Ve İslâm’da en yüce manevî saray, ki en büyük bilge ve ermişlerinkidir.Şeriat’in sağlam temelleri üzerine kurul-muştur. İnsan Şeriat’e uymaksızın manevî hayata talib olamaz…
Geçen çağda bazı modernistler, modem uygulamaları hukuk’a sokmak ve Şeriat’in fonksiyonunu kişisel hayatla sınırlandırmak amacıyla Şeriat’i değiştirmeye, ictihâd kapısını yeniden açmağa çaba gösterdiler. Bütün bu eğilimler, dünyaya karşı belli bir manevî zaaf durumundan ve dünyaya teslim olmaktan doğmuştur. Böyle bir anlayışa kapılanlar, Şeriat’i “zaman”a, yani insanın kapris ve arzularına ve “zaman”ı oluşturan insanın her zaman değişen tabiatına uydurmak isterler. Onlar Şeriat’in topluma değil, toplumun Şeriat’e uyması gerektiğini kavrayamamadadırlar. Daha önce ictihâd yapanların İslâm’ın yararını dünyanın üstünde tutan ve onun ilkelerini maslahatçılığa feda etmeyen takva sahibi müslümanlar olduklarını anlamıyorlar.
İslâm perspektifinde Allah Şeriat’ i, insana kendisini ve toplumunu ıslah etsin diye vahyetmiştir. Reforma muhtaç olan insandır, Allah’ın vahyettiği din değil. Şeriat’in dünyada varlığı, Allah’ın mahlukâta olan merhameti nedeniyledir. Allah uymaları ve onunla hem bu dünyada hem öte dünyada mutluluğu elde etmeleri için tüm hayatı kuşatan bir Yasa göndermiştir. Şeriat, böylece kişi ve toplum için bir idealdir. O, insanın her davranışına bir anlam verir ve insan hayatım bütünler. Şeriat mükemmel toplumsal ve kişisel hayatın ölçüsü ve ruhun çevreden Merkez’e doğru uçuşu için kaçınılmaz dayanaktır. Şeriat e uygun biçimde yaşamak, İlâhî irade’ye, Allah’ın insan için dilediği ölçüye göre yaşamaktır.
Seyyid Hüseyin Nasr,İdealler ve Gerçekler
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…