Kategoriler: Felsefe

Yolunu Arayanın Kendine Yapacağı İlk Telkin

Yolunu arayanın kendine yapacağı ilk telkin, her türlü devamlı çalışmadan zevk almak; dinlenme, eğlence ve çalışma zamanlarını düzene koymak telkini olacaktır. O bütün bunları yapmağa karar vermiyecek, «yapmak istiyorum veya yapacağım» demiyecektir. Belki «yapmaktayım, zaten yapıyorum!» diyecektir. Böylece o yavaş yavaş hakikaten boş durmaktan azap duyacak, çalışmak ona en devamlı, en büyük zevki vermeğe başlıyacak; sonunda o çalışmalarına, eğlencelerine, dinlenmelerine ayırdığı vakitlerin düzenliliğiyle hiçbir yorgunluk ve neşesizlik duymıyacaktır. Yolunu arayan bu telkinlerini her gün, çevrenin gürültülü ve dağıtıcı tesirlerinden en uzak olduğu uyuma ve uyanma saatlerinde, kendi kendisine çekildiği zaman yapacaktır.

Kendimize teklif edeceğimiz telkinlerden biri de halinden memnun olmak, günlük hayatın mutluluğunu duymak, işinden ve hayatının şeklinden neşe ve tad çıkarmasını bilmek telkini olacaktır. O «rahatsızım, yaşayışımdan memnun değilim, daha yetkin bir hâyat istiyorum!» demiyecek; belki o «yaşayışımdan memnunum, mutluluk duyuyorum, her gün daha iyi oluyorum ve  ilerde daha olacağım» diyecektir. Hakikati göremiyen buna isyan edecek, ve «halinden memnun olmak kendini aldatmaktır, ıztırap çeken, zaruret içinde yaşayan nasıl diyecektir. Yahut ta o «daha güzel, daha iyi bir hayatı aramaktan nasıl vaz geçmeli, halinden memnun olmak; boynu büküklüğe, kanaate ve sonunda miskinliğe varmak değil midir?» diyecektir. Fakat böyle demekle hataya düşmüştür. Çünkü halinden memnun olmak dünyayı sevmek, dünyayı tam birlik halinde görmek demektir. Üstün âlemi yeryüzüne indirmektir. Üst âlemi yeryüzüne indiren her şeyde ve her yerde birliğin tecellisini görecektir. Dünyanın bütün cilvelerini sevecektir. Zannetmeyin ki o, böyle düşürtmekle boynu büküldüğe ve miskinliğe varmıştır. O herkesten ziyade ilerleyişe gelişmeye inanan, yarından büyük şeyler bekliyendir.Zira, bilir ki birliğe varmak için çoklukta yorulmak lâzımdır. Yeryüzü cennetine ulaşmak için cehennemden geçmek gerektir. Zira, bilir ki birlik ‘zıtların birleştiği* yerdedir. Çokluk olmazsa birlik yoktur. Yanlış olmazsa hakka varılamaz.Cehennem yoksa cennet de yoktur.

Birliği sevmek zıtları ve karşı koyanları sevmek demektir. Yolun kahrını ve sevgilinin cilvesini sevmek demektir.

Hilmi Ziya Ülken, Aşk Ahlakı

Muhammed Ali

Son Yazılar

Freud’un Din Görüşlerinin Analizi ve Mantık Hataları

2.1.   "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…

3 gün önce

Kur’an-ı Kerim’in Mikro Edebi Özellikleri

  İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…

3 gün önce

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

1 hafta önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

1 hafta önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

3 hafta önce