Allah’sızın(Allahı Tanımayanın) akıl ve ilim iddiası ise, vaktiyle her insanın bir yıldızı bulunduğuna inanarak gökyüzünü insanların oyuncakları ile doldurup da öğünen ilkel düşünüş kadar gülünç ve onun kadar acınacak bir davranıştır. İslâm ruhunun şaşkın davacıları, bir sürü büyücünün önderliği ile büyük şehrin kalın duvarları arasında homurdanan makinanın sefahatine sığınmış bir din hayatı arıyorlar. Dost terkedildikten sonra dostluktan dem vuran zavallılar gibi bunlar, her davranışı Allah’ı unutturan bir hayatın içinde dindar olunacağını sanıyorlar. Yalın kılıçla kalbe iman kazandıracaklarını zannediyorlar. Bedbaht Allah’sızın kudurmuş saldırısını ayrı cinsten saldırı ile durdurmak isterken hapishanenin duvarları arasında hürriyet şarkıları söyliyen mahkûmları andırıyorlar.
Nurettin Topçu,Kültür ve Medeniyet
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…