**
Mehmet Okuyan’ın tesadüfen rastladığım bir videosunda açıkça Algı Operasyonu yaptığına şahit oldum. Videoda da izleyeceğiniz üzere Cin Suresi’nin 20’nci ayetini Arapça okuduktan sonra yanlış mana verdi.
Ayetin meali şöyle:
“De ki ben ancak rabbıma duâ ederim ve ona hiçbir şerik koşmam.” (Elmalılı Hamdi Yazır meali)
Yaşar Nuri bile ayete doğru mana vermiş:
“De ki: Ben ancak Rabbime yakarırım/çağırırım. Ve hiç kimseyi O’na ortak koşmam.”
Peki bir de Mehmet Okuyan’ın videoda verdiği ilk manaya bakalım:
“O’na yalvarırken hiç kimseyi araya sokmam!”
Dur bakalım… Nerden çıkardın bunu Hoca! Ayette “araya kimseyi sokmam” yazmıyor. Nitekim daha sonra doğru manayı verdin. O halde niçin algı oluşturdun? Niçin insanların kafasına bunu enjekte ettikten, yani başka bir ifadeyle bilinçaltlarına Subliminal Mesajı verdikten sonra doğru manayı açıkladın? Neden önce yanlış mana verdin?
Otuzdan fazla meal tetkik ettim ve hiçbir mealde bu manaya tesadüf etmedim.
Bu ayette Allah’tan başkasına dua etmekten bahsediliyor, aracıdan değil. Mesela Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin yüzü suyu hürmetine Allah’tan af dilemek şirk değildir, günah değildir. Hatta Allah Teala bunu teşvik ediyor, diyebiliriz. Hakikaten Allah Teala Nisa Suresinin 64’üncü ayetinde buna şöyle cevaz veriyor:
“Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah’ı affedici, merhametli bulurlardı.” (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
Ayette, “Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler” buyuruluyor. Yani günah işlemiş olan insanlar Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize gidecekler. Peki ne yapacaklar? Yine ayete müracaat edelim: “Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi.” Yani Allah Teala’ya dua etmek için Hz. Peygamber (S.a.v) Efendimize gidilecek ve Allah’tan af dilenecek. Ancak bu da yetmiyor! Ayetin devamına bakalım: “ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah’ı affedici, merhametli bulurlardı.”
Gördüğünüz gibi ayet “apaçık”…
Yaşar Nuri bile ayete doğru mana vermiş:
“Biz hiçbir resulü, Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah’tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah’ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı.”
O halde Mehmet Okuyan ne hakla “hiç kimseyi araya sokmam” diyebiliyor? Mehmet Okuyan’ı o sohbette canlı dinleyenler ve daha sonra da benim gibi videodan izleyenlerin aklında “dua ederken hiç kimseyi araya sokmam” klişesi kalacaktır. Işte algı operasyonu böyle yapılıyor. Halbuki yukarıdaki ayette görüldüğü üzere mesele hiç de kendisinin anlattığı gibi değildir.
NOT: Bugün, o dönemde olduğu gibi maddeten Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin yanına gidemeyenler, manen gidecektir, yani duada Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi de anacaktır. Veya Kabr-i şerifine gidecektir. Ayetten bu anlaşılıyor. Yazıyı daha fazla şişirmemek için okurları Ehl-i Sünnet alimlerinin eserlerine havale etmekle yetiniyorum.
Kadir Çandarlıoğlu
http://belgelerlegercektarih.net
0 Yorumlar