve hayatına geçirdiği bir sistem varken bunu gündeme getirmesi gereksizdi.)

2- Hoca, ibadetlerine titiz bir Müslümandı. Daha geçen sene ağır hasta haliyle umreye gitti ve orada hasta oldu. Ayrıca birkaç ay önce beraber olduğumuz bir davette, yemekten hemen sonra yan yana akşam namazını kıldık. (Hocaya namaz kılmadığı gibi birçok iftira atıldığı için özellikle vurguladım.) Bir deistin bir dinin ibadetlerini yaptığı düşünülemez.

3-Taş yerinde ağırdır. Hoca kendi alanında çok etkili çalışmalar yaptı. Bence siyasi konulara hiç girmemeliydi; hoca için vakit kaybıydı. Fakat hoca, siyasi bir yaklaşımı benimsemişti ve onu savundu. Ama hocanın etkili olduğu görüşlerde bu siyasi görüşlerinin ciddi bir payı olmadığı ve kendisinin siyasi görüşlerini tartışmanın abes olduğu kanaatindeyim.

4– Hocanın, zamanında tepki aldığı birçok görüşü, bugün birçok ilahiyatçı, benzer bir tepkiyle karşılaşmadan savunabiliyor. Örneğin bugün recmin uydurma olduğunu veya Hz İsa’nın tekrar gelmeyeceğini savunan ilahiyatçılar eskisine göre çok daha fazla ama hocaya bu konuda gösterilenlere benzer bir tepki almıyorlar. Bunda hocanın kitleleri bu görüşlere alıştırmış olmasının payı büyük.

5-Hocanın en önemli bulduğum yönlerinden biri Kuran ile diğer kaynaklar arasındaki farkı birçok kişiye öğretmekte ki büyük payı. Ayrıca Kuran’ı anlayarak okumak konusundaki dev katkısı.
Emin olun hocaya burun kıvıran birçok ilahiyatçı, bugün, kendilerinin yirmi yıl önceki hallerinden çok daha fazla Kuran vurgusu yapıyorlar; fıkıh kitaplarındaki birçok yanlışı Kuran’da yer almadığı için reddedebiliyorlar.

6-Hocanın birçok ilahiyatçının ulaşamadığı bir kesime ulaştığına, dini inancını yitirmiş birçok kişinin dini inancını kazanmasına, birçok kişinin Kuran okumaya ve namaz kılmaya başlamasına vesile olduğuna defalarca tanıklık ettim.

7-Hocanın asabiyetine vurgu yapılıyor. Doğrudur, hoca asabiydi. Fakat hemen hiç kimseye olmadığı kadar hocaya haksız hakaretlerin yapıldığını unutmayalım. Bu hakaretlere uğramayanların yorum yapmasının kolaylığını yaşıyor birçok kişi. Bunlara rağmen hoca en hasta zamanlarında bile inandıklarını seslendirmekten ve cedele girmekten geri durmadı.

8-Hepimizin hataları vardır, hocanın da olmuştur. Ama bugün, bu büyük ilim adamını ilmi gayretinden, Kuran’ı sevdirmekte ve okutmakta ki gayret ve üstün başarısından, zeka, cesaret ve çalışkanlığından dolayı hayırla yad etme zamanıdır. Mekanın Cennet olsun. (1)

***

Yaşar Nuri Öztürk, Putin ve Hawking: Yaşar Nuri Öztürk ateist olan Hawking’e ve islamiyetle hiç ilgisi olmayan Putin’e dinsel ve hatta islami bir “paye” vermiştir; “Hawking’i destekliyorum”:

Stephen Hawking’in bütün sözlerini Kuran-ı Kerim’de bulabiliriz. Benim kanaatime ve araştırmalarıma göre, Kuran-ı Kerim’de kıyametin habercisi olarak adlandırılan Dabbet-ül-arz Hawking’dir. Hatta bu konuda Hawking’e bir mektup da yazdım. Mektubumda sonuna kadar kendilerini destekleyeceğimi belirttim. (2) Hawking, Eylül 2014’te ateist olduğunu açıkladı. (3) Böyle bir adamın sözlerini Allah’ın İlahı kelamı içinde nasıl bulabiliyor ? Allah kelamı ateistin kelamıyla nası örtüşüyor?

