…Uyandırılmış insan yetileri, sevgi toprağına kök salmazsa, onlardan kısa zamanda «şer çiçekleri» boy gösterir.
Sevgisiz uygarlık, Zakkum Ağacı gibi, insanlığa kötülükler yemişini verir.
Sevgi uygarlığı ise, her dalında iyiliklerden altın armağanların salındığı Tûba Ağacıdır.
Sevgilerin sevgisi Tanrı sevgisidir. Bütün sevgiler, O sevgi güneşinden varoluş ışığını alırlar.
Tanrı için sevmektir asıl sevgi. Bunun dışındakiler, egonun, nefsin açılımları… Nefs şımartma, sevgi olamaz.
İnsanlık tarihinde, köklü dönüm noktaları, özdeğışim dönemleri, sevgi devrimleriyle, sevginin gönülde yeniden dirilişiyle başlamıştır.
«Aşk kahramanı» demişlerdir ulular, bu yolun yolcularına, bu sebeple.
Çünkü: onlar, arzudan doğan bağlantılarda değil, ruhun sevgi ışımasında fani olmuşlardır.
Onlar, kendilerini, Tanrı’nın büyük armağanı sevgiye, katışıksız saf sevgiye adamışlardır.
Sevgi kurtaracaktır dünyayı, insanlığı, Tanrı sevgisiyle kenetlenmiş sevgi demeti.
Öcü, terörü, ezmeyi, bu nefs ve şeytan ateşlerini, ancak sevgi şelâlesi söndürebilir.
Tanrı korkusu da gerçekte,Tanrı sevgisinin bir ayrıntısıdır. Onu koruyan örtüdür. Perdeyi aralarsanız altından Tanrı sevgisi çıkar.
Gerçek öğretiler, hep sevgi öğretileridir. Ancak, gerçek sevgiyi, fantezilerle, yada sevgi görünümlü aldatışlarla karıştırmamalı. Sevgi gösterisini, sahte sevgiyi, gerçek sevgi sanmamalı.
Hasedin, çekememezliğin kökünü kurutan, sevgidir. Affeden, bağışlayan, yine sevgi.
Sevginin ölümü, putların doğumu olur. Her yönden putlaştırma fışkırır o vakit. Putlaştırma, görünüş ne olursa olsun, gerçekte, sevgisizlikten, katışıksız korkudan doğar.
Sevgi bir zafer kutlamasıdır. Ortak zaferin katlanışı. Putlaştırma ise yenilgiyi kabulleniştir. Putlaştıran kişi, öldürülmüş ruhunun kanını, içi altın kaplamayla sıvanmış kendi kafatasında, zafer sarhoşuna sunan zavallı tutsaktır: Sevgi ise, gelen muştu İçin düzenlenmiş şöleni aydınlatacak meşaleyi tutuşturur.
Feragat ve fedakârlıklar çilesine, insan, ancak, sevgiyle katlanabilir. Sabır ve tevekkülün özü, dopdolu sevgi özüdür.
Sevgiyle aşılır bu dünya. Ruh dünyasına onunla girilir. Şeytanı yenen metafizik güç, sevgidir. Tanrının rahmetine açılan kapı sadece odur.
Durumalış özdeğişiminin manivelasıdır sevgi. Diriliş kubbesini ayakta tutan sütun, o sütundur.
En kolay erdiricidir o. Ama ne güç erilir ona!
İnsanın kendini sevmesi, ona erişmesine engeldir.
Evet! insan, gerçek sevgiye ulaşabilmek için,önce kendini sevmekten vazgeçmek zorundadır.
Bir başka deyişle, bu, şöyle de anlatılabilir. insan kendini «seviyorsa», kendini sevmekten vazgeçmelidir. Çünkü : kendini gerçekden seven, ego sevgisinden kendini korumak zorundadır. Kendi egosunun sevgisine saplanan kişi, ruhunun, asıl sevgiye, mutlak sevgiye açılmasına engel olan bir sevgiye saplanmıştır.
Donmuş, taşlaşmış sevgi melekesini harekete geçirmedikçe, insana ve insanlığa kurtuluş yoktur.
Sevgi aptallık değildir; zekâyı aşan bir zekâ, duyguyu aşan bir duyarlıktır. Hoşgörü, yöntemi; af, geleneğidir, ama, zalime, nefs bataklığına saplanana, kendi putuna tapana, ya da başkalarının putunu yüceltene af, merhamet ve hoşgörü göstermek, sevgi göstermek anlamına gelmez. Onlara acınır. Onları uyarmak, asıl sevgi budur. Yoksa, sevgi gösterme adına, onları bu saplantıda bırakmak, tam tersine, onlara düşmanlık göstermek demektir.
Hile sevgiyi yenemez, sadece kendini yener. Riya, sevgiyi örtemez, ancak kendini örter. Kuvvet, sevgiyi deviremez, ancak kendini devirir.
Sevgi öğretilerinin temeli olan peygamberlerin öğretilerine, İslâm öğretisine, Kur’ân öğretisine, onların sevgileriyle
Tanrı sevgisine ulaşma yoludur Doğru Yol, Gerçek Yol.
Sevgide dirilmektir, ruhun kurtuluşu.
Diriliş, bir sevgi devrimidir. Ruhun ölümünü hazırlayan öçlerin, ezmelerin, çekememezliklerin devrilmesi yoluyla sevgide ruhun dirilişini gerçekleştirme yöntemidir, diriliş.
Sezai Karakoç – Çağ ve İlham 2
0 Yorumlar