Sebep – Hüküm İlişkisi

Bir sebebe bağlı olarak indirilen bir âyet veya bir sebebe bağlı olarak Allah Resûlü (s.a.v.) tarafından söylenilen bir söz acaba yalnızca o sebebe mi özgüdür yoksa genel midir? Bu konu usul tarihinde farklı tartışmalara sebep olmuştur. Bu konuda MâlikÎlerin meseleye toptancı yaklaşmayıp bir ayrım yaptıkları görülür. [Zaten Mâlikî mezhebinin özellikle furu fıkıhtaki genel yaklaşımı, toptancı hüküm yerine her bir duruma özgü özel hüküm türetmektir.] Mâlikî mezhebinin önde gelen âlimlerinden Ebubekir İbnü’l-Arabî (468-543) mezhebinin görüşünü şu şekilde ortaya koyar:

***

Bir sebep üzere gelen hitap [âyet / hadis] iki şekilde olabilir:

a) Sebebi bilinmeksizin de anlaşılabilen hitap:

Bu, müstakil bir manası olup anlaşılmak için o sebebin bilinmesine ihtiyaç duyurmayan lafız olup bu lafız [âyet veya hadis] umumi hüküm ifade eder.

Mesela, Hz. Peygamber’e, Medine’de içine pisliklerin, çöplerin atıldığı Budaa kuyusunun suyu ile abdest alınıp alınamayacağı sorulduğunda şu cevabı vermiştir:

“Allah suyu temizleyici olarak yaratmıştır. Onun tadını, kokusunu, rengini değiştiren bir şey olmadıkça temizleyicidir.”

Şimdi biz, Peygamberimizin bu sözünün hangi olay üzerine söylendiğini, öncesinde ona ne sorulduğunu bilmesek bile sırf bu sözü duyduğumuzda onu anlamak için başka bir şeye ihtiyaç duymuyoruz. Hiçbir sebep bilmesek de bu sözü kendi başına bir anlam ifade etmektedir. İşte böyle lafızlar, bir sebep üzerine söylenmiş olsa bile hüküm umumidir. Yukarıdaki olayda Hz. Peygamber’in sözü, sadece soruda geçen kuyu için değil dünyanın bütün suları hakkında geçerli genel-geçer bir hükümdür.

b) Anlaşılmak için sebebinin bilinmesine ihtiyaç bulunan lafız.

Bu lafız, aksine bir delil olmadığı sürece umum ifade etmez, yalnızca hangi sebebe özgü söylenmişse hüküm de o sebebe özgü olur.

Mesela Hz. Peygamber’e kuru hurmanın yaş hurma ile değiştirilip değiştirilemeyeceği sorulmuştu. O, “yaş hurma kuruduğunda [hacminde] azalma meydana geliyor mu?” diye sordu. Ashab-ı kiram “evet” deyince Peygamberimiz “o halde değiştirilemez” diye cevap verdi.

Şimdi Peygamberimizin “o halde değiştirilemez” ifadesi, bu sözün hangi sebep üzerine söylendiğini bilmeden anlaşılamaz. Dolayısıyla bu hadisin hükmü umumi değil sadece hurmaya özgüdür.

(Bazı tasarruflarla çevrilmiştir. Bkz. İbn Arabi, el-Mahsul, s. 79-80)

***

Bu kısa ama önemli pasajdan ne sonuç çıkardık?

Bir âyet ya da hadisi okuyup hemen kendi kafamızdan ahkâm kesmeden önce bu âyet ve hadislerin söylenmesine sebep olan bağlamın (sebeb-i nüzul ve sebeb-i vurud) çok iyi bilinmesi gerekir. Bağlam bilinmediğinde hususi olarak anlaşılması gereken bir nassı umumileştirerek tüm zaman ve mekânlara teşmil etmek sakıncası vardır.

Soner Duman – Usul Yazıları,syf:304-305

Muhammed Ali

Son Yazılar

Freud’un Din Görüşlerinin Analizi ve Mantık Hataları

2.1.   "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…

1 hafta önce

Kur’an-ı Kerim’in Mikro Edebi Özellikleri

  İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…

1 hafta önce

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

2 hafta önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

2 hafta önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

3 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

4 hafta önce