Yine O, Putin’in mümin kokusu yaydığını, Putin’den Kuran mümini kokuları geldiğini söylüyor. Putin’in tırnağı olacak adam islam dünyasında yokmuş! (4)

İşte Yaşar Nuri, Kuran’la ilişkili iki kavramı (Kuran müslümanı ve Dabbetül arz) böylesi 2 Kurandan uzak kişiye nispet ederek Kuran algısının dünyevi/felsefi görüşlerinin altında ezilmiş olduğunu ortaya koymuş oluyor. Ömrü boyunca Ehl-i Sünnetle harp halinde olan Yaşar Nuri’nin favori müslümanları maalesef İmam Şafi, İmam Malik, İmam Ahmed bin Hanbel değil ama İmam (!) Putin, İmam (!) Hawking olmuştur. Caner Taslaman’ın Yaşar Nuri’yi savunması Kuran hesabına olamaz. Nevi şahsına münhasır fikirlerin sahibi olan bir Felsefe Profesörünü yüceltmekten başka bir anlam taşımıyor. Güya bu mealciler çok eleştirel, sorgulayıcı oluyorlar. Görüyoruz ki yanlışlık kendi içlerinde boy gösterdiği zaman deveyi cüce yapıyor; kendi hatalarını küçültmeye ve hatta görmemeye çalışıyorlar.

 

Atilla Fikri Ergun: Yaşar Nuri Öztürk örneği -geldiği son nokta itibariyle- modern Müslüman “aklın” akıbetini ortaya koyması bakımından son derece ibret verici. “Kuran’daki İslam”dan -ki, kitaplarından birinin de adıdır- yola çıkıp Deizm’e varmak, son derece trajik… Deizm’den bir sonraki adım ateizmdir ve bilumum modernistlerin varacağı yer Deizm’le ateizm arasındaki bu sınır çizgisidir.

Dini felsefeyle karıştırıp, İslam’ı moderniteye uygun “yorumlama”, onu Batılı filozoflardan yapılan alıntılarla -Batılı filozofların ortaya koyduğu düşünceler doğrultusunda-, dolayısıyla yabancı kavramlarla “açıklama” girişimi Öztürk’ü kaçınılmaz bir biçimde Deizm’e savurdu.

Öztürk’ün yaşadığı savrulmayı modernist ilahiyatçıların hemen hepsi yaşıyor, Öztürk’ün diğerlerinden farkı bunu açıkça dile getirmesi

Öztürk’ün Deizm limanına demirlemesi, dinin “Allah’la kul arasındaki özel bir mesele” olduğu, sadece Allah’ın varlığına inanmanın bu ilişki için yeterli malzemeyi teşkil ettiği ve insanın salt akıl yoluyla Hakikat’e ulaşabileceği yönündeki fasit anlayıştan kaynaklanıyor…Öztürk’ün yaşadığı savrulmayı modernist ilahiyatçıların hemen hepsi yaşıyor, Öztürk’ün diğerlerinden farkı bunu açıkça dile getirmesi; diğerleri konjonktürü göz önüne alarak ihtiyatlı davranıyorlar. Bu bakımdan onun diğerlerinden daha dürüst ve açık yürekli olduğunu söyleyebiliriz.

Şu bir gerçek ki, salt akıl yoluyla Hakikat’e ulaşılabilseydi vahye ve nübüvvet müessesesine gerek kalmazdı. Deistlerin iddiası da tam olarak bu zaten, onlara göre, doğru yol üzere olabilmek için -ki, İslam buna hidayet diyor- Kitab’a, Kitab’ı ve Hikmet’i öğretecek bir peygambere ihtiyaç yok; akıl ve sağduyu yeterli. Oysa ilahî rehberliğe ihtiyaç olduğu kesindir, zira insanlık o “mükemmel aklı” ve “sağduyusu” ile neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda dahi henüz ittifak edebilmiş değil. Örneğin bugün vahyin “kötü” dediğine “iyi” diyen, gerekli gördüğünü “gereksiz” gören yığınla insan var yeryüzünde.

Yaşar Nuri Öztürk’ün “Tarihin en namuslu, en ahlaklı, en üretken adamları” diye takdim ettiği deistler hakikatte aklen de ahlaken de sakat kimseler. Zira temiz akıl sahibi bir kimse kendi aklınca tasavvur ettiği, üstelik kâinata da müdahale etmeyen bir Yaratıcı’ya inanmayacağı gibi, kendi rehbersiz aklını “ahlakî kriter” haline getirip bütün bir insanlığa “iyilik budur” diyen kimse de hakiki manada ahlak sahibi olmaz.

