Beşinci esas:
Hem, anlarsın ki, şu fânî masnuât fenâ için değil. Bir parça görünüp, mahvolmak için yaratılmamışlar. Belki, vücudda kısa bir zaman toplanıp, matlûb bir vaziyet alıp; tâ sûretleri alınsın, timsâlleri tutulsun, mânâları bilinsin, neticeleri zaptedilsin. Meselâ, ehl-i ebed için dâimî manzaralar nesc edilsin, hem âlem-i bekâda başka gâyelere medâr olsun.
Eşya bekâ için yaratıldığını, fenâ için olmadığını, belki sûreten fenâ ise de tamam-ı vazife ve terhis olduğu bununla anlaşılıyor ki; fânî birşey, bir cihetle fenâya gider, çok cihetlerle bâkî kalır. Meselâ, kudret kelimelerinden olan şu çiçeğe bak ki, kısa bir zamanda o çiçek tebessüm edip bize bakar; derâkab, fenâ perdesinde saklanır. Fakat, senin ağzından çıkan kelime gibi o gider; fakat binler misâllerini kulaklara tevdî eder, dinleyen akıllar adedince mânâlarını akıllarda ibkâ eder. Çünkü, vazifesi olan ifade-i mânâ bittikten sonra kendisi gider. Fakat, onu gören her şeyin hâfızasında zâhirî sûretini ve her bir tohumunda mânevî mahiyetini bırakıp öyle gidiyor. Güyâ her hâfıza ile her tohum, hıfz-ı zîneti için birer fotoğraf ve devam-ı bekâsı için birer menzildirler.
En basit mertebe-i hayatta olan masnu’ böyle ise, en yüksek tabaka-i hayatta ve ervâh-ı bâkiye sahibi olan insan ne kadar bekâ ile alâkadar olduğu anlaşılır. Çiçekli ve meyveli koca nebâtâtın bir parça ruha benzeyen herbirinin kanun-u teşekkülâtı, timsâl-i sûreti, zerrecikler gibi tohumlarda kemâl-i intizamla, dağdağalı inkılâblar içinde ibkâ ve muhâfaza edilmesiyle, gayet cemiyetli ve yüksek bir mahiyete mâlik, haricî bir vücud giydirilmiş zîşuur, nurânî bir kanun-u emrî olan ruh-u beşer ne derece bekâ ile merbut ve alâkadar olduğu anlaşılır.
Bediüzzaman Said Nursî
(Sözler – Onuncu Söz)
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…