Bir defa Irak vaizi ve halk arasında pek itibarlı olan Hasan-ı Basrî’nin fetva vermiş olduğu bir meseleyi münakaşa yaparken:
Adamın biri küstahça söze karışarak:
Ebû Hanîfe’nin ne rengi bozuldu, ne yüzü değişti. Çünkü âcizler kızar.
Onun bu sükûneti ve böyle geniş gönüllülük göstermesi,donuk his ve zayıf duygudan ileri geliyor değildi. O hassas bir yürek,duygulu bir kalp taşıyordu. Nezaketi bir an elden bırakmıyordu.Münazara yaptığı kimselerden ona:’’Ey Bidatçi,ya zındık !’’dedi.
Adam hatasını anladı ve;
Beni bu dediğim sözden dolayı bağışla, diye yalvardı.
O da:
Muhammed Ebu Zehra,Ebu Hanife
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…