Aslında Hz. Peygamber (s.a.v.) hadislerinde ileride sünnetini -sözlerini, hadislerini- inkâr edecek grupların çıkacağını, bizlere duyurmuştur. Bu grupların, şefaati, kabir azabını, kaderi, kabir sorgusunu inkâr edeceklerini haber vermiştir. Aynen haber verdiği gibi oldu. Uluslararası bir projedir hadis sünnet ve peygamber düşmanlığı.
Bu projeyi çizenler, içeride kendilerine uygun insanlar bulmuşlardır ve ne yazık ki bu insanlar Müslüman görüntülüdürler ve islami kavramları kullanırlar.
Hz. Peygamber’i (s.a.v.), sünneti, kaderi, şefaati inkâr ederken, Hz. Peygamber’i (s.a.v.) itibarsızlaştırmaya çalışırken Kuran-ı Kerim’e bağlı olduklarını söylerler.
Kuran’a iftira ederler. Kuran-ı Kerim’i istismar ederler. Çünkü onlar bir sonraki aşamada, Kuran-ı Kerim ayetlerini de tarihsel yaftasıyla devreden çıkarırlar. Yöntemleri bu. Dertleri bu.
Hadisleri, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şefaatini, mucizelerini kabir sorgusunu inkâr eden bu şer anlayışına karşı uyanık olmak zorundayız. Çünkü bunların nihai hedefi; Tevrat, İncil ve Kuran’ı bir tek kitap haline getirip camilere bütün dinlerin sembollerini asabilecek bir noktaya gelmektir. Rabbim bu şer anlayışa karşı bizlere bilinç nasip etsin
Nihat Hatipoğlu – 8.8.2014 – Sabah
0 Yorumlar