Elleri Yalnızca Her Şeyi Bilene Her Şeyi Görene Açmak
Güzel olmanın güzel insanlara benzemenin en güzel yolu, bilinen bütün dillerin ötesinde bir dille Allah’a inanmak, bilinen bütün sevgilerin üstünde bir sevgiyle, Allah’ın Son Peygamberini sevmektir. Allaha inananlar Peygamberlerini severler, Kitaplarına saygı gösterirler. Hayatın hiçbir alanında, inanmadan sevme uzun ömürlü olmaz. Sevgi inanmaya, inanma sevgiye yeni açılımlar kazandırır. Sevilenler saygı görürler, saygı görenler sevilirler. Gönül dünyasının öncüleri, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, çevrelerinde güzelliklerin özendirildiği, çirkinliklerin önlendiği, dalga dalga büyüyen sevgi halkaları oluştururlar.
Dergah kültürünün kaynağında, sevginin saygıyı saygının sevgiyi büyüttüğü, zorlukların kolaylıklara dönüştüğü sevgi halkaları vardır. Öğrenmesini ve öğretmesini öğrenme sürecinde, karşılıklı sevgi ve saygı içinde sevgi halkalarında, öğretenler öğrenirler öğrenenler öğretirler. Dergahlarda davranışlar öğretenlerden öğrenenlere, bilgiler dillerden dillere, bilgelikler gönüllerden gönüllere, güzellikler yüzlerden yüzlere, zenginleşe zenginleşe aktarılır. Her insanın iç dünyası açığa çıkarılmayı bekleyen, değerlendirilmeye hazır sınırsız zenginliklerle doludur. Sevgi halkalarında insanların, iç dünyalarında uyuyan aslanlar bir bir uyandırılır.
İnsanların iç dünyalarının derinliklerinin, düşüncelerine ve eylemlerine yansıması, sevgi halkalarında büyük bir hız kazanır. Hayatm her alanında insanlar, sevdikleriyle beraber oldukları gibi, sevdikleriyle bilinirler ve sevdikleriyle güçlenirler. Arayış içinde olan insanlar, Son Peygamberden îlk Peygambere doğru, peygamberlerin mirasçıları olan, akıl ve gönül dünyasının zirvelerinin oluşturduğu sevgi halkalarına katılarak, Allah’ın sevgisini kazananların sevgisini kazanırlar. Sevgi kazanma yolunun başı düşünmektir, ortası eylemdir, sonu olmaktır. Sevgi halkalarında insanlar, aradıklarını bulurlar, bulanlar bilirler, bilenler olurlar.
îç dünyanın derinleştirilmesi dış dünyanın zenginleştirilmesi, iki dünyanın bir dünyaya dönüştürülmesiyle, karşılıklı sevgiyle karşılıklı saygıyla oluşturulan, sevgi halkalarıyla bütünleşerek öğrenilir. İnsanların tutumlarının ve davranışlarının güzelleştirilmesi, kendisi Allah’ı görmese de, her düşüncesinde, her eyleminde, Allah’ın kendisini gördüğünün, ne düşündüğünü, ne yaptığını bildiğinin, bilincinde olmasma bağhdır. İnsanlar ne düşünürlerse düşünsünler, ne yaparlarsa yapsınlar, Allah sürekli insanlarla beraberdir. İnsanların iki dünyada yaptıkları, nokta kadar iyilik ödülsüz, nokta kadar kötülük cezasız kalmaz.
Gönül insanlarının düşünce ve eylem dünyasında, Allahın bildirdiğinin dışmda bilgi yoktur denilerek, bilgiler bilgeliklere bilgelikler bilgilere dönüştürülür. İnsanların iç dünyalarının derinlikleri ve dış dünyalarının zenginlikleri, birbirlerine hem çok yakındır hem çok uzaktır, birbirleriyle hem aynıdır hem ayrıdır. İki dünyayı birbiriyle buluşturan ve kucaklaştıran insanlara amaçları, Son Peygamberin ahlakıyla ahlaklanarak, Allahın sevgisini kazanmaktır. “La İlahe İllallah” diyenlerin önünde, iki dünyanın kapılan sonuna kadar açılır. Yeryüzünde “Allah, Allah, Allah” diyenler oldukça Kıyamet kopmaz. Allah sevdiklerini iki dünyada yalnız bırakmaz.
Dergahlar dünyasında insanların Ölümsüzlük Kervanını izlemeleri, sevdiklerine benzemeleri, sevdikleri gibi olmaları için, yalın olmak, yalın yaşamak, yalınlıkta yarışmak sürekli özendirilir. ölümsüzlük Kervanına insanlar, bir gönül öncüsünün elini tutarak katılırlar. Allah’ın doksan dokuz güzel isminin, özü ve özeti olarak Allah diyenler, hiçbir zaman yolda kalmazlar. Zaman içinde ölümlü dünyadan, ölümsüz dünyaya yolculuğa çıkanlar, Ölümsüzlük Kervanını izleyenler, önünde ya da sonunda Atalarının yitirdikleri Cennete ulaşacaklardır. Kervanın başında yer alan Son Peygamber, hiç batmayan bir güneş gibi, bütün insanların yolunu aydınlatmaya devam etmektedir.
