Tasavvuf, İslâm ağacının çiçekleri ya da bir diğer anlamda bu ağacın özü gibidir. Veya, İslâm geleneğinin tacındaki mücevher de denilebilir tasavvufa. Fakat nasıl bir imge kullanılırsa kullanılsın, yine, parçası bulunduğu İslâmî yapısının dışına çıkarıldığında tasavvufun bütünüyle anlatılamayacağı ve yöntemlerinin de, kuşkusuz etkili biçimde -siz isterseniz ‘hiç’ deyin- kullanılamayacağı gerçeği inkâr edilemeyecektir. Bunun yanı sıra, iç boyutu bir yana bırakılarak, İslâm geleneğinin bütünlüğü ve oldukça zengin manevî imkânları konusunda adil bir yargıda da bulunulamaz.Bu bakımdan, tasavvuftan söz ederken, aynı zamanda en iç ve evrensel yönüyle İslâm geleneğinin bizzat kendisinden söz etmiş olacağız.
Seyyid Hüseyin Nasr,İslam ve Modern İnsanın Çıkmazı
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…