İnceleyin:  Hz. Peygamberin ( s.a.v) Aldığı Vahiyler Sadece Kur'an Ayetlerinden İbaret midir ?

Öztürk’ün “Kuran, Deizm’i teşvik eden, terviç eden bir kitap değil ama ona kapı aralayan bir kitaptır” şeklindeki yaklaşımı ise büsbütün demagoji yüklü. Kur’an Deizm’i teşvik etmiyor ama kapıyı aralayıp bize “çaktırmadan girin” mi diyor?! Eğer Kur’an Deizm’i teşvik ve terviç etmiyorsa Öztürk niçin teşvik ve terviç ediyor?

Biri de çıkıp şunu derse!: “Belki de Kur’an bize ateist olun diyor!”

Deizm’i “insanlığın kurtuluşu” olarak gören ve bu şekilde takdim eden “aklın” İslam’la uzaktan yakından alakası yok hiç kuşkusuz. Zira İslam nokta-i nazarından akıl vahye tabi olmak zorundadır ve selim akıl sahih nakille ittifak halindedir. Öztürk’ün bugün söylediğini, hatta daha ağırını 15 sene önce bir sohbet meclisinde modernist arkadaşlardan biri şöyle dile getirmişti: “Belki de Kur’an bize ateist olun diyor!”

Yaşar Nuri Öztürk örneği bir kez daha göstermiş oldu ki, modern düşünce kalıplarından, asılsız tefsir ve te’villerden, kerameti kendinden menkul modern “yorumlar”dan ebediyen kurtulmamız gerekiyor.

Öztürk’ün geldiği son nokta, İslam’ı kendi kural ve kriterleri çerçevesinde olduğu gibi kabul etmek yerine onu modern paradigma doğrultusunda “yeniden yorumlama” işine soyunan, bunu da Muhammed İkbal’den mülhem “yeniden yapılanma ” olarak takdim eden modernist bir ilahiyatçının hazin serüvenini gözler önüne seriyor. (5)

***

Yaşar Nuri Deizmi hararetle savunmuştur: 

– İlk sorum; neden deizmi kitlelere tanıtan ve açıklamaya çalışan bir kitap yazma gereği duydunuz, şeklindeydi. Siz böylece yanıt vermiş oldunuz.

Y.N.: İnsanlığın nefes alacağı tek pencere. Bu Batı’nın Engizisyon döneminde de böyleydi, bugün de böyle.

***

Aykırı olmayı seven biriydi. Sonunda aykırı yanı modernist/reformist kafasıyla birleşerek “Deizmin mümini” oldu.

 

Yaşar Nuri’nin dini Nietzsche’nin, Marks’ın, Voltaire’nin diniyle benzer:

Y.N.: Tüm aydınlanmacı filozoflar Voltaire’den Kant’a ve Marks’a kadar hepsi deisttir. Nietzsche’nin ‘Öldü’ dediği tanrı papazların tanrısı. Marks da öyledir. Amerika’nın ağzı ile Allahsız, ateist filan değil Marks. Zaten ateizm diye bir kavramı Kuran kabul etmiyor. Marks; dünyanın en ahlaklı, en dürüst, en sevecen, en çalışkan, en üretken, en insancıl adamlarından biridir. Peygamberlerin bütün ideallerini hayata geçirmek için savaşmış adam, yaşadığı sürece… (6) Dini Nietzsche’nin, Marks’ın, Voltaire’ninki ile benzeşen ve açıkça Allah hariç hiçbir kutsalı (Kuran, Peygamber, Şeriat v.s.) “olmazsa olmazlar” arasında saymayan Öztürk’ü Kuran adına savunmak büyük garabet!
Yaşar Nuri Öztürk’ün Deizm’e kaymasının gerekçeleri net değil. Caner Taslaman da buna temas etmiş. Anlatımlarını birleştirdiğimizde pireye kızıp yorganı yakma vakası görünüyor. Madem ki bazı din adamlarını veya yorumlarını zararlı/kabul edilemez bulmuş, buna verilecek tepki islama değil o kişileri ve fikirlerine olmalı, onları bahane edip Allah’ın dini ve kitabını önemsizleştirici bir çaba içine girilmemeliydi.

Mealcilerin genel karakteristiği hiç söylenmemiş olanı söylemek, bir fikrin ve yorumun ilk sahibi olmak, marjinal fikirlerle milleti şoke edip ilgiyi üzerine çekmektir.

