Kategoriler: İsmet ÖzelSosyoloji

Modern yaşama biçimi içinde ”Yoksulluk”

Modern yaşama biçimi yoksulluğu antik anlayıştan çok farklı bir platforma oturtmuştur. Bir yanda Bangladeş’in Orta Afrika’nın reel yoksulluğu var. İnsanlar fizikî anlamda aç ve çıplak. Öte yanda çok zengin ülkelerin tereyağı değil de margarin yiyen, teneke evlerde, hatta çöplüklerde barınan yoksulları. Bir yerde insanın yoksulluğunun otomobilinin markasıyla ölçüldüğü ülkeler, öte yanda bir kap bakla ezmesiyle iki gün geçirmek zorunda olan, bir salgın hastalıkla insanların kitleler halinde öldüğü ülkeler var. Ama gariplik böyle bir zıtlığın yaşanmasında değil.

Asıl garip, tuhaf olan fizikî açlık çeken insanların karınları doyar doymaz meselelerini büyük ölçüde çözüyor olmalarına rağmen, otomobilin markası yüzünden yoksul sayılanların iflâh olmaz bir tatminsizlik duygusuyla acı çektikleridir.

Modern yaşama biçimi içinde yoksulluk, maddî tatmin vasıtalarından mahrumiyet özelliğiyle değil, utanılacak, onur kına duruma düşülecek bir statü olmasıyla belirginleşir. İnsanların değeri toplum piramidindeki yerleriyle ölçülmeye başlanır. “Kaç paralık adam?” sorusunun sorulduğu bir kültür “modern” kültürdür. Modern kültürde insanlara “paran kadar konuş” denilir.

Bu yüzden insanlar yoksulluğu bir belâ, insanlık haysiyetinin kaybedilmesi olarak anlarlar. Bunun tersi de doğrudur, maddî refah seviyesinin yükselmesiyle insanlar sosyal statülerini de yükseltmiş, insanlıklarını, başkalarının gözündeki yerlerini değerli kılmış olurlar. Kısacası, gelişmiş bir yoksulluk, ilkel bir yoksulluktan çok daha tahammül edilmez bir durumdur. Bu sebeple gelişmiş ülkelerde sosyal rahatsızlıklar ölümcül boyutlara ulaşır.

Yoksulluğun gelişmesiyle birlikte “mentai” rahat-sızlıklar toplumun akışını etkilemeye başlar. İki insanın birbirini değerlendirmesinde dolayımlar artar. Bugün moda tabiriyle “iletişimsizlik” dedikleri şey gerçekte modern ve gelişmiş yoksulluğun korku veren tezahüründen başka bir şey değildir.

İsmet Özel,Zor Zamanda Konuşmak

Muhammed Ali

Son Yazılar

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

4 gün önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

4 gün önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

2 hafta önce

Nereye ve Kime Çağrı?

Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…

2 hafta önce

Gazze Aynasında İnsanlığın Geleceği ve İslam Ümmetinin Mükellefiyeti

  İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…

1 ay önce