Mevlananın Dergah kültürünün temeli olarak nitelendirdiği, “Tezkiretül Evliya” kitabında Feridüddin Attar, Sonsuzluk Kervanının başını çekenlerin bilgeliklerini anlatır. Kervana katılan- lar hayatı bütün ayrıntılarıyla bilinen Son Peygamberin, başını çektiği bilgi ve bilgelik yolunun yolcuları olurlar. Onlar ellerini her şeyi gören her şeyi bilen, önü olmayan ön sonu olmayan son Allaha açarak, sürekli yalvarış sürekli yakarış içinde, Yitik Cenneti bulurlar. Onların görünen dünyadan görünmeyen dünyaya yürüyüşleri, ölümden sonra kalkış gününe kadar, hiç kesintiye uğramadan devam eder, insanlar Akabe biatmdaki gibi, Son Peygamberi severlerse, kopmaz bağlarla bağlanırlarsa, kendilerine değişmez örnek olarak alırlarsa, hem kendilerini hem çevrelerini değiştirirler.
İnsanların iki dünyada kurtuluşa erenlerin kervanına katılarak, ölümsüzlüğü yakalayanlarla, defteri kapanmayanlarla birlikte, sevdikleri öncüleri yambaşlarmda görmeleri, her alanda kendilerine akıl almaz bir coşku ve eşsiz bir güç kazandırır. Ellerin gökyüzünün sonsuzluklarına ötelerin ötesine, kendisinden hiçbir şeyin gizlenmediği Allaha açılması, insanların bilgilerine bilgi katar. Allah kendisine açılan elleri, hiçbir zaman karşılıksız bırakmaz. Bunun için gönül zirvelerinden İmam Rabbani, “Allah kabul etmeyeceği duayı ettirmez” demektedir. Allah insanlara vermeyeceği zenginlikleri istetmediği gibi, gerçekleşmeyecek rüyaları göstermez. Ellerini gökyüzüne açarak, yalnız- ca Allah’tan istemesini bilenlerin önüne iki dünyanın bütün hazineleri serilir. Onlar hiçbir zaman yoksul düşmezler.
Ademoğullarının Kıyamete kadar seveceği ulaşılmaz örnek, bütün peygamberlerin güzelliklerinin, kendisinde toplandığı Son Peygamberdir. İnsanların günde beş defa çıktıkları Miraç yolculuğunda, Son Peygamberi ellerinin kendilerine uzandığını, Alah’ın rahmetinin yağmur gibi üzerlerine yağdığını görürler. Son Peygamber Sonsuzluk Kervanının, hiç batmayan güneşidir. Kervana katılanlardan birinin elini tutmak, kervanın en başında yer alan, Son Peygamberin elini tutmaktır. Onların zengin düşünce ve eylem hâzineleri, dünyanın bütün ağaçları kalem, bütün denizleri mürekkep olsa, Allah’m anlatılması mümkün olmayan bilgi ve bilgelik okyanusundan beslenirler. Onlara gökyüzünde îsa Peygamber, Tur Dağında Musa Peygamber yol gösterir.
Sonsuzluk Kervanının öncülerinin, çevrelerinde oluşan çekim alanlarında, elleri hep birlikte Allaha açmanın gücünden, yararlanmak büyük önem taşır. Gökyüzünün rahmet kapılan- nın açılmasında, yüzlerce gönülün bir gönülde tek gönül olması, halkalara katılanlara büyük bir iç zenginlik kazandırır. Elle- V rin Allah’a açılması gözlerin kapatılması, zamanla ve mekanla bağların koparılması, halkaya katılanları iç dünyalarının derinliklerinde, bilinmeyen yolculuklara çıkarır. Yüzlerce gözün kapanarak, gören bir göze dönüşmesiyle, hiçbir el açmanın karşılıksız kalmadığının, bütün insanlığın aradığı ve özlediği, hiçbir şeyin eksik olmadığı ana yurdunun ve baba evinin, çok uzakta olmadığının farkına varılır.
Dergah kültüründe sevenlerle sevilenler arasında, yeni katılanların düşünceleriyle, eylemleriyle sürekli zenginleşen ortak bir bilgi ve bilgelik havuzu oluşur. Yeni katılanlar sevdikleriyle düşünmeye, sevdiklerine benzemeye, sevdikleriyle bir arada olmaya büyük özen gösterirler. Sonsuzluk Kervanının yaşayanlan ve yaşamayanları. Kıyamete kadar açık kalan defterleriyle, kendilerinden sonra gelenlere yol göstermeye devam ederler. Onlar güzel isimleriyle kendisi hiç bilinmeyen güzellikte olan Allah’ı görmeseler de, Allah’ın kendilerini gördüklerini bilirler.
Bu yüzden onların dünyalarında gizlilik yoktur, herkes olduğu gibi görünmeye, göründüğü gibi olmaya özen gösterir.Onlann güçleri her gün yeniden doğmalarından, sürekli yenilenmelerinden kaynaklanır.
Ersin Nazif Gürdoğan – Görünmeyen Üniversite,syf:89-93