Ekliyor Yaşar Nuri: Kuran kadar dinler tarihini, din temsilcilerini eleştiren başka bir kitap yoktur. Ben kültür tarihi uzmanıyım, kutsal metinler uzmanıyım. Yoktur. İnsan Kuran’ı okuyunca diyor ki; bu din kitabı mı, dini eleştirme kitabı mı?

İşte Kuranla ilişkisini de bu doğrultuda devam ettirdi. Hayatı dini eleştirmekle geçti. Kuran’ı Allahın dini ve şeriatı doğrultusunda toplumu ulvi değerlere yönlendiren inşa edici kutsal metin olarak görmek yerine daha çok kendi görüşüne muhalif (ehl-i sünnet de diyebiliriz) bir grubu ve görüşlerini eleştirmek için bir terbiye edici sopa niyetine kullandı. İlahi kelam’dan Medyatik olmanın, gündemi işgal etmenin bir vesilesi olarak faydalandı. Hadis ve sünnet aleyhtarlığıyla prim yaptı…

Yaşar Nuri: “Son yarım yüzyıl içinde, hele son çeyrek yüzyıl içinde; bir ahlaksızlık, bir soygun, bir soysuzluk, bir vicdansızlık, bir canilik gösterin ki arkasında dincilerden başka biri olsun. Yoktur! Şimdi bu adamların ‘Gelin; burada din var, bu dini yaşayın’ demelerine kim inanır? Bunun için Allah’a inanıp bu dincilerin yaşadıklarına bulaşmamak, insanlığın geleceği bakımından çok önemlidir; işte deizm budur. Deistler, dinciliğin bütün kötülüklerine, rezilliklerine rağmen Allah’a inançlarını koruyan samimi mümin insanlardır. Tarihin en namuslu, en ahlaklı, en üretken adamlarıdır.” diyor. Müslüman kimliğini korumakla birlikte namuslu, ahlaklı ve üretken olmanın yolu yok muydu? Varsa neden müslüman kimliğini terk etti ? Hem birilerinin yanlışlarına kızarak “pireye kızıp yorganı yakmanın” ne gereği vardı?

Değerlendirme: “Deist olduğunu söylemedi” iddiasına karşı şunu deriz: deizme güzelleme yaptıktan, methiyeler düzdükten ve adres olarak gösterdikten sonra deist olduğunu söyleyip söylememesi neyi değiştirir? Haddi zatında bu da deizmi benimsediğini söylemenin ayrı bir şekli idi. Bir taraftarın takımına tezahüratından o takımı tuttuğunu anlarsın. İllaki ‘ben şu takımı tutuyorum’ diye cümle kurmasına gerek kalmaz.

Şunu diyor: “Hem namuslu hem de Allah’a imanı olan adam başka bir yere gidemez.” Mefhum-u muhalifiyle deist olmayanın namusunu ve imanını sorgulayan, çok rahatsız edici ve oldukça iddialı bir cümle. Sevenlerinden hala deist olmayan kişiler varsa onlara da zimmi bir eleştiri getirmektedir.

Neden Deist oldu ? Veya deist olmadığını savunanlara göre neden deizmi insanlığın kurtuluşu olarak gördü? İslamda olmayıp ta deizmde olan neydi? Bu soruların cevabını bilemiyoruz. Bunu da bize Caner Taslaman söylesin.

Caner Taslaman’ın açıklamasını esas alırsak şöyle deriz: Demek ki sırf gündem oluşturmak için deist olduğu yönünde açıklama yapmış buna rağmen müslümanlıktan da vazgeçememiştir. Açıklamaları çelişkiyle dolu, sözü fiiline, dünü bugününe, bugünü yarınına uymayan bir yapıda olduğu sonucu çıkar. Millete deizmi öneriyorsun ama kendin uzak duruyorsun!

İnceleyin:  Vehhabilerin Tevhide Bakışı

Caner Taslaman’ın açıklamalarına itibar edersek, doğru bir değerlendirmeyle denilmesi gereken şey Hocanın bir dönem deizme merak sardığı ama bundan dönüp tekrar islama girdiği olabilirdi. İslam haricinde bir dini övdüğü ve onu islamdan öte ufuk hedef olarak gösterdiği sabit olduğunu göre ilgili cümleleri kurduğu dönem Hocanın islamdan uzaklaştığı dönem olmalı!

