Azizim, güzel kardeşim, sana soruyorum, Allah rızası için cevap ver; ama samiyetle, vicdanın ve kalbinle… Efendimiz’in(sas), kulluğun ve insanlığınla alâkalı açıklamadığı, haber vermediği ne kalmıştır? Sen cenneti görmeden sana cenneti vadeden beşir, Hazret-i Muhammed’dir. Azabı ve Allah Teâlâ’dan uzaklaşmanın sıkıntılarını sen daha görmeden sana haber veren nezir, Hazret-i Muhammed’dir. Sen daha Allah Teâlâ’nın rahmetini görmeden seni rahmetiyle ve muhabbetiyle Rabbi’nden isteyen, ‘ümmetî, ümmeti’ (ümmetim, ümmetim) diye yalvararak Cenâb-ı Hakk’tan seni isteyen, nuruyla ve ruhuyla hâlâ senin üzerinde bereket ve rahmeti bulunmakta olan rauf, rahim Hazret-i Muhammed’dir.
Helal-haram, sevap-günah, îmân-küfür, ilim irfan ve daha nice mânâ ve mefhumları; noktasından virgülüne kadar sana beyân eden mübin, Ahmed Hazret-i Muhammed’dir. Sevmek, sevilmek, muhabbet etmek ve aşk ile meşk etmek hikmetini sana muhabbetle, aşkla ruhundan ve sadrından meşk eden, sevgiyi aktaran Hazret-i Habibullah’tır.
O halde ey aziz insan, Allah Teâlâ’ya vâsıl olmak için yola düşen ve seyr u sülûkla yol kateden kıymetli kardeşim, sen kıyameti niye beklersin? Efendimiz’in(sas) teşrifi bilinmedik bir şey bıraktı mı ki hâlâ kıyâmet günündeki ifşâatı merak edersin? Kıyametin en büyük alâmeti zuhûr etmiştir. O en büyük alemlere rahmet Hz Muhammed Aleyhiselamdır.
Kaynak:
Fatih Çıtlak-Aşkın Bir Noktası
0 Yorumlar