Soyut
Paylaş:

635756536190272500 Soyut

 ‘Zekânın -daha doğrusu dehânın- en büyük alâmeti, mücerred (=soyut) düşünme kâbiliyetidir’ derdi rahmetli Ayhan Songar. Bu hükme örnek olarak da rahmetli Necip Fazıl Kısakürek’ in Çile şiirinden;

Burnum değdi burnuna yok’un
Kustum öz ağzımdan kafatasımı

mısralarını göstermişti.

Cidden şaşırtıcı tecerrüd; yok ile burun buruna gelmekten ve kafatasını kusmaktan bahsediyor ki, ancak bu kadar olur.

Biz de sayfamızda bu defa birkaç tecrîd örneği üzerinde duralım isterseniz. İlk beyt Hayâlî Bey’den. İsmi gibi hayâl ufkunda mâharetle kanat çırpan büyük şair Hayâlî Bey şöyle söylüyor:

Bizi bî-kes sanıp ey gam yok etmekden hazer kıl kim
Cihânı yok iken var eyleyen Allah’ımız vardır

Hayâlî Bey

Bî-kes : Kimsesiz
Hazer kıl : Sakın
Kim : -ki anlamında

[Ey gam! Bizi kimsesiz zannederek yok etmeye kalkışma; hiç bir şey yok iken var eden Allah’ın kuluyuz biz.]
Bir diğer örnek Râsıh’ dan. ‘Üstüne’ redifli beş beyitli bir şaheserinde diyor ki;

Dilde gam var şimdilik lutf eyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne

Râsıh

[Ey neş’e! Gönülde şimdilik gam adlı misafir var ve aramız iyidir kendisiyle. Sen lütfen şöyle bir uzak dur. Zîrâ bilirsin ki, misâfir üstüne misâfir olmaz.]

İlk beyitte muhatap gam idi, bu defa neş’e.

Bağdatlı Rûhî ise ayrı âlem. Bakın ne demiş:

Künc-i mihnette rakîbâ bizi tênhâ sanma
Yâr ger sende yatursa elemi bende yatur

Bağdatlı Rûhî

[Sıkıntı ve üzüntü mekânı olan köşemizde yalnız kaldığımızı görüp de havaya girme ey rakip! Evet gerçi yâri sen aldın koynuna ve biz yalnız kaldık ise de, yâr için gam çekmek âşığın şerefidir ve gam bize mahsustur. Yârin gamı ileyiz her dâim. Sen ise ondan mahrumsun.]

İnceleyin:  Kalplerin Makamları

Aşkta üç kahraman vardır; daima başrolde olan: Âşık, mâşuk, rakip. Gül, bülbül, diken yani. Ferhat, Şirin, Hüsrev.

Rakip kötüdür, yılandır, şeytandır; bülbüle nisbetle kargadır ve sâire. Ama hep vuslat rakibe, hasret âşığa düşer.

‘Seni sevmekden maksat dert ve gamı tatmak
Yoksa rahat ettirecek şey çoktur’

Ahmed Paşa’dan:
Kondu Ahmed hâne-i dilde belâ vü derd ü gam
Bir ciğer biryân yeter mi bunca mihmân andadır

[Gönül evine herkes geldi bak Ahmed’ciğim; belâ, dert, gam… Senin de bir ciğer kebabın var, hepsi bu. Bu kadar misafire acaba yeter mi? Mahcup olmayasın…]

Av. Hayati İnanç – Can Veren Pervaneler,syf.68-69