Taslaman“Sadece uydurmalarla dolu din anlayışlarına deizmi tercih ettiğini söylemek istiyordu”

Cevap: Evet doğrudur; Yaşar Nuri, bazı cümlelerinde bunu demek istedi. Ama bir kısmında da mutlak olarak deizmi övdü ve “yeni, kurtarıcı ve hatta alternatifi olmayan bir din gibi” yansıttı. Taslaman’ın işine gelmemiş olacak ki meselenin bu boyutunu görmezden geliyor (Eleştirinin objesi ehl-i sünnet alimi değil ya ondandır): “Kuran Deizme kapı aralar”, “Deistler tarihin en namuslu, en ahlaklı, en üretken adamlarıdır”, “Hem namuslu hem de Allah’a imanı olan adam başka bir yere gidemez”, “İnsanlığın nefes alacağı tek pencere”, “Eğer Allah’a imanda samimiyete bir anlam veriyorsak gelecek zamanların başvurulan çıkış yolunun da deizm olacağını söyleyebiliriz” (7) gibi cümleler deizmin ve deistlerin Taslaman’ın yorumladığı gibi 2 kötüden ehveni veya nisbi/göreceli olarak değil bizatihi güzeli olduğunu iddia ediyor.

Bu cümlesi de ibadetin lüzumsuzluğuna dair “Allah adına yalan söyleyen” bir ağızdan çıkmış: “Kuran bunu istiyor. Kuran diyor ki; Allah’a imanınızı koruyun, onu korumak için neyi feda ederseniz edin, ben size güvenmem. Çünkü Kuran’ın korumak istediği temel değer, nihai değer Allah’a imandır. Şimdi dincileri dinledi mi adam Allah’a imanı da gidecek, ‘Böyle Allah olmaz olsun’ diyecek. Kuran diyor ki; hayır öyle deme! Bunları ben de eleştiriyorum; bunlar halkı aldatıyor, soyuyor, saptırıyor, Allah’a götüreceğiz diye şeytana götürüyorlar. Kuran’ın ifadeleri. Bu adamları dinlemeyin Allah’a imanınızı koruyun, o arada diyor, sizin ibadetiniz yokmuş, şuyunuzbuyunuz yokmuş, ben önemsemem sizi kurtarırım.”

Taslaman’a bir soru: Madem böyleydi ve madem, ibadetler namazlar Allah tarafından önemsenmezdi Yaşar Nuri Hoca neden namazlarını kılıyordu?

Taslaman’a bir soru daha: Videonun sonunda Yaşar Nuri, “aklı ve dini yerinde olan insanlar ben bu dini yaşamam kardeşim, ben seninle aynı yerde olmam…” diyor. Hocanın sözleri net bir şekilde din inkarı ve deizm övgüsü olmasına rağmen neden “öyle demedi de şunu demek istedi” şeklinde bir avukatlık yapıyorsunuz ? Ben bu dini yaşamam cümlesi mutlak bir cümledir. Bu cümleyi orada kastedilen “Emevi dinidir” şeklinde daraltmak hocanın kastına aykırıdır.

***

Sizin için çapkın diyorlar. Yanılıyorlar mı? (Gülüyor) Cevap vermeyeceğim.Yoruma açık. Konuşsun herkes.(8)

***

Gençlere Kuranı değil ama deizmi öven ve deizmi öneren bir ilahiyatçı olarak hatırlanacak:

– Deizm çıkışınız, dinden kopan ve farklı yerlere savrulan gençliği deizme yönlendirir mi? Kitabı okuyanlar açısından en azından, böyle bir düşünceniz var mı?

Yaşar Nuri: Kuran bunu istiyor. Kuran diyor ki; Allah’a imanınızı koruyun, onu korumak için neyi feda ederseniz edin, ben size güvenmem. Çünkü Kuran’ın korumak istediği temel değer, nihai değer Allah’a imandır…

