Postmodernizm ile İslâm Arasında Bağ Varmıdır ?

İlk bakışta Postmodernizm, modernitenin aksine geçmişle bağ kurulmasından yana gözükmekledir. Ama hiçbir eksen ol­gusu ve yargısı olmadığı için elle tutulur somut bir sonuca ulaşamamaktadır.Öznesizlik ve belirsizlik onun en temel esprisidir. Hatta mevcut haliyle günümüz­deki borsa, ciddi hiçbir gerekçeye dayanmayan iniş ve çıkışlarıyla tipik bir post mo­dern durumdur. Yine kumar postmodernizmi simgeleyen bir olgudur; bir zarın atıl­dığı, bir kâğıdın çekildiği, birkaç saniyenin heyecanının sonsuzlaşlığı duygusunu ve­ren bir ilişki biçimidir. Burada kapitalizmin eleştirilebilir yönlerine rağmen düzenli kazanma düşüncesi bile köşe dönmecilikle yer değiştirmiştir.

Postmodernizmde çoğulculuğun kapısı açılmış tarih ve gelenek içeri alınmış, ama ne tarih ve ne de gelenek eski yerini bulamamıştır. Ancak çoğulculuktan yararlana­rak farklı sesler yükselmeye başlamıştır: Değişik etnik gruplar, feministler, eşcinsel­ler ve benzerleri değişik alanlarda seslerini duyurmaya başlamışlardır. Önceleri bas­kın toplumsal yapının egemenliği altında suskunluğa zorlanan gruplar seslerini yük­seltme ve baskın toplumsal yapıya varlıklarını kabul ettirme konumuna gelmişlerdir. En etkin kitle iletişim aracı olan televizyondan yararlanmaya başlayan bu geçmişin merkez dışı güçleri artık yeni kitlelere ulaşmayı başarmışlardır.

Moderniteye karşı geleneği savunmakla tanınan Nasr’a göre de postmodernizm çoğu açıdan modernite tezlerine zıttır. Ancak bu, kutsalın gerçekliğini ve zihinsel  manevi olanın kesinliğini savunma yönünden bir zıtlık değildir. Postmodernizm her türlü kesinlik, mutlaklık ve kalıcılığa karşıdır. Dinin kutsal yapısını, hatta kutsal ya­zıları bile yapı bozumuna uğratma gayretindedir. Modern kültür vahyi reddediyordu. Postmodernizm vahyin yanında aklı da reddetmektedir. Postmodernizm yukarıda söz konusu edilen yapı bozumunda da değerlerin ve kültürlerin göreceliğini vazede­rek dinlerde bir boşluk yaratma çabasındadır. Dolayısıyla İslâm’ın postmodernizm ile uzlaşması mümkün değildir.

Şüphesiz postmodernizm de İslâm gibi, dinin politikasıyla bağlantısı, bilginin ta­biatı, ahlâkın kaynağı ve kamusal alandaki yeri, din – bilim ilişkisi gibi pek çok soru üzerinde durmakta, fakat çözümleyici cevaplar verememektedir. Hâlbuki postmoderniteye karşılık İslâm, konulara hem daha çok nüfuz edebilmekte, hem de insanı daha etkileyici olabilmektedir

İnceleyin:  Değişme Kuramlarının Gözden Geçirilmesi

Yani bazılarının sandığı veya iddia ettiği gibi postmodernizm ile İslâm arasında an­lamlı bir bağın ve ortaklığın olduğu düşünülemez. Her ne kadar İslâm’ın moderniteye karşı tavırlarında postmodernizmle bazı benzeşen tarafları bulunsa bile İslâm ondan mega -söylem karşıtlığı gibi konularda bütünüyle ayrılır. Bir din olarak İslâm, postmodernitenin ifadesiyle hayatın ve kainatın geçiciliği, Ölüm gerçeği, ahlâk ve erdemliliğin gerekliliği, öte dünya, cennet- cehennem gibi büyük bir üst anlatıya sahiptir.

Sonuç olarak denebilir ki moderniteye yöneltilen eleştiriler aynen post modemiteye yöneltilebilir. Çünkü bir kültür düzleminde aynı şeyleri paylaşmakladırlar.Dolayısıyla postmodernizm aynı enkazın altında çırpınmaktadır.

Kaynak:

Hece Dergisi-Postmodernizm Özel Sayısı

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir