Bakın ne günlere kaldık: Ya beş, ya altı kopuk,

Yamaklarıyle beraber ki hepsi kılkuyruk,

Utanmadan çıkıyor, ictihâda kalkışıyor!

Bu hâle karşı tahammül hakikaten pek zor.

Harîmi Şer’-i mübînin ahır değil… Oradan

Çekil de kendine bir sâha bul, behey nâdan!

Kilitli bir kapı var orta yerde anlaşana:

Harem-sârây-ı Şerî’at değil dalan dalana.

Nasıl ki her kapının ayrı bir anahtarı var,

Onun da var. Bunu idrâk eder birinci nazar.

Nedir mi? Anlatayım: Sizde olmıyan irfan.

Biraz hayâ edin öyleyse şaklabanlıktan!

Kilitlidir kapı “ümmî duhât” için, amma

Kıyâm-ı haşre kadar ictihâd eder “ulemâ”.

Evet, şerâiti mevcûd olunca insanda;

Ne kaldı men’ edecek ictihâdı, meydanda?

İle’l-ebed yetişir müctehid bu ümmetten;

Şu var ki: Çıkmalı ferdâ-yı nûra zulmetten.

Kıyâs-ı fâside bir kerre eyleyin dikkat:

Süveyş’i açtı herif… Doğru… Neyle açtı fakat?

Omuzlamakla mı? Heyhât! Öyle bir fenle,

Ki bir ömür telef olmuş o fenni tahsile.

Düşünmüyor bu kopuklar ki: Müctehid geçinen,

Zamanının olacak muktedâsı irfânen.

Kitâb’ı, Sünnet’i, İcmâ’ı sağlam anlıyacak;

Hilâfı yoklıyacak, ihtiyâcı kollıyacak.

Ne ictihâdı yapar, yoksa, bir alay – zımmî

Kadar nasîbe-i fikhîsi olmıyan – ümmî?

Kuzum, eşek nalı yapsan: Bir usta çingenenin

Yanında uğraşacaksın, başında mengenenin.

Peki! Liyâkat-i fıtrisi âdemin sâde,

Kifâyet eylemiyorken bu en hasîs işde,

Ya ictihâda nasıl kalkıyor bu sersemler?

O ictihâda ki: Dünyâ kadar ulûm ister!

Sokarsa burnunu herkes düşünmeden her işe;

Kalır selâmet-i milliyyemiz öbür gelişe!

Neden vezâifî taksime hiç yanaşmıyoruz?

Olursa bir kişinin koltuğunda on karpuz,

Öbür gelişte de mümkün değil selâmetimiz!

Yazık, yazık ki, bu yüzden bütün felâketimiz,

İşin reculleri kimlerse çıksın orta yere;

Ne var, ne yok, bilelim, hiç değilse, bir kerre.

Sabahleyin mütefelsif, ikindi üstü fakîh;

Sular karardı mı pek yosma bir edîb-i nezîh;

Yarın müverrih; öbür gün siyasetin kurdu;

Bakarsın: Ertesi gün ictihâda pey vurdu!..

Hülâsa bûkalemun fıtratinde züppelerin

Elinde maskara olduk… Deyin de hükmü verin!

Mehmed Akif Ersoy

Yusuf Aslan

Tarih talebesi ve ilme pek meraklı.

Son Yazılar

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

4 gün önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

4 gün önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

2 hafta önce

Nereye ve Kime Çağrı?

Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…

2 hafta önce

Gazze Aynasında İnsanlığın Geleceği ve İslam Ümmetinin Mükellefiyeti

  İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…

1 ay önce