Yaşar Nuri deizmi o kadar içine sindirmiş ve içselleştirmiş ki İmam Azam’da bile deizm bulabiliyor. Videonun başında da “zulme kötülüğe alet edilmiş bir dinin mensubu olmaktansa dinsiz kalmak evladır” diyor. -Herhalde dili sürçtü de deizm diyeceğine dinsizlik dedi- Yaşar Nuri’nin bu yaklaşımına göre İslamiyet aynen sabık diğer semavi dinler gibi zulme, kötülüğe alet olduğu için ömrünü tamamlamış bu yüzden de terk edilip hiçbir zulüm ve kötülük, ahlaksızlık, istismar olmayan bir alana yani deizme geçilmelidir. Bu net bir şekilde önümüzde iken Caner Taslaman’ın “Hoca, hiçbir zaman dinlere inanmayıp Allah’a inanma manasına gelen deizmi benimsemedi. Sadece uydurmalarla dolu din anlayışlarına deizmi tercih ettiğini söylemek istiyordu” cümlesi de havada kalıyor. Zira videoda uydurmalarla dolu din anlayışı değil bir bütün olarak İslamiyet adeta ömrünü tamamlamış/demode bir din hüviyetiyle yansıtılıyor. Kişinin herhangi bir inancı sırf o inancın müntesiplerindeki yanlışlar yüzünden terk etmez. Bir müslüman veya din adamı islamiyeti temsil etmez. Müslümanın hatası tertemiz şeriata yüklenemez. Din adamları yanlışını anlatıyorsa sen doğrusunu anlatsaydın! Neden meydanı onlara bırakıp deizme yöneldin?

Diğer bir eleştirim ise deistleri tümüyle övmesi ve onları özel kişiler olarak lanse etmesi. Bu nasıl bir aşk ? diye sormak istiyoruz. Bu kadar toptancı bir yaklaşım deistler açısından bile kabul edilebilir olmasa gerek. 

Yaşar Nuri: Emevi dinine mensubiyet manasında dincilik mi makbul. Bunu reddederek Allahçılık mı makbul? Kuran diyor ki Allaha imanınızı samimiyet ve saffetinizi koruyun diğer noksanlarınız yüzünden ben sizin ebedi hayatınız mahvetmem.

Eleştiri: Bu yalanları ve uydurmaları Kuran’a nispet etme fecaati bir yana asıl sormak istediğim mesele şu: Yaşar Nuri neden şıkları ikiye indiriyor? Yani hurafelere zulme alet edilmiş (!) din mi yoksa deizm mi diye 2 şıktan başka seçenek -örneğin kuran müslümanlığı- neden yok ? Bir 3. şık pek tabi ki mümkün o da “Kendi tabiriyle yozlaşmamış İslam” Hoca İslam yozlaştırıldı diyerek ondan toptan sıyrılmayı önereceğine İslamı yozlaştıranlarla mücadele etmeli ve kendi görüşüne göre yozlaştırılmamış olan İslamı yaşamaya devam etmeliydi. Yaşar Nuri açık bir şekilde Allaha imanla dinin arasını açıp imanı dinden soyutluyor. Sadece imanı olana ve Kuran’a, Peygamberlere imanı yok sayana kendince kurtuluş garantisi veriyor.

***

Son olarak: Kendi adamlarınıza nasıl da gözü kapalı sahip çıkıyorsunuz Caner bey! Yok onu dememişte şunu demiş. Sanki ne dediği ortada değilmiş gibi!

***

Dipnotlar:

(1) https://www.facebook.com/canertaslaman/posts/10154228664072071
(2) http://arsiv.sabah.com.tr/2001/10/18/g09.html
(3) In September 2014 he joined Starmus Festival as keynote speaker and declared himself an atheist.[http://www.rawstory.com/2014/09/stephen-hawking-comes-out-im-an-atheist-because-science-is-more-convincing-than-god/]
https://en.wikipedia.org/wiki/Stephen_Hawking
(4) http://ravzaimutahhara.blogspot.com.tr/2015/12/yasar-nurinin-putin-sevdas.html
(5) https://atillafikriergun.wordpress.com/2015/04/17/modernist-ilahiyatcinin-hazin-seruveni/
(6) http://www.aydinlikgazete.com/politika/prof-dr-yasar-nuri-ozturk-oyum-vatan-partisi-ne-h67659.html
(7) http://www.ilk-kursun.com/haber/258229/yasar-nuri-ozturk-deizm-nicin-ve-nasil-dogdu/
(8) http://www.internethaber.com/ak-partiyi-uzecek-anket-505546h.htm
ayrıca bkz: http://sufizmveinsan.com/sohbet/ynodenyeniicat.html

 

http://ravzaimutahhara.blogspot.com.tr/2016/06/yasar-nuri-deizm-guzellemeleri-ve-caner.html#more

 

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir