Her ülkenin -her kavmin diyecektim- ayrı bir kültürü var.
Kültür bütün tarihin eseri. Kültür, kişiliğimiz…Avrupalı eski toprak kölelerinin veya eşkıyaların “oluşturduğu” bir toplum. İlk vasfı, istismar. Düşman bir dünyayı veya düşman bir medeniyeti. Avrupa’nın farikası burjuvazi. Burjuvazinin farikası hodgâmlık. Asırlarca esaret içinde yaşamış… insanlığa hıncı buradan geliyor. Avrupa’nın kültürü -gerçek Avrupa’nın demek istiyorum- maddeci bir kültür. Temeli akıl, yani hesap. Hind, tasavvufun vatanı… tasavvufun ve metafizik düşüncenin. Şiiri de ırmakları gibi coşkun ve heybetli. Ama Hind dünyevî karşısında kayıtsız, insan düşüncesine mutlak’ı ve sonsuzu getirmiş, kavgayı ve dinamizmi değil.
Mustafa Armağan,Bulutları Delen Kartal(Cemil Meriç ile Konuşmalar)
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…