Kemal Atatürk’ün diktatörlüğü, Mussolini, Hitler ve Stalin’in de geldiği aynı ortam çerçevesini ortaya koyar. Belki paralellik, iyi algılanır. Çünkü I. Dünya Savaşı’nı izleyen belalı ara, orada burada lider esasında çıkış bulan, Avrupa boyunca canlanmış bir milliyetçiliğe yolu açmıştı. Modern Türk tarihinde Atatürk rolünden kazanılan izlenim, acımasız ve ezici iktidar izlenimidir. Lider, bir kez dümene geçmişse, Türklerin onun yürürlüğe koyduğu reformlarla birlikte gitmekten başka hiçbir alternatifi yoktu. Fakat Türkiye Cumhuriyetinin yöntemleri, ulusal amaç ve özlemleri, İtalya’ya, Almanya’ya veya Sovyetler Birliği’ne ait olanlardan kesinlikle farklıdır. Ne Lebensraum arayışı ne de moral veya tarihsel üstünlüğün görev yapılan özlemleri şeklindeki Avrupa’nın totaliter diktatörlüklerinin emperyalizmi, Türkler tarafından paylaşılmaz.
Gerçekten, Türkiye’nin sultanlar yönetimindeki imparatorluk acılan, dış adanmışlıklardan kaçınmak için yeterli bir kural olarak görünmüştür. Komşu devletlerle bir dizi saldırmazlık antlaşması şeklindeki Atatürk’ün dış politikası, devrimin hedefinin iç değişim ve gelişmeye yönelik olduğunun bir göstergesidir. Nitekim bu, en azından siyasî ve askeri olarak uzaktan, dışarıda benimsenmişti. Mussolini’nin faşizm havariliğinin, Hitler’in ırkçılığının veya Stalin’in gerekirciliğinin Türkiye’de dengi yoktur. “Türkler için Türkiye”, farklı bir bağlamda, Durkheim’den alınan bir görüş açısından Atatürk’ün desteğinde oluşturulmuş bir anlayıştır.
Muhafazakar Düşünce Dergisi, Cumhuriyet Modernleşmesi
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…