Sahabe dinî ve şer‘î ahkâma tâbi olmuştur, buna rağmen bu durum onların metanetini eksiltmemiştir. Bilakis onlar insanların en metini idiler, denilmek suretiyle anlattıklarımız yadırganamaz ve reddedilemez. Çünkü Şâri‘den (s.a.) aldıkları kanunlara ve dinî hükümlere tabi olan müslümanlar, içlerindeki (manevî ve vicdanî bir) müeyyideye uyarak sözkonusu hükümleri uyguluyorlardı. Onlara okunan teşvik ve ikaz (terğib ve terhib) edici âyetler bu müeyyidenin kaynağı idi.
Bu müeyyide sınaî bir öğretmeye ve talimle ilgili bir te’dibe dayanmıyordu; nakledilerek alınan ve öğrenilen dinin ahkâmı ve âdabı idi. Müslümanlar, içlerine iyice kök salan tasdik ve imana dayanan akîdelerin tesiriyle o hükümlere tâbi oluyor ve kendilerine tatbik ediyordu. Onun için metanetlerindeki müessiriyet, eskiden olduğu gibi sapasağlam bir şekilde hâla mevcut idi. Metanet duyguları henüz te’dip ve ahkâm tırnaklarıyla tahriş edilmemiş (kânuna tabi olma sebebiyle örselenmemiş) idi. Herkesin, kendi içindeki (manevî ve vicdanî) müeyyideye tâbi olmasını hırsla isteyen ve insanların maslahatlarını en iyi bilenin Şâri‘ olduğuna kesinlikle kani bulunan Ömer (r.a.); “Bir kimseyi şeriat edeplendirmezse, onu Allah da edeplendirmez” (veya onu Allah da edeplendirmesin! Zorla, kanun korkusu ve eza ile ne yaptırılabilir ki) demişti.
Vakta ki, halkta dinî duygular zayıfladı, kanunî müeyyidelere göre hareket etmeye başladılar, daha sonra şeriat talim ve te’dible öğrenilen bir ilim ve sanat hâline geldi, insanlar hadarîliğe ve kanunlara boyun eğme vaziyetine döndü, zaman insanlardaki metanetin müessiriyeti azalmış oldu.
İbn Haldun – Mukaddime,cild:1 (çev:Süleyman Uludağ)
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…