Zünnun şöyle demiş: ‘Dünya işlerinde akıllı ve zeki iken ahiret işlerinde ahmak olan biri zekâ ve akıl sahibi sayılmaz.Hilim gösterilmesi gereken yerde sefih davranan, tevazu izhar edilmesi gereken yerde kibirli olan akıllı değildir.

Tabiatına ait işlerde ve yerlerde arzusunu yitiren, hakikat söylendiğinde öfkelenen veya akıllı insanın ardından koştuğu şeyi değersiz gören veya zeki insanların değersiz gördüğü bir işin peşinden koşan, Allah’ın verdiği çokluğu az gören veya nefsinden meydana gelen az ölçüdeki şükrü çok gören kişi de akıllı değildir.

Başkasından insaf talep ederken başkasına insaf göstermeyen akıllı değildir. İtaat etmesi gereken yerde Allah’ı unutan ve muhtaç olduğu zaman da O’nu hatırlayan akıllı değildir. Bilgi toplayıp öğrenen fakat onu öğretirken arzusuna uyan kişi de akıllı değildir. Allah’a karşı hayâsı az olan kişi ve-ya nimeti izhar ederken şükürden gafil kalan kişi, mücahede ederken aciz kalan kişi akıllı değildir. O aciz kalırken onun düşmanı kendisiyle mücadelede sabırlı ve dirençlidir.

Mertliğini elbise edinip de edebini mertliği edinmeyen ve takvayı elbise edinmeyen akıllı değildir. Bilgi ve marifetini bir zerafet ve kendi meclisinde ziynet yapmayan akıllı değildir.’ Sonra şöyle demiştir: ‘Allah’tan bağışlanma dilerim! Söz çoktur.

Sözü kesmezsen söz bitmez.’ Ayağa kalkıp şunları söylemiş: ‘Üç şeyden yoksun kalmayın: Din işlerinizde imana göz kulak olun, ahiret için dünyadan azıklanın, emrettiği ve yasakladığı hususlarda Allah’tan yardım isteyin.’

Muhyiddin Ibn Arabi – Futuhat-ı Mekkiye,cild.18,syf.350-351

Tavsiye

Allah ehlinden birisine kulun şehvetini dindirmek için bulabileceği en iyi yardımcının ne olduğu sorulmuş, o da şöyle demiş:

 

‘Gündüz oruç tutmak, gece ibadet etmek, şehvetleri azaltmak, onları görmezden gelmek, nefsin şehvederi hatırlatmasına imkân vermemek şehveti teskinde yardım eder.’ Bunun üzerine şöyle denilmiş: ‘Bir adam gündüz oruç tutuyor, gece ibadet ediyor, şehvetlerine uymuyor, bununla birlikte nefsinde hareket ve zorlama görüyor?

Bunun durumu nedir?’

Allah ehlinden olan kişi şöyle demiş: ‘Bu durum onda daha önceden bulunan şehvetin fazlalığı ve ifratından kaynaklanır. Öyle bir insan gücü ölçü­şünce şehvetine yardımcı olacak vesileleri kesip koparmalı, nefsini hü­zün ve gamla engellemeli, ölümü hatırlayarak, ecelin yaklaştığını düşü­nerek, arzuları kısaltarak şehvetin otoritesini kırmalı ve kalbini başka iş­lerle meşgul etmelidir.’

Sen de nefsinden şehvetleri kes kopar, seni gö­zeteni murakabe et, seni hesaba çekecek olana itaatte ısrarlı ve devamlı ol! Doğru yola ulaştırmasını Allah’tan dileriz. Bizi her türlü darlıktan çıkartacak olan O’dur. Allah güçlüdür ve şefkatlidir.

Muhyiddin Ibn Arabi – Futuhat-ı Mekkiye,cild.18,syf.377

 

Muhammed Ali

Son Yazılar

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

3 gün önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

3 gün önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

2 hafta önce

Nereye ve Kime Çağrı?

Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…

2 hafta önce

Gazze Aynasında İnsanlığın Geleceği ve İslam Ümmetinin Mükellefiyeti

  İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…

1 ay önce