Bir kul Rabbini kendiliğinden bilemez. Onun bilmesi yolunu şu cümle ile anlatmak mümkündür:
Kul önce nefsini bilmeli. Ama kul nefsini; kulluk yolunda ıslah ederek bilmeli. Bunu bildikten sonra yaratanı yaratıcı olarak nefsine tanıtmalıdır.
Nefsini yoklukla bilen, yaratanın varlığını bilmiş olur.
Nefsini kötülük ve hata ile bilen, Allah’ı iyilik ve doğru olarak bilir.
Nefsini ihtiyaç içinde bilen; Allah’ı kendi dertlerine şifa verici olarak bilir.
Nefsini Mevlâya satılmış bir meta gibi gören; başkasına dert yanıp, ihtiyaç arz etmekten kurtulur.
Şöyle bir Hadis-i Şerif vardır:
-Bir kimse yüce Allah’ı anarsa.. onun hakkını yerine getirir.
Bu Hadis-i Şerifi açıkladığımız zaman şöyle deriz:
Allah’ı hidayet sahibi bilen, nefsini ona teslim eder. Allah’ı bir yaratıcı kabul eden; kulluk icaplarını yerine getirmelidir.Allah’ı bir ceza verici olarak bilmek; insanı kötülüklere girmekten korur.Allah’ın yeterliğine inanan; başkalarına koşmaktan sakınır.
Ebubeki Vasıtî diyor ki:
Allah’ı bilen sever, sevince de ona uyar. Uyduktan sonra da başkalarından ilgisini keser.
Ahmet Er Rıfai,Onların alemi
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…